Beynimizi Mutlu Olduğuna Nasıl İnandırırız
tarafından incelendi ve onaylandı. psikolog Gema Sánchez Cuevas
Beyninizi kandırarak mutlu olduğuna inandırabileceğinizi biliyor muydunuz? Evet doğru! Mutluluk kendi kendimize yaratabileceğimiz bir duygudur, içinde bulunduğumuz koşullarda mutlu olmak için herhangi bir sebebimiz olmasa bile.
Duyguların vücudumuzda çeşitli değişimlere sebep olduğu bir süredir bildiğimiz bir bilgi. Örneğin, kalp atışlarımızdaki hızlanma ya da yüzümüzdeki belirli kasların kasılmasıyla ortaya çıkan, hepimizin keyif aldığı o ifade: gülümsemek.
Yakın zaman öncesine kadar bilmediğimiz bir şey var ki o da bunun iki taraflı olarak çalıştığı. Yani duygularımızın yarattığı bazı fiziksel reaksiyonları kullanarak beynimizi kandırabiliriz. Bu şekilde de istediğimiz duyguları yaratabiliriz.
Gülümseyerek Beyninizi Kandırıp Mutlu Olduğuna İnandırabilirsiniz
Duygular ve bu duyguların ifade biçimleri iki taraflı çalışır. Beynimiz vücudumuzun yaptıklarına odaklanır ve bu da duygularımızı etkiler. Böylece hiçbir sebep yokken bile gülümsemek gibi basit bir eylem bedenimize mutluluk vererek harika faydalar sağlar.
İlk başta “yüzden geri denetim hipotezi” olarak bilinen bu durum sadece yüz kaslarıyla ilgili değildir, bu iyi bir haber.
Duygularımızı kontrol etmek bazen zor olsa da kaslarımızı kontrol etmek çok daha kolaydır.
Unutmayın, gülümsemeniz elinizdeki güçlü aletinizdir. Çoğumuz sadece mutlu olduğumuzda gülümsediğimizi düşünürüz. Ancak bu tam tersi yönde de olabilir: yani gülümsediğimiz için de mutlu olabiliriz.
Mutlu ya da huzurlu ve kaygısız hissetme haline ulaşmanın en kolay yolu bir tebessüm etmek kadar basittir.
Yüzden Geri Denetim Hipotezi
Bazılarınız basit bir gülümsemenin mutluluk gibi yoğun bir duyguyu yaratmasını saçma bulabilir.
Ancak bilim bu kadar zamanını yüzden geri denetim hipotezini araştırmak için deneyler ve araştırmalar yapmaya harcadıysa, bu saçma bir tez olmasa gerek.
Bu hipotezi kanıtlayan en iyi deneylerden biri 1980’lerin sonunda yapıldı. Araştırmacılar, sonuçları etkilemesini istemediği için duygular üzerinde çalıştıklarını katılımcılara söylemedi.
Bunun yerine, asıl amaçlarını söylemek zorunda kalmadan da deneklere yüzlerindeki belirli kasları kullandırmanın zekice bir yolunu buldular.
Katılımcılardan bir kalemi belirli bir şekilde tutmaları istendi. Üç seçenekleri vardı.
İlk grup kalemi dişlerinin arasında tutarak zorla gülümsemiş olacaktı. İkinci grup dudaklarıyla tuttukları için gülümseyemediler. Hatta bu pozisyon kaşlarını biraz çatmalarına bile sebep oldu. Kontrol grubu ise kalemi ellerinde tuttular.
Denekler daha sonra bazı karikatürlere bakarak komiklik derecelerine puan verdiler. Gülümsemeye zorlanan grubun karikatürlere verdiği “komiklik” puanı kaşları çatık gruptan daha yüksek çıktı. Kontrol grubu ise ortalama puanlar verdi.
Daha yakın zamanda yapılan bir araştırmada ise katılımcılara bir dizi yüz resimleri gösterildi. Bu yüzler mutlu, nötr ya da sinirli bir ifadeye sahipti. Deneklere, bu araştırmayla yüz kaslarının tepki gösterme süresini ölçmeye çalıştıkları söylendi.
Fakat aslında onların duygularını inceliyorlardı. Deneklerin ayrıca resimlerden bağımsız olarak şunları yapmaları gerekiyordu: ya “yanaklarını kaldıracaklardı” (gülümseyeceklerdi) ya da “kaşlarını kırıştıracaklardı” (kaşlarını çatacaklardı).
Yüz ifadeleri gördükleri resimlerden etkilenmişti. Denekler gülümsedikleri zaman resimleri, kaşlarını çattıktan sonra baktıklarından daha arkadaşça görmüştü. Dahası, bu kısa gülümsemenin etkisi dört dakika daha sürdü.
Yüzden geri denetim hipotezi, yüz hareketlerimizin duygusal deneyimlerimizi etkilediğini doğruluyor.
Zorla Gülümsemek, Gerçek Mutluluk: Beyninizi Kandırın
Yüzden geri denetim hipotezinin işe yaramasının sebebi, beynin bazı yüz kaslarını algılaması (gülümsemek için gereken majör ve minör elmacık kemiğinin hareketleri) ve mutlu olmak için bir sebep olduğunu sanmasıdır. Aynı şekilde bu kasları kullanmadığımız zaman, beynimiz ortada mutlu hissedecek bir durum olmadığını düşünür.
Ancak hepsi bu değil. Yüzden geri denetim hipotezine ek olarak bireysel açıdan da bakarsak, mutluluk duygusunu etkileyen başka bir faktör daha vardır. Bu faktör ise sosyal geri bildirimdir.
Gülümsemek bulaşıcıdır. Hatta mutlu değilseniz bile çevrenizdeki insanlar gülümsediğinde size de gülümsemek daha kolay gelir. Bu şekilde daha iyi bir ruh haline erişirsiniz.
Bizi gülümseten enerjiyi yükseltmek için çaba gösterirsek, özellikle de başka insanlarla bilikte olduğumuz zaman, daha büyük yararını görürüz. Çünkü ortamımızı iyi bir enerjiyle beslersek daha kolay mutlu olabileceğimiz bir ortam yaratmış oluruz.
Yani, yüzden geri denetim hipotezini gerçekten en iyi şekilde değerlendirmek istiyorsanız, sizi güldürecek bir şey yapın ya da sadece dudaklarınızın kenarlarını yukarı kaldırarak beyninizi kandırın.
İlk başta zorladığımız gülümseme kısa sürede gerçek bir gülümsemeye dönüşecektir ve mutluluğunuz da hemen gerçek olacaktır.
Ne yaşıyor olursanız olun bu ufak mutluluk anının faydasını gerçekten göreceksiniz.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.