Neden Aşk Hakkında Konuşmayı Severiz?
Yazan ve doğrulayan psikolog Sergio De Dios González
Filmlerde gördüğümüz gibi olan aşklar hakkında konuşmayı severiz. Onu tenimizde hissetmek, o özel kişinin anlayışlı, şefkatli ve ilgili bir şekilde adımızı söylediğini duymak isteriz. Onu hissetmek, yaşamak, planlar yapmak ve daha iyi bir insana dönüşmek isteriz. Çünkü kalbimizin atışını değiştiren hikayeleri severiz.
Bu tür bir romantizm hakkında konuşmayı eğlenceli buluruz. Mutlu sonu olan tür – ama sadece ‘sonra da sonsuza kadar mutlu yaşadılar’ kısmı, günlük yönleri değil. Güzel olana, sihirli olana, kalbi fethetme dönemine ve sonrasında yağan iltifatlara, bazen bilinçsiz bir şekilde aradığımız ve arzuladığımız o aşka odaklanırız.
İki insanın nasıl karşılaştıkları, nasıl birbirlerine aşık oldukları ve ilişki denen o maceraya nasıl başladıklarının anlatıldığı hikaye kadar güzel bir şey yoktur. Ama daha sonra neler olduğu hakkında ne biliriz? Bize pijamalar içinde, çiçeksiz geçirdikleri, evin içinde takıldıkları ve beraber alışverişe gittikleri günlük anları anlatmazlar. Biz de bu bölümden bahsetmek pek hoşlanmayız çünkü sihirli bir tarafı yoktur. Ancak aşk hala aşktır.
Hepimiz mutlu bir son isteriz ancak o küçük adımlar olmadan nasıl mutlu sona ulaşacağız? Sonlar, filmlerde gördüğünüz ilk öpücüklere benzemez. Sonunda, birbirinin kollarına koşmak, nişanlanmak veya evlenmek yoktur. Sonlar, filmlerde nadir olarak görsek de, genellikle hissettiğiniz duyguların tükenmesi demektir.
“Mutlu sonu olan tek bir gerçek aşk hikayesi yoktur. Aşksa sonu yoktur. Sonu varsa, mutlu son değildir.”
– Joaquín Sabina
Aşk hakkında konuşmayı severiz ama aşk düşündüğümüzden çok daha fazlasıdır. İnsanlar her gün mutlu hikayelerini yeniden inşa eder ve onun için çalışırlar. Zorlu başlangıçların üstesinden gelmenin anahtarı, her bireyin bu amaç uğruna çaba göstermek istemesidir. Eğer iki kişi de çok çaba gösterirse sonunda başarı artacaktır.
Aşk ve mutluluk yan yana yürür mü?
Belki evet belki hayır veya daha gerçekçi olmak gerekirse, bazen evet bazen hayır. Bazen aşk bizi ağlatır, incitir, şüpheye düşürür ama buna değer olmalıdır. Aşkın bu yönünden de bahsetmeli, hikayenin genellikle duymadığımız bu tarafını da dinlemeliyiz.
Mutluluk hayatın pek çok alanında bulunabilir. Bu yüzden yalnızca aşkın mutluluk getirebileceğini düşünmek hata olur. Pek çok kişi romantizmi arar ve ona ihtiyaç duyar. Çünkü o olmadan bir tarafları eksikmiş gibi hissederler. Ancak unutmayın, biz zaten eksiksiziz. Kendinizi tamamlamaya değil, kendinize bir şeyler katmaya bakın.
Mutlu aşklar hakkında konuşmayı severiz. Aşkla mutluluğu bu denli ilişkilendirmemizin sebebi de bu olabilir. Mutlu aşkların verdiği umutla cesaretlenerek idealist bir hale gelmemiz tuhaf değildir. Ancak hikayelerdeki prens ve prenses de günlük yaşantılarını sürdürmeli ve hayatlarını birlikte paylaşmanın getirdiği zorluklarla yüzleşmeliler. Kamera arkasında bunlar olurken, biz, yalnızca ekranda gördüklerimiz hakkında konuşarak ve ona inanarak hata ediyoruz.
Hikayenin geri kalan kısmı
Şimdi size hayranlık duyduğumuz bir çiftin hikayesini anlatacağız. İlk buluşmaan, ilk öpücükten, birlikte uyandıkları ilk günden sonra da birbirlerini sevmeye devam ettiler. Yatağa tüm kalpleriyle arzulayarak seçtikleri kişinin yanında olduklarını düşünerek gittiler. Aynı zamanda tartıştılar da. Bazen birbirlerinden nefret ettiler veya söyleyebilecekleri doğru sözleri seçmekte zorlandılar. Ancak bunlara rağmen onlar mutluydular.
Hikayeleri çok iyi başlamadı. Yolda tümsekler vardı, anlaşmazlıklar oldu. Ama çaba ve sevgi göstererek bunu aşmayı başardılar.
Ama hikayeyi burada bitirmeyeceğiz. Sonuna kadar gideceğiz. Mutlu bir son değil ama gerçek bir son.
Aralarındaki aşk yetmedi. Başka biri resme dahil oldu ve hikayelerinin sonunu getirdi. Yani her hikaye ‘sonsuza kadar mutlu yaşadılar’ diye bitmez. Aşkın farklı türleri vardır. Aşk başlangıcından ve güzel yanlarından ibaret değildir. Hikayenin tamamı, gerçek hikaye çok daha heyecan vericidir (ve evet, bazen çok daha sıkıcıdır).
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.