Tüm Duygular Kabul Edilebilir, Ancak Tüm Davranışlar Edilemez
Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas
Herkesin her türlü duyguyu hissetmeye hakkı vardır. Vücudumuzda ve zihnimizde belirli şeyler uyandıran birçok deneyimimiz olmuştur. Ve yaşadığımız tüm duygular kabul edilebilir. Ancak kabul edemediğimiz bir şey varsa, o da bu duygulardan kaynaklanan birtakım davranışlardır.
Bizim görevimiz duygularımızı tanımlamaktır. Hissettikleriniz size boyun eğdirmeden ve kontrolden çıkmadan önce onların farkına varın. Burada, kimseye zarar vermeden ancak hissettiğiniz şeyleri ifade etmenize, kontrol etmenize ve kanalize etmenize olanak sağlayan bir şekilde, duygularınızı serbest bırakmayı bilmenin önemi yatıyor.
Bazen duygular, herhangi bir uyarı olmaksızın birden ortaya çıkar. Neredeyse otomatik olarak öfkeleniriz; ve bu demek değil ki öfke kötü bir şey ve onu hissetmemiz gerekir. Bununla birlikte öfkenin, kontrolü ele almasına izin vermek tamamen başka bir şeydir.
Hissetmek, hayatta olduğumuz anlamına gelir; duygular, bizim için önemli olan bir şeyler var demektir. Fakat kontrolün duygularımızda olduğu ve düşünmeden konuşmaya başladığımız o anda, hissettiklerimiz sahip oldukları pozitif gücü kaybeder. Ve bununla birlikte, onlardan türeyen tüm eylemler de değerini kaybeder.
“Özgürlüğümüzün anahtarı, korkularımızı ve bilinçsiz duygusal kalıplarımızı bilmekte yatar.”
– Elsa Punset
Duygularımızı kontrol edebilir miyiz?
Bazı duygular, neredeyse otomatik olarak ve uyarıldıkları anda, biz henüz farkına bile varmamışken ortaya çıkar. Örneğin; karanlık bir sokakta sizi takip eden birini görüyorsunuz ve korku anında ortaya çıkıyor. Bir hediye alıyorsunuz ve anında mutlu oluyorsunuz!Ayrıca bakınız: Toplumsal Hafıza ve Aile Büyüklerinden Hikayeler
Konuşma şekliniz – temelinde, düşünme şekliniz – hissettiğiniz şeyleri besler. Konuşmak aynı zamanda durumu analiz etmenizi de sağlar. Örneğe devam edecek olursak; o karanlık sokakta yürürken arkanızdan birinin geldiğini görürseniz, kendi kendinize bu kişinin sadece ilerideki binada yaşayan biri olduğunu söyleyerek korkunuzu dindirebilirsiniz. Bununla birlikte, eğer o kişinin sizi soymak için elinde bir silahla yakından takip ettiğini düşünürseniz bunun tam tersi de gerçekleşebilir.
Her ne kadar duygularınız aniden ortaya çıkıyor olsa da, tepkileriniz düşüncelerinize bağlıdır. Ne hissettiğinizi ve nedenini analiz etmek için kendinize biraz zaman ayırırsanız, duygularınıza biraz alan tanırsanız ve düşüncelerinizi kontrol ederseniz, duygularınız ve eylemleriniz arasında doğrudan bir bağlantı yaratırsınız. Güç, tekrar gözden geçirme ve tepki vermeden önce düşünmeye zaman ayırma yeteneğinde bulunabilir.
Her davranış savunulabilir değildir
Belki de sorun, sırf bir şeyi hissettiğiniz için o an istediğiniz gibi davranma hakkına sahip olduğunuz inancında yatıyor. Ama doğru yaklaşım bu değildir. Sizin hareket etme özgürlüğünüz, başka bir bireyin özgürlüğünün başladığı noktada sona erer. Bu nedenle, sahip olduğunuz hiçbir duygu başka birinin haklarını ihlal etmenizi haklı çıkaramaz. Özgürlüğünüzün gücü, aynı zamanda, eylemlerinizi kontrol edebilme yeteneğinizde bulunur.
Kızgın hissedebilirsiniz ve bu kabul edilebilir bir durumdur. İçerlemiş hissedebilirsiniz ve bu da sorun değil. Bununla birlikte, nefsi müdafaa amaçlı değilse eğer, kızgınlık ya da dargınlık nedeniyle başkalarına zarar vermek asla ve asla kabul edilemez
Dolayısıyla, olumsuz duygularınızı kanalize etmeyi, onları herkesin yararına olacak ve hissettiklerinizi ifade etmenizi sağlayacak bir şekilde dışa vurmayı öğrenmek sizin yükümlülüğünüzdür. Güç, sizin içinizde ve içinizdekileri yönetme biçiminizde bulunabilir. Tüm duygular hissedilebilir ve onlardan zevk almakta tamamen özgürsünüz. Ama aynı zamanda, bu duygular yüzünden ortaya çıkan eylemlerinizden de sorumlusunuz.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.