Kıskançlık Tam Anlamıyla Nedir?
Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas
Hepimizin her gün karşımıza çıkabilecek sosyal bir duygu olan kıskançlık hakkında bir fikri vardır. Çoğu durumda negatif bir şeymiş gibi gelse de çok önemli fonksiyonları vardır. Psikolojide duyguların iyi ya da kötü olarak gruplandırılmadığı (akıl hastalıkları hariç), yalnızca keyif veren ya da vermeyen olarak adlandırılabileceklerinden bahsedilir. Ayrıca duygular hayatımızda her zaman önemli rol oynarlar.
Kıskançlık – en basit özellikleriyle- dengesiz bir üç yönlü ilişki olarak ortaya çıkar. Bu ilişki iki insan ve bir durumu barındırır. Ve bu insanlardan biri o durumdan faydalanıyor ve diğeri de faydalanmak istiyor fakat bunu başaramıyorsa ortaya bir eşitsizlik çıkar. Bu durumun yarattığı duygu sosyal kıyas içerir.
Sosyal Kıyaslama
İnsanlar sosyal statülerin hayatlarını etkiledikleri çok karmaşık toplumlarda yaşarlar. Bu yüzden bir şeylere ayak uydurduğumuz, sosyal hayatımız konusunda endişelendiğimiz bir bakış açısına sahip olmamız pek de ilginç değil. İşte bu noktada daha iyi bir pozisyona ve sosyal kaynaklara sahip olmak isteğiyle sosyal kıyas ortaya çıkar.
Sosyal kıyas iki şekilde ortaya çıkabilir: (a) pozitif olan, kendimizi bizden daha iyi olan ya da daha iyi olduklarını düşündüğümüz insanlarla kıyaslarız. Ya da (b) negatif, kendimizi bizden daha kötü olan ya da daha kötü olduğunu düşündüğümüz insanlarla kıyaslarız. İki durum da bir fonksiyonu yerine getirir ve sebepleri vardır. Fakat kıskançlık üzerine bir çalışmayı yürütme açısından biz negatif olan kıyaslamayı inceleyeceğiz: istediğimiz bir şeye sahip olanları kıskanmak.
Kıskançlık nedir?
Dengesiz ilişkilerin yol açtığı acı veren bir sosyal duygudur. Daha önce de bahsettiğimiz gibi sosyal kıyas ve kendini değerlendirme ile ilgilidir. Bu yüzden kıskançlığa bazen sosyal bir termometre gibi yaklaşabiliriz. Sosyal statümüzü belirlememize ve statümüz her zaman istediğimiz gibi değilse harekete geçmemize yol açar.
Bazen açık olarak bir imrenme (Ben çok kıskancım!) olarak lanse edildiğinden her zaman bariz olmaması normaldir. Bu açıdan, bu duygumuzu gizlememiz sosyal protokolümüzün bir parçasıdır. İki şeyi yerine getirir. Bir açıdan, kıskanan kişinin düşük statülerini belli etmesine ve statü konusunda muhtemel bir düşüş yaşamalarına engel olur; diğer bir açıdan ise kıskanılan kişinin tehditkar davranışlara maruz kalması engellenmiş olur.
Bu duyguya sebebiyet veren birçok özellik olabilir. Buna sahip olunanlar dahil olduğu gibi kişisel özellikler ya da tanınırlık da dahil olabilir. Bir insan bir şeyi istiyor ama ona sahip olamıyorsa ve diğer bir insanın ona sahip olduğunu görüyorsa bu kıskançlığa sebep olabilir. Bu duygu daha çok bir eksikliğin ya da dezavantajlı durumun giderilmesi isteğiyle ortaya çıkar. Yani bu istenilen şeyin kendisi ile ilgili değil, onun neyi temsil ettiği ile ilgilidir.
Kıskandığımızda nasıl tepki veririz? Kıskançlık durumlarında iki tipte insan gözlemlenir ve iki tipin de farklı yöntemleri vardır. Bunu bir sonraki kısımda konuşacağız.
Kıskançlık çeşitleri
Temel olarak iki tip vardır: mülayimler ve (başkalarının mutsuzluklarından keyif alan) kinciler. Mülayimler diğerlerinin başarısından dolayı kötü hisseder fakat onların başına kötü bir şey gelmesini dilemezler. Bu tipteki insanlar kıskandıkları kişinin seviyesine ulaşmaya çalışırlar. Bunu kıskandıkları insanın işlerine burunlarını sokmadan başarabilirler.
Kinci bir şekilde kıskanç olanlar diğer insanların sahip oldukları şeylere sahip olmayı istemelerinin yanı sıra onların başlarına kötü şeylerin gelmesini isterler. Bir şeyi geliştirmek için çaba sarf etmezler; amaçları kıskandıkları insanı değersizleştirmek ya da hatta o insanı gözden çıkararak statüsünü azaltmaktır.
İki tipteki insan da aynı şeyin peşindedir; kıskanç insan kıskandığı kişiyle eşit ya da ondan üstün olmak ister. Kinci bir şekilde kıskanç olanlar bunu kıskandıklarının statülerini düşürerek sağlarlar. Mülayim kıskançlık duyanlar ise kendi statülerini artırırlar. Kinci olanlar karakter olarak sosyal tipler olsalar da başkaların mutsuzluklarından keyif alanların da oldukça rastlanılan tipler olduğunu unutmamalıyız.
Tartışılması gereken soru şu: bir insanı kıskandığımızda en çok ne hissederiz; mülayim bir kıskançlık mı duyarız yoksa onların mutsuzluklarından keyif mi alırız?
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.