Sorunlarınız ile Yüzleşiyor Musunuz Yoksa Onlara Direniyor Musunuz?
tarafından incelendi ve onaylandı. psikolog Gema Sánchez Cuevas
Neredeyse her gün olumsuz olaylar ile karşılaşıyor, bundan ötürü de içimizde saklanan en kötü halimiz bazen dışarı çıkıyor. Bu sebeple, kavga eder, bağırır, çağırır, isyan eder ve çoğu zaman – düşünmeden hareket ederiz. Başka bir deyişle kontrolümüzü kaybederiz. Fakat doğru bir bakış açısıyla, bu benzer zorlukları ve uygunsuz bir şekilde tepki gösterdiğimiz sorunları, tamamen farklı bir şekilde algılayabiliriz.
Sorunlarınızla yüzleşmek veya onlara direnmek sadece içinde bulunduğunuz koşullara bağlı değildir. Bunlar, bazen bilinçsizce aldığımız bir karara da dayanır. Bazen, farkında olmadığımız bir şekilde direnmeye karar verir, daha sonra ise diğer sorunlarla karşılaşırsınız. Başarılı mı yoksa başarısız mı olduğumuzu belirleyecek olan, iki seçenek vardır.
Bir zorluğa direnmek ya da onunla yüzleşmek arasında yapacağınız seçim, başarılı olup olamayacağınızı belirleyecek karardır.
Sorunlarınıza direnmek duygusal olarak yorucudur
Sorunlarınıza ne kadar direnirseniz, kontrolünüzü kaybetme olasılığınız o kadar artar. Aklınıza ilk gelen düşüncenin heyecanı ile hareket eder, sakin bir kafa ile ne olduğuna bakmadan hemen atılırsınız. Bu sebeple, duygularımızın bizi kontrol altına almasına izin veririz. Fakat bu tür duygusal özgürlüklerin genellikle bir sonucu vardır: daha sonradan düşünmeden yaptığınız ya da söylediğiniz bir şeyden pişman olmak.
Siz daha farkına bile varamadan, kendinizi anlamsız tartışmaların ve kavgaların içinde bulursunuz. Ve bunların size tek yaptığı, duygusal olarak, bazen de fiziksel olarak yıpranmanıza sebebiyet vermektir. Aslında, duruma başka bir bakış açısından baktığınız zaman, gerçekten pireyi deve yaptığınızı fark edersiniz.
Hiç bir şeye dürtüsel olarak tepki verdiniz mi? Bu olduğu zaman, koruyucu içgüdünüzü kaybettiğiniz anlamına gelir. Ama bu konu üzerinde gerçekten düşünürseniz, aslında tehlikede olmadığınız anlarsınız. Bazen dürtüleriniz sadece egonuzu savunmak için ortaya çıkar.
Sorunlarınıza direnmek, kontrolünüzü kaybetmenize ve bu sorunlara yönelik iyi bir çözüm bulmanıza engel olacaktır.
Başınıza gelen sorunlara direnmek ve onları bir tehdit veya bir tehlike olarak görmek, tahammül seviyenizi aşağı çekip, sizi köşeye sıkıştıracaktır. Bu durumda, sakin bir şekilde, açık kalıplar ile düşünmenizi engelleyecektir. Ve dönüp dolaşıp, yine pişman olacağınız bir şey yapacaksınız.
Ama, biraz daha zorlayıcı olsa da, başka bir seçenek daha var. Bu, gerçek bir iş anlamına gelebilir, ama emin olun sonunda, emeklerinize değecektir. Peki sorunlarınıza direnmeyi bırakıp, onlarla yüzleşmeye başlarsanız neler olabileceğini hiç düşündünüz mü?
Sorunlarınızla yüzleşirseniz daha da büyürsünüz
Sorunlarınıza direnmek, sizi daha güçlü bir insan yapmaz. Yaptığınız tek şey, enerjinizi boşa harcamak olur. En temel içgüdülerinizin sizi ele geçirmesine izin verirsiniz. Bu da, içinde bulunduğunuz durumu düzgün bir şekilde ele almanıza mani olur.
Fakat sorunlarınızla yüzleştiğiniz zaman, büyüyerek güçlenir, daha da olgunlaşırsınız. Ortaya çıkan herhangi bir zorluğu, çok daha etkili bir şekilde üstlenerek, kendinizi daha iyi şartlarda bulabilirsiniz.
Yolunuza dertler tasalar çıktığı zaman, nasıl durup, mantıklı bir çerçevede düşünüp, işleri yoluna koyacağınızı bileceksiniz. Bu sayede yapmanız gerekeni daha net bir şekilde görebilir ve en iyi seçimi yapabilirsiniz. Dilediğiniz kadar zamanı kullanabileceğinizi siz de biliyorsunuz.
Sonuçta, hemen tepki göstererek veya bir söz söyleyerek hiçbir şey elde edemezsiniz! Bu yüzden, acele etmenize gerek olmayan bir durumda aksini yapmak, geri dönülmez hatalara sebep olabilir. Artık o saatten sonra, ne kadar dövünseniz de, bir fayda etmez.
Sakin ve rahat olduğunuz zaman, etrafınızdaki her şey tam bir kaosa dönüşmüş bile olsa, daha akıllı bir şekilde hareket edersiniz. Bir nefeslenip, olan bitene daha geniş bir açıdan baktığınız zaman, çözüm çok daha kolay gözükür.
Ayrıca, eğer sorunlarınızla yüzleşmeyi tercih edersiniz, başkalarının size gereksiz yere zarar verme olasılığınız daha da düşük olur. Kendinizi açık bir şekilde, sakin ve saygılı bir şekilde ifade ettiğiniz zaman, bakış açınız daha da net olacak ve diğer insanlar hakkındaki eleştirileriniz, kişisel bir düşmanlık ibaresi olarak alınmayacaktır.
Sadece kendi problemleriyle yüzleşen insanlar kendi güçlerinin farkına varırlar.
Gördüğünüz gibi, bunlar birbirinden çok farklı iki şeydir: Birincisi, sorunlarınıza direnmek için dürtülerinizin sizi yönetmesine izin vermek ve ikincisi; sorunlarınızla yüzleşmek için karar vermek.
Birincisi ile, kontrolünüzü kaybeder, duygularınızı düzgün bir biçimde ele almaz ve içinizde sizi yiyip biten bir pişmanlık ile yaşamaya çalışırsınız. Ama öte yanda, bir kararlılık sergiler, sorunlarınızı daha etkili bir şekilde nasıl çözeceğinizi öğrenir ve onlardan bir şeyler de öğrenirsiniz.
Yaşadığınız zorluklar size her zaman çok özel bir fırsat sunar: öğrenme fırsatı. Ne bu zorluklar birer trajedi ne de siz bir kurbansınız. Böyle düşünmek, sorunlarınıza karşı koymak yerine onlara direnecek olan şeydir. Yaşadığımız zorlukları, öykülerimizin bir parçası haline getirelim ve bize öğrettikleri dersler sayesinde hayatlarımızı daha iyi yaşayalım.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.