Tutku ve Yaratıcılık Birbiri İle İlişkilidir

Bugünkü yazımızda, sıkıcı gittiğini düşündüğünüz ilişkinizde tutkuyu nasıl canlandırabileceğinizden söz edeceğiz. Yaratıcı insanların, hayatlarının her alanında yaratıcı oldukları aşikar. Bundan dolayı da tekdüze olmayan, eğlence dolu ilişkiler yürütebiliyorlar.
Tutku ve Yaratıcılık Birbiri İle İlişkilidir
Gema Sánchez Cuevas

tarafından incelendi ve onaylandı. psikolog Gema Sánchez Cuevas.

Tarafından yazılmıştır Sonia Budner

Son Güncelleme: 21 Aralık, 2022

Bugünkü yazımızda, tutku ve yaratıcılık hakkında konuşacağız. Esasında birbirleri ile ilişkili görünmeseler de, son yapılan araştırmalarda görüldüğü üzere bu ikisi arasında önemli bir bağlantı var. Bundan dolayı, ilişkinizde tutkuyu canlı tutmak için yaratıcı olmanızı öneriyoruz.

Kimileri uzun süren geleneksel ilişkilerin bazı rutinler, amaçlar ve hayatı algılama biçimlerinin ortak olmasından kaynaklandığını ileri sürer. Zamanla bir şekilde tutku yok olur ve bu gayet normal karşılanır. Fakat her zaman böyle olmak zorunda değil. Hatta uzun süreli ilişkilerde tutku, partnerler arasındaki yaratıcılık ile doğrudan ilişkilidir.

Peki tutku tam olarak nedir? İlişkide tutku partnerlerin birbirini arzulaması anlamına gelir. “Eros” attığı ilk okla partnerlerin arasındaki cinsel çekimi ve romantik arzuyu canlandırır. Birkaç yıl ya da hatta yalnızca birkaç ayın ardından partnerlerin yitirdiği bu kıvılcım başka türlü bir sevginin kapılarını aralar. En azından son dönemlere kadar inandığımız şey buydu. Benzer şekilde, yalnızca tutkuya dayanan ilişkilerin de pek uzun ömürlü olmadıklarını biliyoruz. Bu çiftlerin uzun süre beraber olma ihtimalleri fazla yüksek değildir.

Tabii bununla birlikte öyle ya da böyle ilişkimizde tutku olsun isteriz. Belki de uzun vadede sabit ya da tekdüze bir ilişki için tutkudan vazgeçmememiz gerekir. Northwestern Üniversitesi ve Londra Üniversitesi tarafından yürütülen araştırmalarda görüldüğü üzere tutku uzun süreli ilişkilerde de süregelen bir duygudur. Temel olarak tutkunun azalmaması için yaratıcılığın da devrede olması gerekir.

“Sıkıntıdan öleceğime tutkudan ölürüm.”

– Vincent Van Gogh

Tutkunun Hayatımızdaki Önemi Nedir?

Zaman geçse de ve böylesi bir durum ilişkiyi daha sabit bir şekle büründürse de, insanlar ilişkilerindeki tutkuyu yitirmek istemiyorlar.

Tutku, gelişimimiz ve sağlığımız açısından büyük bir önem teşkil eder. Ayrıca esasında, tutku sayesinde daha stabil bir ilişkiye kavuşabiliriz. Şiir, roman, film gibi yaratıcı sanatlar eserlerinde tutkunun edindiği merkezi konum da bu kavramın öneminin bir göstergesi. Çünkü içimizde bir yerde biliyoruz ki, önceleri sevdiğimiz bir kişi ile aramızdaki bu duyguyu yitirdiğimiz zaman mutlu olamıyoruz. Böyle bir sevgiyi geride bırakmak istemiyoruz.

Dünyayı döndüren ve hayatımızı devam ettiren şey tutku. Tutkuyu bulmak ya da yitirmek içimizdeki iyiyi ve kötüyü ortaya çıkarır. Bu çok güçlü fakat aynı zamanda da çok kırılgan bir duygudur.

Tutku ve Yaratıcılık Üzerine Bir Çalışma

Tutku ve yaratıcılık üzerine yürütülen bir çalışmada yaklaşık 10 yıldır birlikte olan çiftlerin %40’ının hala aşık oldukları belirtildi.

Bunun kanıtı yalnızca sözlü beyan değildi. Çiftlerin MRI sonuçları da hayli ilginç sonuçlar gösterdi. Uzun zamandır beraber olup hala aşık olduklarını belirten çiftlerin belirli beyin bölgelerindeki aktiviteler, yeni bir ilişkiye başlayan çiftlerdeki aktiviteler ile paralellik gösteriyordu.

Bu sonuçları düzenli cinsel ilişki, cinsel tatmin isteği gibi etmenler üzerinden rahatlıkla değerlendirebiliriz. Ayrıca, ilişkideki olumlu deneyimler de bunu gösterir. Bunun yanı sıra bu çalışmada, bu insanların hayatında ortak görülen bir başka özelliğe daha odaklanılmaya karar verildi: yaratıcılık.

Duygusal sağlığımız açısından yaratıcılığın önemi pek çok çalışma tarafından ortaya konmuş durumda. Tabii bu araştırmaların ötesinde bazı bulgular da bulunuyor. Yaratıcı insanların partnerleriyle daha güçlü bir bağ kurdukları ve bu bağın zamanla güçlendiği de ulaşılan sonuçlar arasında. Bu insanlar tutkuyu canlı tutmayı başarabilen kişiler oluyorlar.

Tutku ve Yaratıcılık: La Vie En Rose

Yukarıdaki çalışmalarda yaratıcı insanların partnerlerine pembe gözlüklerle bakabildiği gözlemlendi. Bundan dolayı, psikolojide bu durum “olumlu ilüzyon” olarak adlandırılıyor.

Böyle bir ilüzyon, ilişkideki eksikliklerin görmezden gelinmesine neden olur. Hatta tam tersi, taraflar zaman geçtikçe kendilerini daha değerli hisseder ve daha fazla arzulandıklarını düşünürler. Böylelikle partnerler ilişki içerisinde kendilerini daha çekici bulur ve daha çok mutluluk duyarlar.

Uzun süreli ilişkilerde yaratıcılık sıkıntı ve tatminsizliği uzak tutan ögelerdir.

Yaratıcı Bir İnsan Hayatın Her Alanında Tutkuludur

Tutku ve yaratıcılık

Tutku romantik ilişkilere özel değildir. Öyle ki, tutkulu insanlar hayatlarındaki her şeye karşı tutku beslerler. İşleri, arkadaşlıkları ve hobilerinde tutkularını belli ederler. Diğerlerine kıyasla, yeni deneyim ve düşünce yöntemlerine daha açıktırlar.

Yani romantik tutku, tutkulu insanların hayatında doğal olarak var olan bir kavramdır. Tabii kişinin yaratıcı yönünün ortaya çıkması için illaki tutkulu olması gerekmez.

Herkes hayata karşı tutkulu olabilir ve herkes yaratıcıdır. En yaratıcı bireyler denemekten ve yanılmaktan korkmayan kişilerdir. Yani hazır olduğunuzda yaratıcı yanınızla iletişime geçebilirsiniz. Tutkunuzu beslemek kendiniz adına yapabileceğiniz en iyi şeylerden biri olacaktır. Tutkusuz yaşamı reddetmenize kimse karşı çıkamaz. Tutkulu yönünüzü çağırmalı, yeniden keşfetmeli ve kaybettiğinizi düşündüğünüz kıvılcımı yeniden alevlendirmelisiniz.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.



Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.