Toksik Evlilik Yaşadığınızın 7 Göstergesi
Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas
Evliliklerde, aile birliği içindeki kişilerden herhangi birinin mutsuz olması durumunda, duygu bozukluğu ilişkiyi toksik evliliğe dönüşür. Mutsuz olma durumu bir rutin haline gelir ve sağlıklı bir duygusal bağlantı kurma imkansızlaşır. Toksik evlilik ile sorunlu evlilik arasında çok ince bir çizgi vardır. Bu nedenle, toksik evliliğe işaret eden şeylere çok dikkat etmemiz gerekir.
Duygusal bağımlılığın varlığı, sahiplenme gösteren davranışlar, kıskançlık, manipülasyon veya sık yaşanan tartışmalar, ilişkinin iyi gitmediğinin göstergeleridir. Buna ilave olarak, bu davranışlar genellikle çiftler arasında bir eşitsizlik olması durumuna işaret eder. Biri saha kazanır ve kontrol uygularken, diğeri partnerini gölgede bırakır ve karşı tarafı manipüle edilebilir.
Sağlıklı bir ilişki beraberinde memnuniyet, mutluluk ve esenlik getirir. Tam tersi durum ise toksik bir evlilikte, taraflardan biri veya her ikisinin diğeriyle geçirdikleri zaman dilimi içerisinde kendisini mutsuz, üzgün veya endişeli hissetmesine neden olur. Bu çifte hem acı verir hem de aile birliğinde büyük duygusal yıpranmaya neden olur. Yazımızın devamında bu durumun en temel özelliklerini sizler için derledik:
“Bizi, her birimizin bir portakalın diğer yarısı olduğumuza ve hayatın ancak diğer yarımızı bulduğumuzda anlamı olduğuna inandırdılar. Bizi, bir bütün olarak doğduğumuza ve hayatımızda hiç kimsenin eksiklerimizi tamamlama sorumluluğu olmadığını anlatmadılar.”
– John Lennon
Duygusal bağımlılık toksik ilişki yaratır
Duygusal bağımlılık, mutlu olma olasılığını, bir başka kişiyle ilişkilendiren psikolojik bir tuzaktır. Bağımlı kişiler, maruz kaldıkları kötü davranışları ve aşağılamayı her gün fark edebilirler, ancak partnerlerine bağımlı olmaktan kurtulamazlar. Yapmadıkları şeyler için bile özür dilerler, itaatkârdırlar ve diğer yarıları kendisini rahat hissetsin diye, bu şekilde kendilerine zarar veriyor olsalar da her türlü ayrıntıya dikkat ederler. Niyetleri başkalarının onayını ve sevgisini kazanmaktır.
Duygusal bağımlılığın muhtemel nedeni; düşük özgüven sorunu yaşayan kişinin kendini partnerinin seviyesinde görmemesi ve bu nedenle ona karşı bağımlılık hissetmesidir. Bu insanlar kendilerini aşırı derecede eleştirirler ve bu nedenle eşleri onları etkilese bile kendilerini suçlu hissederler. Bilmedikleri şey ise diğerini küçümsedikçe kendilerine olan bağımlılıklarını artırıyor olmalarıdır.
Bağımlı kişi, bir uyuşturucu bağımlısı gibi tekrar tekrar toksik ilişki içinde yaşadığı kişiye geri döner. Her dönüşünde durum daha da kötüleşir, diğer çift tarafından küçümseme artar ve bu da bağımlı kişinin onurunu ve öz saygısını azaltır.
Kendini sevmeyen bir kişinin içinde oluşan boşluğu dolduracak kadar bir sevgi yoktur.
Toksik bir ilişkiyi tespit etmenize yarayacak işaretler
Sevgi ve bağımlılık birbiriyle çatışır. Birlikte var olduklarında, biri diğerini yok eder. Bunun olması durumunda, ilişki devam etse bile aşk, sadece iyi olma, mutlu olma ihtiyacını gideren bir olgu olarak gölgede kalacaktır. Bu da, saygı ve kontrol takıntısının sınırlarının aşılmasına yol açacak ve onaylanma ihtiyacı ile birlikte ilişkiye hakim olacaktır.
Yıkıcı duygular ve toksik ilişkiler, bazı hastalıkların ortaya çıkmasına neden olan risk faktörleri olarak tanımlanmıştır.
Anlaşmazlıklar duygusal ilişkilerde her zaman ortaya çıkar. Farklı fikirlere sahip olmakta ve bunları partnerinize ifade etmekte yanlış bir şey yoktur. Sorun, rutin hale geldiklerinde ve sınırlar ortadan kalktığında ortaya çıkar. İşte size toksik bir evliliği tanımanıza yardımcı olacak 7 işaret:
- Karşılıklı saygı yoktur.
- Aile üyelerinden biri her ikisi üzerinde de yetkinin çoğuna sahiptir.
- İlişkinin üyelerinden biri diğerini mutlu etmek için hiçbir çaba göstermez.
- Aşık olmak, takıntılı olmakla karıştırılır.
- Eşlerden biri her şey için suçlanır veya her zaman suçlu olan O’dur.
- Her şeyden önce ilişkide hep birinin davranışları doğrudur.
- Tartışmalar ilişkiye hakimdir.
Tüm bu işaretler, sağlıklı bir ilişkinin korunmasını engelleyen bir rahatsızlık atmosferi yaratır. Bu durum ilişkide olan her iki kişiye de zarar verir, hatta o kadar çok zarar verir ki; bu durum hastalıklı bir ilişkiye dönüşür. Bu nedenle, duygusal düzeyde bağımsız olmayı öğrenmek çok önemlidir. Bu şekilde, başkalarına ve ilişkide bulunduğumuz kişinin bizi mutlu etmesine ihtiyaç duymadan nasıl mutlu olacağımızı öğrenmiş oluruz.
Bağımlılık, bizi bağlar ve yönlendirir. Duygusal bağımsızlık ise bize uçmamızı sağlayan kanatlar verir. Kendimize bakmaya ve kaliteli ilişkileri kurmaya çalışmalıyız.
Mutlu olmak için birisine bağlı olarak yaşayamazsınız. Hiçbir ilişki size, içinizde oluşturmadığınız huzuru veremez.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.