Kronik Yalnızlık Sendromu

Yalnızlık, bir insanın boşluk duygusuyla karışık kendini dünyadan kopmuş hissetme durumudur. İnsanlarla iletişim kurmakta zorluk yaşanır. Ancak bazen insanlar bilinçli olarak tek başlarına kalmayı tercih eder, yalnız olmaktan zevk alırlar.
Kronik Yalnızlık Sendromu
Sergio De Dios González

tarafından incelendi ve onaylandı. psikolog Sergio De Dios González.

Tarafından yazılmıştır Alejandro Rodríguez

Son Güncelleme: 21 Aralık, 2022

Başkalarından uzaklaşmak, eğer bu yalnızlık özellikle aradığımız veya kendi isteğimizle olan bir durum değilse insanın canını çok yakan bir durumdur. Sosyal canlılar olduğumuz ve hayatımızı idame ettirebilmemiz için diğer insanlarla iletişim kurmaya ihtiyacımız vardır. Bununla birlikte, modern toplumda giderek daha fazla insan kendisini toplumla özdeşleşmiş hissetmektedir. Bu duygunun en uç versiyonlarından biri kronik yalnızlık sendromudur.

Bu durum çeşitli dünya üniversitelerinden araştırmacılar tarafından ilk kez incelenmiş ve yayınlanmıştır. Bunların arasında Ghent (Belçika) ve Duke (Amerika Birleşik Devletleri)üniversiteleri bulunmaktadır. Araştırmadan sorumlu bilim adamları, gittikçe daha fazla gencin, kendilerini diğer insanlardan tamamen soyutlanmış hissettiklerini gözlemlemişlerdir. En endişe verici şey ise bu yalnızlık hissine başka birçok olumsuz unsurun eşlik etmesidir.

Bu yazıda, kronik yalnızlık sendromunun tam olarak ne anlama geldiğini ve neden giderek daha yaygın olduğunu keşfedeceksiniz. Buna ilave olarak bazı semptomların sizin hayatınızda da var olduğunu düşünüyorsanız ve bununla savaşmak istiyorsanız yazımızın sonunda yapmanız gerekenlerle ilgili birkaç ipucu bulacaksınız.

Peki o zaman, yalnızlık sendromu ne anlama gelir?

Başkalarından izole olma hissi büyük ölçüde kişisel bir durumdur. Sonuçta olarak sürekli diğer insanlarla çevriliyizdir. Bu nedenle, yalnızlığın genellikle hayatımızdaki insanların eksikliğiyle bir ilgisi yoktur: daha çok genel anlamda kimsenin bize değer vermediği veya bizimle vakit geçirmek istemediği inancıyla ilgilidir.

Yalnızlık

Kronik yalnızlık sendromu, bu inancın en uç versiyonu olacaktır. Bu sorunu yaşayan insanlar, diğerler insanlardan tamamen koptuklarını düşünürler. Başkaları tarafından anlaşılmadıklarına ve başkalarının onlarla vakit geçirmek istemediklerine inanırlar. Bu da her gün onlara her konuda sorun yaşamalarına neden olur.

Ayrıca, bu sendromdan etkilenen insanlar kendilerini diğerlerinden izole etme eğilimindedirler. Kimsenin onları kabul etmeyeceğine inandıkları için sosyal durumlara karışmamayı seçerler. Elbette, bu onlar için “kısır döngü” olma eğilimindedir: başkalarına yaklaşmaktan ne kadar kaçınırlarsa, kendilerini o kadar yalnız hissederler ve sosyal ilişki aramaya o kadar az istekli olurlar.

Ayrıca, bu sendromdan etkilenen insanlar kendilerini diğerlerinden izole etme eğilimindedirler. Kimsenin onları kabul etmeyeceğine inandıkları için sosyal durumlara karışmamayı seçerler. Bu durum kuşkusuz onlar için “kısır döngü” ye dönüşmelerine sebep olur: başkalarına yaklaşmaktan ne kadar kaçınırlarsa, kendilerini o kadar yalnız hissederler ve sosyal ilişki aramaya o kadar az istekli olurlar.

Bu sendrom neden ortaya çıkar?

Uzmanlara göre, bu sorunun tek nedeni kişinin sosyal ilişkileri değildir. Tam tersi, kronik yalnızlık sendromunun kaynağı, bu sorunu yaşayan kişilerin, kendileri hakkında sürdürdükleri inançlara dayanmasıdır. Kendi düşünce yapıları nedeniyle, bu bireyler kendilerini diğerlerinden daha az yetenekli ve daha az istenilen kişiler olarak göreceklerdir.

Elbette, bu, kişinin kendine duyduğu özgüven ve her bireyin kendini nasıl gördüğüyle yakından ilişkili olacaktır. Kendisiyle ilgili ilk olumsuz düşünceler aklına gelmeye başladıktan sonra, bu sorunu yaşayan kişi edindiği bilgileri daha fazla teşvik etmek için daha fazla analiz etmeye çalışacaktır.

Buna bir örnek verecek olursak; biri onlarla konuşmaktan kaçındığında, bu sendroma sahip kişiler bunu, başkalarının arkadaşlığını gerçekten hak etmediklerinin bir işareti olarak kabul ederler. Başlarına pozitif bir durum gelse bile, mantıksız fikirlerini desteklemek için bunu tam tersine dönüştürüp, hayatı kendilerine zehir etmeye çalışırlar. Bir başkasının onu partiye davet etmesi bile, sırf kendilerine acındığı için bunun yapıldığını düşünmelerine sebep olur.

Bu düşünme şekline doğrulama yanlılığı denir ve kronik yalnızlık sendromunu en çok tetikleyen faktördür. Peki, bununla savaşmanın bir yolu var mıdır? Kendi kazdığımız bu çukurdan nasıl geri çıkabiliriz?

Yalnızlık sorununu nasıl ortadan kaldırırız?

Yazımızın devamında kronik yalnızlık semptomlarını ortadan kaldırmanın veya azaltmanın birkaç yolunu sıraladık:

  • Yapmanız gereken ilk şey, kendinize kimsenin mükemmel olmadığını hatırlatmaktır. Bu sendromun temel nedeninin özgüven eksikliği ile ilgisi vardır.
  • Bunun dışında, kendinizle ilgili değiştirmek istediğiniz bir şey varsa, hemen şimdi kollarınızı sıvayın. Kendinizi mutlu etmek için belirlediğiniz hedefe ulaşmak için yapacağınız her şey özgüveninizi besleyecektir. Bir kez kendinizle gurur duymaya başladığınızda, başkalarıyla iletişim kurmanın ne kadar basit bir şey olduğunu göreceksiniz.
  • Daha çok sosyal olabileceğiniz ortamlarda bulunun. Kendinizi başkalarından izole ederseniz, kendinizi gitgide daha fazla yalnız ve daha değersiz hissedersiniz. Bu nedenle, belki de sosyal ortamlarda bulunarak risk toleransınızı artırmanız gerekebilir. İlk başta zor gelse de, denedikçe bunu yapmanın ne kadar kolay olduğunu göreceksiniz.
  • Sosyal becerilerinizi geliştirin. Tuhaf gibi görünse de, başkalarıyla etkili bir şekilde etkileşim kurmak, kazanılacak bir alışkanlıktır. Bu konuda pek çok bilgi olduğu için şanslıyız; bu bilgilerin size faydalı olabileceğini düşünüyorsanız, mutlaka araştırın.

Gördüğünüz gibi kronik yalnızlık sendromu tedavi edilmediğinde ciddi bir sorun haline gelebilir. Neyse ki, bu girdaba kapılmaktan kaçmanın pek çok yolu vardır. Bunu başarmak her zaman o kadar kolay olmasa da, başarmanız durumunda yaşam kaliteniz önemli ölçüde artacaktır.


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.