Uyumsuz Duygu Yoktur
Yazan ve doğrulayan psikolog Fátima Servián Franco
Bilim, duyguların uyumsal ve evrimsel bir değeri olduğunu göstermiştir. Chapel Hill North Carolina Üniversitesinden Barbara L. Fredrickson’ın araştırmaları, temel duyguların doğasında uyum sağlamaya dair bir fonksiyon olduğunu göstermiştir. Bu bulgular bizi, uyumsuz duygu diye bir şeyin olmadığı sonucuna götürüyor. Aksine, birçok durumda, duygular yüzeysel bakıldığında uyumsuz ve çok yoğun olabiliyor, ya da çeşitli durumlarda çok sık ortaya çıkabiliyor.
Bütün duygular, sebep olabilecekleri hoş hislerden bağımsız olmak üzere, onları yararlı yapan bir fonksiyona sahiptir. Hatta, en nahoş duygular bile sosyal adaptasyon ve kişisel uyum söz konusu olduğunda önemli fonksiyonlara sahiptir.
Duygularınız, dış dünyanın özelliklerine hassas olan bir evrimin sonucunda ortaya çıkmış ürünlerdir. Yine de, duygu dediğimiz genetik denklemdeki her şey sizin kontrolünüzün dışında değil. Hatta, duygularınızı bir duruma göre yorumlayabilir ve adapte edebilirsiniz. Spesifik olarak, duygularınızın yoğunluğunu ve mesajını kontrol edebilme yetisine sahipsiniz.
“Duyguların da bir yeri vardır, ancak uygun aksiyonu almayı engellememelidirler.”
– Susan Oakey-Baker
Uyumsuz Duygu Nedir?
Jorge Bucay, birçok duygunun sizin seçme yetinizin dışında gerçekleştiğini söyler. Dolayısıyla, onlardan sorumlu değilsinizdir. Ancak, davranışlarınızdan sorumlusunuz. Atalarınızdan miras aldığınız duygusal spektrumun içerisindeki tüm mümkün duyguları yaşarsınız (ya da yaşayacaksınız). Bilhassa, beyniniz bu duyguları evrimsel olarak edinir.
Bu bağlamda, herkesin hayatlarının bir noktasında ‘utandırıcı’ duygular hissedeceğini belirtmemiz önemlidir. Örneğin; kıskançlık, öfke, hiddet ve üzüntü gibi. Bu duyguları saklamanız ya da en aza indirmeniz gerektiğini düşünmeyi ne kadar erken bırakırsanız, bu duygulardan o kadar fazla yarar edinebilirsiniz.
Duygular İyi veya Kötü Değildir
Bazen, kıskanç olmak ‘iyi’, neşe hissetmek ‘kötü’ bir şey olabilir. Elbette bu, bu duyguları deneyimlediğiniz duruma bağlıdır. Ya da, kesin olarak diyebiliriz ki, bu duyguları hissetmenin kendi başına iyi ya da kötü olmadığını anlamak önemlidir. Daha ziyade, bu evrimsel bir durumdur ve övülmesi ya da yerilmesi gereken şey bu duygularla ne yaptığınızdır.
Uyumsuz duygu diye bir şeyin olmadığını çoktan biliyoruz. Bunun yerine, uyumsuz davranışlar vardır. Bir örnek olarak, öfkeye bir göz atalım. Hiç kimse, öfke hissetmekten muaf değildir ve muaf olmayacaktır da. Çünkü, bu duygu insanların bir tür olarak hayatta kalmasına ve evrimleşmesine yardımcı olmuştur. Spesifik olarak, öfke bize, kas kullanımımızın ve kalp atışımızın yanında nöronal aktivitemizin de artması şart olan durumlarda yardımcı olur.
Dolayısıyla, bir duygu olarak öfke şarttır. Ancak, bu duyguyla ne yaptığınız uyumsuz olabilir. Birçok sebepten dolayı öfkeli hissedebilirsiniz. Ancak, nasıl davranacağınız tamamen size bağlıdır. Bundan dolayı, bu duyguları neden deneyimlediğinizi bilmek önemlidir. Böylece, repertuarınızdaki tüm mümkün tepkilerle başa çıkabilecek hale gelirsiniz. Öfkeli hissetmek sizi suçlu yapmaz. Bunun yerine, bu duygunun enerjisi ve mesajı ile ne yaptığınız sizi suçlu yapabilir.
Duygusal eğitim, kendinize yaşatma ihtimaliniz olan gereksiz ıstıraptan kaçınmanıza yardımcı olabilir.
Duyguların Uyumsal Değeri
Şimdiye kadar gördüğümüz üzere, duygular iyi veya kötü değildir. Bunun yerine, duygulara spesifik bir anlam veren şey genelde bağlam veya insandır. Önceki bölümlerde duyguların uyumsal değerlerinden bahsettik. Ancak, çok büyük bir yardımcı olabilecekleri gibi, duyguları kötü yönetmemiz çatışmalara veya rahatsızlıklara da sebep olabilir.
Nahoş duyguların bir uyumsal değeri vardır. Örneğin, sizi daha ihtiyatlı veya dikkatli yapabilirler. Aynı şekilde, haklarınızı savunmak için ihtiyacınız olan dürtüyü size sağlayabilirler de. Ancak, aynı zamanda, birçok kötü duygusal adaptasyonun da kaynağıdırlar. Bu yüzden hatalı bir biçimde uyumsuz duygu denen şeylerden bahsederiz.
Örneğin, anksiyete, evrim sırasında oluşan uyumsal teşvikler dolayısıyla ortaya çıkan bir duygusal durumdur. Spesifik olarak, anksiyete, insanlara tehdit edici ve zarar verici olma ihtimali olan durumlarla başa çıkmak için beceriler sağlamak suretiyle insanların hayatta kalmasını sağlamıştır.
Bu duygusal durum basit bir alarm durumuna sebep olabileceği gibi, korku ve paniğe eşlik eden güçlü tepkiler gibi tehdit edici olma potansiyeli olan uyarıcılara da yol açabilir.
Bazen, insanlar ihtiyaçları olmamasına rağmen anksiyete hissederler. Eğer bu durum sona ermezse; Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabının beşinci versiyonunda bulabileceğiniz yaygın anksiyete bozukluğu, fobi, panik atak ve diğer bir sürü bozukluk gibi patolojilere yol açabilir.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Bisquerra, R. (2006). Educación emocional y bienestar. Madrid : Wolters Kluwer.
- Panksepp, J. A. (1992). A critical role for “Affective Neuroscience” in resolving what is basic about emotions. Psychological Review, 99(3), 554-560.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.