Noam Chomsky: Parlak Bir Zihnin Biyografisi
tarafından incelendi ve onaylandı. psikolog Gema Sánchez Cuevas
Noam Chomsky, 91 yaşında bile yazarlığa ve ders vermeye devam eden 20. yüzyılın en büyük beyinlerinden biridir. Ayrıca Amerikan toplumunda hükumetlere, politikacılara ve yerleşik güçlere karşı en eleştirel seslerden biri olmuştur.
Dilbilimci, filozof ve politik analist, dilin tanımlanmasında yeni bir modelin yaratıcısı olduğu için modern dilbilimin babası olarak kabul edilir. Chomsky teorileriyle bilişsel bilime büyük katkılar sağlamıştır. Bu fahri profesörün hayatı, 20. yüzyıl boyunca tarih, bilim ve insan anlayışına doğru yapılan bir yolculuktur. Noam Chomsky’yi tanımak ve çalışmalarını bilmek, bugün yaşadığımız dünyayı anlamak için neredeyse gereklidir.
New York Times tarafından “çağdaş düşünürlerin en önemlisi” olarak listelenmiş ve multidisipliner bir yazar olarak nitelendirilmiştir. Tüm bu başarılarına rağmen ampirizme karşı yönelttiği önermeler ve kapitalizm hakkında eleştirel konuşması nedeniyle eleştirilerden kaçamadığı için sık sık tartışmaların odağında olmaktadır. Yaptığı katkılarla bilim, politika ve psikoloji gibi çeşitli alanları etkileyen önemli bir karakterle karşı karşıyayız; hiç şüphe yoktur ki, dilbilimde gerçek bir devrimci olması nedeniyle filoloji alanı için vazgeçilmez bir değer olduğunun farkına verilmiştir.
Hayatının ilk yılları
Noam Chomsky, yahudi göçmen bir ailenin çocuğu olarak Aralık 1928’de Philadelphia’da dünyaya geldi. Babası, İbranice eğitimine önem verilen prestijli bir okulda çalışan saygın bir İbranice öğretmeniydi.
Chomsky, çocukluğunu Amerika Birleşik Devletlerinde Büyük Buhran’ın damgasını vurduğu Philadelphia ve New York arasında geçirdi. Orta sınıf bir aileye mensup olması nedeniyle çevresindeki pek çok sosyal adaletsizliğe tanık olma fırsatı buldu. Ancak zeki ve meraklı bir çocuk olarak tanımlanmaktadır.
Sadece on yaşındayken, siyaset ve sosyal haklar hakkında yetişkin konuşmalarına tanık oldu ve dünyaya bakış açısı o zaman etrafındaki olaylardan etkilenmiştir. Bu sıralarda, henüz çocukken, İspanya İç Savaşından sonra okulu için Avrupa’da faşizmin yükselişi üzerine bir makale yazdı. Bu makale, New York Üniversitesinde sunacağı daha sonraki bir makalenin temelini oluşturmuştu. O zamanlar bile Chomsky, insanların siyaset ve ekonomiyi anlayıp kendi kararlarını kendilerinin verebileceklerini savunuyordu. Ayrıca bu otoritenin, kendisini meşru ve iktidara layık görmeden önce kendisini kanıtlaması gerektiğini savunuyordu. Gençliği sırasında tanık olduğu bu olaylar düşüncelerine, çalışmalarına da yansımıştır.
Noam Chomsky’nin kariyeri
Noam Chomsky, Profesör Zellig Harris’in himayesinde Pennsylvania Üniversitesinde dilbilim, felsefe ve matematik eğitimi aldı. Zellig Harris ve diğer profesörler kesinlikle Chomsky’nin politik fikirlerini etkiledi. Bunun yanında, olağanüstü potansiyelleriyle tanınan ve bireysel gelişim ve entelektüel işbirliği için farklı fırsatlar verilen Harvard Society of Fellows’da yer aldı.
Chomsky, toplum hakkında hangi dilin ortaya konacağı fikrinden etkilenmişti. İnsan zihnini boş bir sayfa olarak gören yaklaşımlara şiddetle karşı çıktı. Ona göre dilin temel kavramları doğuştan gelmekteydi. Dil tüm insanların zihnindeydi ve her birinin sadece söz dizimsel ortamından etkileniyordu. Nihayet 1957’de dilbilim üzerine en iyi bilinen kitaplarından biri olan Söz dizimsel Yapılar‘da ortaya koyduğu birkaç fikri tezi vasıtasıyla araştırma fırsatı yakalamıştı.
Chomsky’den bahsetmek, üretkenlikten ve evrensel gramerden bahsetmektir. Evrensel dilbilgisi, geniş anlamda, dünyanın tüm dillerinde ortak olan belirli ilkelerin olduğu fikrinden oluşur. Bunun nedeni bu ilkelerin doğuştan gelmesidir. Doğal dillerden bahsettiğimizde, edinimi sözlü bir dilde olduğu gibi gerçekleşen işaret dillerini de dahil ettiğimizi vurgulamamız gerekir.
Evrensel dilbilgisi, dünyadaki tüm dillerin aynı gramere sahip olduğu anlamına gelmez. Hepimizde dilin oluşumun doğuştan geldiğini, hangi milletten gelinirse gelinsin, ana dilin edinilmesine kişinin doğuştan belirli bir yatkınlık taşıdığı fikrini savunur. Başka bir şekilde ifade etmemiz gerekirse beynimiz, normal gelişim koşulları altında ana dilin dış uyaranını algılar ve dilin edinimi için bu süreci tetikleyecek önceden belirlenen bir süreç oluşur.
Noam Chomsky’nin Sözdizimsel Devrimi
Chomsky, 2005 yılında aktif öğretmenlik hayatını sonlandırmadan önce, yarım yüzyıl boyunca MIT’de (Massachusetts Teknoloji Enstitüsü) Dilbilim ve Felsefe Bölümünde Fahri Profesör olarak çalıştı. Ayrıca Columbia, OCLA, Princeton ve Cambridge gibi diğer üniversitelerde misafir profesör olarak görev yaptı.
En bilinen katkılarından biri hiyerarşi sistemiydi. Dilbilgisinin gruplara ayrılması, ifade yetenekleri göre yukarı veya aşağı yönlü hareket etmesi gibi. Bu hiyerarşi, bir dilde belirli söz dizimsel kombinasyonların neden mümkün olduğunu ve diğerlerinin bize dilbilgisel olmayan bir sonuç verdiğini yanıtlamaya çalışan üretken dilbilgisiyle ilişkiliydi.
Üretici dönüşümsel dilbilgisi, kuralcı değil, tanımlayıcıdır. Başka bir şekilde söylememiz gerekirse, neyin doğru neyin yanlış olduğunu varsayıyormuş gibi davranmaz. Daha ziyade, bir konuşmacının kendi dilindeki olası tüm cümleleri belirlemek ve üretmek için hangi kural ve ilkeleri izlediğini tanımlamaya çalışır. Chomsky, her dilde sonsuz sayıda cümle üretip anlayabileceğimizi gözlemler. Dilbilgisinin doğuştanlıktan geldiğini yani insan doğduğunda zaten bu bilgilerin beyninde var olduğunu, sonsuz bilgiye sahip olduğu sonucuna varmıştır.
Bu teoriler ve Chomsky Hiyerarşisi, dilbilime açık katkılarının ötesinde, modern psikoloji ve felsefe üzerinde muazzam bir etki bırakmıştır. Bu teoriler insan doğasını ve bilginin nasıl işlendiğini anlamaya yardımcı olmuştur.
Siyaset ve zıtlaşmalar
Noam Chomsky, 1967’de, ABD’nin Vietnam’a müdahalesini protesto etmek için Aydınların Sorumluluğu başlıklı bir makale yayınladı. Bu makaleyi, birbiri ardına yayınlanan siyasi analiz yaptığı diğer makaleler izledi. Dünyaya dair siyasi ve sosyal vizyonu, dilbilim ve bilişsel bilimler alanındaki çalışmalarıyla her zaman paralel olarak ilerleyen bir rutin halini aldı ve bu da en aşırı siyasi ve entelektüel gruplardan çok sayıda eleştiri almasına neden oldu.
Siyasi analiz üzerine yazdığı pek çok kitabı arasında Amerikan Gücü ve Yeni Mandarinler (1969), Güç Kimin Elinde (1974) ve Rızanın İmalatı: Medyanın Politik Ekonomisi (1988) bulunmaktadır. Günümüzde de, Noam Chomsky, tüm konferans çevreleri tarafından aktif olmaya devam eden, son derece saygın ve tartışmalı bir düşünür olmaya devam etmektedir. Chomsky, Amerikan Psikoloji Örgütüne bilimsel katkı ödülü ve Sydney Barış Ödülü dahil olmak üzere çok sayıda akademik ve insanlığa katkısıyla barış ödülü biriktirmiştir.
Kısacası tartışmalara neden olan aynı zamanda üretken bir yazar olduğu su götürmek bir gerçektir. Kapitalizmi ve özellikle Amerikan sistemini sert bir şekilde eleştirmiştir. Teorileriyle aşağı yukarı aynı fikirde olabiliriz. Tartışmalara kapalı bir konu ise katkılarının gerçekten tam yerinde olduğu ve çeşitli alanlara hizmet etmesidir. Günümüzde çalışmaları daha çok siyasi aktivizme odaklansa da, öğrenmeye ve araştırmaya olan tutkusunu ihmal etmez.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.