Korkularınızı Nasıl Anlar ve Yüzleşirsiniz?
Gelecekte neyin yanlış gidebileceğine veya size zarar verebileceğine dair genellikle asılsız olan korkular, hayatınızdan memnun olmama eğiliminizin ana nedenlerinden biridir. Hayatınızdaki bazı kritik durumlarda sizi kaçınmacı bir şekilde davranmaya yönlendiren bazı korkuları saklıyorsunuz. Bu, kendinizden daha büyük bir rakibiniz olmadığı anlamına gelir.
Korkularınız geçmiş deneyimlerinizden doğar. Aslında çocukluktan olgunluğa kadar olan sosyalleşme sürecinde, bilinçsiz bir süreç de olsa çevrenizdeki en yakın ve en etkili kişilerin korkularını edindiniz. Bu insanlar sizin için referans oldularsa, korkuları sizi kaçınılması gereken tehlikelere ve hoş olmayan durumlara işaret etti.
Korkularınızı uzun süre gezdirir ve onların büyümesine ve günlük yaşamınızda geniş bir yer işgal etmesine izin verirseniz, gerçekliği işlemek için kullandığınız birçok filtre arasında onların tekrar eden bir filtre haline gelmesine izin vermiş olursunuz. Bunun olmaması için korkularınızı anlamayı öğrenmeniz; bu korkuların nereden geldiğini ve buna göre nasıl hareket edeceğinizi bilmeniz gerekir. Gerçekten de, korku karşısında eyleme ve bağlılığa ihtiyacınız var.
“Zorluk kendinde, rakip içeride.”
Motivasyonunuz korku olduğunda
Korku, insan ırkının hayatta kalmasına yol açan ilkel bir duygudur. Herhangi bir duygu gibi, ayarlandığında işlevsel değeri vardır, ancak uyumsuz olduğunda en zararlı olanlardan biridir. Aslında, korku hayatınızın kontrolünü ele geçirirse, kaçınma, endişe ve mantıksız davranışlar tarafından yönetileceksiniz. Bunlar majör depresif bozukluklara yol açabilir.
Korkuyla hareket etmek zevkli değildir. Sadece yarattığı rahatsızlığı boğmaya ve büyümesini durdurmaya çalışıyorsunuz. Birçok korku türü vardır. Hayaletler, köpekler, su, güvercinler vb. gibi belirli korkular vardır. Öte yandan, daha yaygın korkular da vardır. Örneğin, yabancılarla konuşma, yeni bir şeye başlama, topluluk içinde konuşma, uçma vb.
Aslına bakarsanız, korkuların listesi sonsuzdur. Ayrıca her birey için farklı anlam ve tezahürleri olabilir. Bununla birlikte, psikolojik danışmada bunların üstesinden gelmek için kullanılan stratejilerin hepsi benzerdir ve tüm korkuların ortak yanını etkiler. Aslında, korkularınızla yüzleşmek için rahatlamanız, sakinleşmeniz ve durumu objektif olarak gözlemlemeniz gerekir, böylece tepkiniz uygun ve olumlu olur. Başka bir deyişle, canavarları öldüremiyorsanız, onları eğitin.
“Cehaletimiz ölçüsünde şeylerden korkarız.”
-Titus Livius-
Korkunu tanımla ve rakibini tanıyacaksın
Korkularınızın üstesinden gelmenin ilk adımı, korkularınızı anlamayı öğrenmek ve onların kökenini bulmaktır. Meditasyon ve öz değerlendirme, kendinizi anlamanın ve gerçek rakibinizle tanışmanın en iyi yoludur.
Korkularınızın nereden geldiğini merak edebilirsiniz. Size söylenen bir şeyden, gözlemlediğiniz bir şeyden veya önceki deneyimlerden kaynaklanabilirler. Nedeni öğrendikten sonra, üstesinden gelmek için çalışmaya başlayabilirsiniz. Aslında korkularınızı tanımlamak için onları destekleyen inançları incelemelisiniz.
Bu inançlar, sizin için gerçek bir tehdit olmaksızın aktive edilen aşırı düşüncelerdir. Bu durumlarda, korku sisteminizde bir bozulma olur. Duygularınızda inançlarınızın neden olduğu bir çarpıklık.
Korkularınız sizi felç eden düşmanlardır. Sadece zihninizde yer alırlar ancak günlük yaşamınızda gerekli bazı davranışları gerçekleştirmenize engel olurlar. Bunları belirlemek ve bunlarla yüzleşmek, bu korkuların çoğunun aşırı olduğunu ve yalnızca güvensizliklerinizi örtbas ettiğini görmenizi sağlayacaktır.
Kendinizi zor bir durumla karşı karşıya bulduğunuzda ve kaçmak istediğinizi hissettiğinizde yapabileceğiniz en iyi şey harekete geçmektir. Bunu yapmak için dış referanslarınızı gözden kaçırmadan kendi içinizde bir yolculuğa çıkmalısınız. İlk olarak, korkularınızın gerçek mi yoksa hayali mi olduğunu öğrenin. Gerçek olmaları durumunda, içinde bulunduğunuz durumu gözlemleyin, harekete geçin ve kararlar alın. Eğer hayaliyse, daha önce verdiğimiz tavsiyeye uyun.
“Cesaretin korkunun yokluğu değil, ona karşı alınan zafer olduğunu öğrendim.”
-Publilio Siro-