Takıntılı Bir İnsan Olmayı Nasıl Bırakırsınız?
Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas
Çok fazla düşünen insanları mutlaka biliyorsunuzdur. Bu insanlar sırf bu nedenle, hayatlarında birçok problem yaşar. Evet, sürekli aynı konu üzerinde düşünen insanlardan bahsediyoruz. Bu durumun sonucunda stres, endişe ve gerginlik bu kişilerin yakasını bırakmaz. Eğer bu durum sık sık yaşanıyorsa ve düzenli bir hal almışsa, bunu yaşayan kişi takıntılı bir kişidir diyebiliriz.
Bugünkü yazıda, takıntılı insanların bu kısır döngüye nasıl girdiklerini size anlatacağız. Bu konudaki son teorileri de yazının sonunda sizinle paylaşacağız.
Takıntılar neden ortaya çıkar?
Anksiyeteyle ilgili çalışmalar yürüten bilişsel bilim alanı, beynin bilgiyi işleme sokarken bir sıkıntı yaşadığına işaret ediyor. Bilgi işleme sokulurken ortaya çıkan bu sıkıntı, takıntının en büyük nedenlerinden birisi olarak gösterilmektedir. Ancak Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) üzerine yapılan çalışmalar son yıllarca ancak hız kazanabilmiştir. Henüz çok az sayıdaki çalışma, sırf takıntı problemi yaşayan insanlar üzerinde yapılmıştır.
Obsesif insanaların belli görevleri ve zorunlulukları yerine getirirken bazı sıkıntılar yaşadığını biliyoruz. Bu kişilerin, duygusal anlamda bazı bilgileri işlemede ve kavramada sorun yaşadıkları ise bir diğer gerçektir. Takıntılı kişiler, korkularını tetikleyen ve onları uyaran şeylere karşı çok hassastır.
Bu duygu durumları yüzünden takıntılı kişiler, kendi başlarına asla çıkamadıkları bir kısır döngüye girer. Bu sonu olmayan düşünce girdabına onları atan şey korkularıdır. Takıntı, kalıcı ve tekerrür eden düşünceler, görüntüler veya dürtüler olarak tanımlanmaktadır. Bu dürtüler bir noktadan sonra rahatsız edici bir hal almaya başlar ve kişide belli bir şekilde anksiyete neden olur. Ortaya çıkan anksiyete ise stresi iyice tetikler.
Düşünceler, dürtüler ve bazı görseller günlük hayata birer kaygıya dönüşerek dahil olur. Bundan çok ileriye bile gidebilir. Bu durumdan etkilenen kişi, bu hisleri umursamamaya veya bastırmaya çalışabilir. Bu hisleri ve dürtüleri yok etmek veya daha az görünür yapmak adına başka his ve dürtüleri kalkan olarak kullanabilirler.
Tüm bu davranışların ve eylemlerin ana nedeni, kişinin olumsuz bir olay sonrasından hissettiği rahatsızlıktan kaynaklanır. Ancak buna karşı ortaya çıkan davranışları, gerçek korkularını gizler. Tam olarak en derinde ne yaşadıklarını onlar dahi anlayamayabilir.
Tutku olumlu bir takıntıdır. Takıntı ise olumsuz bir tutkudur.
Takıntılar, 21. yüzyılın anksiyetesi
Amerikan Psikoloji Derneği (APA), bu durumu bir bozukluk olarak kabul etmiştir. Çünkü bu bozukluk, kişinin hayatını inanılmaz derecede olumsuz etkilemektedir. Günümüzde bu bozukluğa sahip insan sayısı ise her gün artmaktadır.
Bu hastalıktan muzdarip kişiler kendilerini çaresiz hisseder. Saatlerce aynı davranışı tekrar edebilirler. Ortada belli hiçbir neden yokken belli davranışları tekrar ve tekrar sergilerler. Tüm bunlara ek olarak, bu rahatsızlığa sahip kişiler depresyona ve bazı psikolojik hastalıklara meyillidir. Fobileri ve korkuları bu duruma etki edebilir. OKB nedeniyle ortaya çıkan anksiyete, bu durumu tetikleyen faktörlerden birisidir.
Uzmanlara göre OKB bazı kategorilere indirgenebilir. En önemlileri ise şunlardır:
- Temizlik ve hijyene takıntılı olmak
- Sürekli bir şeyleri kontrol etme: Emin olamama ve özellikle evin içinde bir şeyleri devamlı kontrol etme
- Düzen: Sürekli olarak simetri takıntısına sahip olmak veya dakiklik
Ancak bunların dışında birçok farklı takıntı türü de bulunmaktadır. Sosyal medya, modern toplumların sahip olduğu takıntı örneklerinden sadece birisidir. Son yıllarda teknolojinin iyice ilerlemesi birçok farklı takıntı türünün ortaya çıkmasına neden oldu. Ancak takıntı türü ne olursa olsun, OKB’si olan kişiler benzer özellikleri göstermektedir.
Konu aşk hayatına geldiğinde de bu takıntılar aynı şekilde kendini gösterir. Benzer düşünme biçimleri, davranışlar ve bilişsel durumlar aynı şekilde tekrarlanır. Ancak aşk hayatında bu sorunu yaşayan kişiler bu kez bir obje yerine bir insana takıntılı olur. Aynı kontrol etme isteği, bu kez bir insan üzerinde kendini gösterir. Bazı durumlarda bu kontrol etme isteği o kadar güçlü bir hale gelir ki kişi bunu aşkla karıştırmaya başlar. Takıntılı olduğu kişiye aşık olduğunu sanır. Bu durum, çok tehlikeli bir hale dönebilir.
Bu tür bir takıntı hali, sizi dürtülerinizle hareket etmeye zorlar ve bu şekilde istediğiniz şeyi elde edebileceğinizi sanırsınız. Bu durumda elde etmek istediğiniz şey o kişidir. Ancak bu takıntı tam tersi sonuçlar da doğurabilir. Siz o kişiye takıntılı oldukça ve buna uygun olarak takıntılı davranışlar sergiledikçe, sevdiğiniz ve birlikte olmak istediğiniz kişi sizden iyice uzaklaşabilir.
Takıntılılar nasıl tedavi edilir?
“Takıntılar aşkta doyumsuz duyguları tetikler. Partnerlerden biri ilişkiden asla memnun olamaz, ilişki asla onu tatmin edemez. Ancak partneri olmadan da yapamaz. Aşırı derecede bağımlı davranışlar sergiler.”
– Walter Riso
Takıntılı insanları tedavi ederken, onların doğru olmayan düşünce ve inançlarına odaklanmak önemlidir. Bu doğru olmayan düşünce ve inançlar korkularını beslerken anksiyeteyi de ortaya çıkarır. Bu nedenle bu tarz tedavilerdeki ana hedef, bu düşünceler nedeniyle ortaya çıkan anksiyeteyi en aza indirmektir.
Aynı zamanda bu tür tedaviler, aslında bu dürtüleri tamamen ortadan kaldırmayı hedefler. Bu dürtüler, yanlış inançlardan, korkulardan ve fazla sorumluluk duygusundan kaynaklanabilir. (Salkovskis, Richards ve Forrester, 2000). Dolayısıyla bilişsel tedavi ilk olarak bu davranışlara neden olan duygusal tepkilere odaklanır. Bu korkuların veya inançların ana nedenini sorgular. Algılama ve bilgiyi işlemede bir sorun yaşandığı için, bu kişilerin davranışları ve hareketleri algılardan büyük oranda etkilenir.
Bu tedavilerde, takıntılı kişilerin belirli olarak takıntılı oldukları şeylere veya kişilere dikkatle odaklanmak gerekir. Terapistler, bu kişilerin kafalarında oluşan yanlış inançları onlara fark ettirmeye çalışarak etraflarını ve kendilerini daha iyi algılamalarını sağlar.
Takıntılarla yaşamak oldukça zordur. Takıntıları olan bir kişi içinde olduğu durumu uzun süre fark etmeden yorucu bir hayat yaşayabilir. Bu nedenle en kısa sürede bu bozukluğun üstüne gitmek ve neden olduğu anksiyeteleri azaltmaya çalışmak, kişinin daha az stresli bir hayat sürmesine yardımcı olacaktır.
“Takıntılı düşünceler, öfke ateşini tutuşturan ince çıralara benzer. Bu ateşi ancak düşünce biçiminizi değiştirerek söndürebilirsiniz. Bunu da ancak farklı bir açıdan olaylara bakmaya başlayarak yapabilirsiniz.”
– Daniel Goleman
Kaynakça
- Beck, AT, Emery, Greenberg, RL (1985). Anxiety Disorders and Phobias: A Cognitive Perspective. Básico, New York.
- Casado Martín, Y. (2008). Emotional Processing in People with Obsessive-Compulsive Symptomology.
- Salkovskis, PM, Wroe, AL, Gledhill, A., Morrison, N., Forrester, E., Richards, C., & Thorpe, S. (2000). Responsibility Attitudes and Interpretations are Characteristic of Obsessive-Compulsive Disorder. Study on Behavior and Therapy, 38 (4), 347-372.
- Steketee, G., Frost, R. O., Rhéaume, J., & Wilhelm, S. (2001). Theory and Practice of Cognitive Therapy for Obsessive-Compulsive Disorder. Obsessive Disorders.
- Vallejo Pareja, M. Á. (2001). Effective Psychological Treatments for Obsessive-Compulsive Disorder. Psicothema, 13(3).
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.