Sen: Sizi Takip Eden Sapığa Aşık Olmak

Geçen Aralık ayında Netflix bize üzerine konuşabileceğimiz çok şey veren bir dizi yayınladı: Sen. Dizi, ilk önce Lifetime kanalında yayınlandı. Ancak, Lifetime, düşük kitle derecelendirmeleri nedeniyle kısa bir süre sonra diziyi iptal etti. Ancak, yaratıcıları pes etmedi ve seriyi Netflix’e satmaya karar verdi. Orada, dizi 40 milyondan fazla izleyici tarafından izlendi. Netflix ayrıca, dizinin buna ihtiyacı olmamasına rağmen, ikinci bir sezonu duyurdu.

Sen, itiraf etmeyi reddetsek de derinden derine tadını çıkardığımız “suçlu zevklerden” biridir. İzlediğimiz şeyin yayınlanmış en iyi dizilerden biri olmadığını biliyoruz, ancak saatlerce izlemekten de kaçınamıyoruz. Aslında, dizi üzerinde oldukça fazla çalışma yapılmış olan çok ciddi bir konuyu çok hafife alarak anlatıyor. Ancak, ilginç ve bağımlılık yaratan bir senaryosu var.

Sen, neden bize üzerinde konuşabileceğimiz bu kadar çok şey veriyor? Hiç farkında olmadan, herhangi bir korku filmi veya diziden neredeyse daha korkunç. Kahramanı Joe, büyüleyici bir adam, parlak zırhlı bir şövalye ve korkunç bir gerçeği gizliyor. Her şeyden önce, bu dizi bize ne kadar savunmasız olduğumuzu ve sosyal medyaya aşırı maruz kalma nedeniyle ortaya çıkabilecek sorunları göstermektedir.

Sen, romantik komedi formatını kopyalar, ancak daha sonra onu yok eder. Tipik bir “oğlanla kız alışılmadık bir yerde karşılaşır” hikayesiyle başlar. Bununla birlikte, Sen dizisinde, bu sıradan karşılaşma aslında hiç de sıradan değildir. Dizinin genç kadını olan Beck, Joe ile karşılaştıktan sonra kitapçıdan bir gülümsemeyle çıkar çıkmaz, Joe onun hayatını araştırmaya ve onu nasıl kazanacağını planlamaya başlar.

UYARI: Bu makale spoiler içermektedir.



Sen: Bir aşk hikayesi?

Sen, bize aşkı farklı yollarla arayan çeşitli karakterleri gösteriyor. Bununla birlikte, sevgi ve ortaya konma biçimi, bir karakterden diğerine büyük farklılıklar gösteriyor. Dizide, kendilerini sevmenin bir yolunu arayan karakterleri, aşık olmak ve hayatlarını bir partnerle paylaşmak isteyen karakterleri ve hatta eşcinselliklerini kabul etmeyenleri bile buluyoruz.

Kısacası, her şey aşk fikri etrafında dönüyor gibi görünüyor. “Aşk”, her halükarda soyut, karmaşık ve çok öznel bir fikir. Örneğin, Joe ilk görüşte aşka ve aşk hikayelerine inanıyor. Bu da onu düşünülemez hareketlerde bulunmaya itiyor. Beck ile bir kitapçıda buluşuyor ve o andan itibaren Joe’nun onu hedeflediğini fark ediyoruz. Avını takip eden bir avcı gibi onu gölgelerden izlemeye başlıyor.

Joe’nun sosyal medya hesabı yok, ancak Beck’i onlarla kontrol ediyor. Kendisini farklı ve biraz yalnız olan gizemli bir genç adam olarak canlandırıyor. Karmaşık ama büyüleyici olan bir adam profiline uyuyor. Joe, Disney’in bize satmaya çalıştığı, bizi kurtaracak ve dinleyecek olan prensler gibi davranıyor.

Ancak parlak zırhlı şövalyeler sadece filmlerde var. Joe’nun kahramanlığının ardında otantik bir avcı yatıyor. Bazı izleyiciler Joe’nun toksisitesini gerçek aşkla karıştırıyor. Onu canlandıran oyuncu Penn Badgley, bu düşünceyi, karakterinin bir sapıktan başka bir şey olmadığını hatırlatarak ispatladı.

Joe ile empati kurmak

Joe, Beck’i araştırır ve onu kullanan genç bir adam olan Benji ile çok toksik bir ilişki içinde olduğunu keşfeder. Benzer şekilde, aynı zamanda arkadaş grubunun da toksik olduğunu ve Beck’in sürekli uyum sağlamaya çalıştığını keşfeder. Joe, Beck’in hayatını ve Joe’nun Beck’in hayatındaki erkek olma planlarını engelleyen tüm insanları öyle ya da böyle bir şekilde ortadan kaldırmaya kendini adamıştır.

Aslında, ilk kurbanları Benji ve Peach oldukça dayanılmaz insanlardır. Beck’in hayatı, Benji artık bir parçası olmadığında önemli ölçüde gelişiyor. Bu yüzden Joe, aşk adına gerçekleştirdiği acımasız davranışlarını, Beck’in ve ilişkilerinin uğruna yaptığını iddia ederek haklı çıkarmaktadır. Ahlaki değerleri sorgulanabilir olan karakterleri öldürüyor, bu yüzden durum o kadar da kötü değildir.

Her nasılsa, Joe öldürmek için meşru sebepleri olduğuna ve sevginin her şeyi haklı çıkartabileceğine bizi inandırmayı başarır. Aynı zamanda Paco ile olan ilişkisi sayesinde onun insancıl tarafını da görüyoruz. Paco, Joe’nun komşusu, ve sorunlu bir aileden gelen bir çocuk. Annesi uyuşturucu bağımlısı ve üvey babası istismarcıdır. Joe, Paco’ya çok yardımcı oluyor, ona kitaplar veriyor ve hayatının biraz daha az üzüntülü olmasını sağlıyor.

Bu insan tarafı onun kötü tarafına bir tezat yaratıyor. Bize çok iyi görünen ve duygularını gösteren birinin nasıl bir sapık olabileceğini merak ediyoruz.

Joe her şey için aşırı derecede endişeleniyor. Bir noktada, görevinin, ilgilendiği insanları mutlu etmek için her şeye müdahale etmek ve her şeyi yapmak olduğuna inanacak kadar takıntılı hale geliyor. Bununla birlikte, bu mutluluk, başkalarını neyin mutlu etmesi gerektiği konusundaki kendi görüşü olduğu için özneldir.

Sen ve Bilgi Çağının Tehlikeleri

Sen, tamamen korkutucu bir şey öneriyor. Herkes tacize maruz kalabilir ve aynı zamanda herkes aslında bir sapık olabilir. Yaşamlarımızı sosyal medyada yayınladığımız bir dünyada, bir insanın gittiği yerler, zevkleri, çevreleri ve benzeri bilgiler hakkında fikir edinmek çok zor değil. Dolayısıyla, Joe gibi bir avcının kurbanı olmak gerçekten çok kolay.

Beck, başkalarının onayını arayan, maddi ve ailevi sorunları olan oldukça güvensiz bir genç kadın olduğu için mükemmel bir hedef.

Günümüzde, artık gizlilik yok. Sosyal medyada yansıttığımız görüntünün gerçeklikten farklı olduğu doğru; hiçbirimiz sosyal medyaya çirkin, üzgün veya sıkılmış göründüğümüz bir resmi yüklemeyiz. Ancak, çalınma ve bize karşı kullanılma ihtimali olan çok fazla bilgiyi paylaştığımız da bir gerçek.

Ayrıca, aşk ve takıntı arasında çok ince bir çizgi var. Kim en az bir kez kimseyi takip etmedi? İnternet üzerinden birisi hakkında beklenmeyen bir şey keşfetmemiş kimse var mı? Bilgi her zamankinden daha erişilebilir ve karşı koymak için fazlasıyla cazip.

Beck ayrıca, şüphe etmeye başladığında Joe’nun geçmişini de araştırıyor. Joe ve Beck farklı mı? Aralarındaki fark, Joe’nun sadece bir gözlemci olmaktan çıkıp, amacına ulaşmak için bilgileri kullanmaya gitmesidir. Beck’in zevklerini ve çevresini keşfeder. Böylece, sıradan karşılaşmalar sahte ve onun planına uygun olmaya başlar.

Bilginin gücü sayesinde doğru zamanda doğru şeyi söylemeyi başarabilir, böylece Beck ona aşık olur. Ancak saplantı tehlikelidir ve Joe bu ince çizgiyi geçerek ekranda gördüğümüz sapık haline gelir.

Sen, paylaştığımız içeriği tekrar gözden geçirmemize neden olan korkunç bir dizi. Aynı zamanda, filmlerde gördüğümüz romantik idealizmi de ortadan kaldırıyor. Bu dizi, bir masal prensinin hayatınızı mahvedebileceğinin bir kanıtı.