Korku Sizi Kontrol Ettikçe Mutlu Olamazsınız

Mutlu olmakla hayali kurarak çok zaman harcıyoruz. Buna rağmen, gerçek mutluluğu elde etmek için gerekli değişiklikleri ise nadiren yapıyoruz. Bunun arkasında ise güçlü bir neden var: korku. Aklımızdan hep şu düşünce geçer: Eğer yaptığım şey, şu anda sahip olduğumuz güzellikleri mahvederse, ben nasıl daha mutlu olabilirim ki?

Hayal kırıklığı, değişimler, sahip olduğumuz güzellikleri kaybetme korkusu, ne kadar küçük olursa da olsun, sadece bizi mutlu olma ihtimalinden uzak tutmakla kalmaz, aynı zamanda da, mevcut durumumuzu daha da kötüleştirdiğine dair bir hissiyat yaratır. Çok ironik bir durum, öyle değil mi?

Sizi engelleyen korkunuzu yenin

Birçok kişinin hayatında rutinler vardır. Her ne kadar bu rutinler, insanları sıradanlaştırsa da, hayatlarının çok da kötü gitmediği ve durumun kontrol altında olduğu hissiyatı verir bizlere. Bu sayede, tembellik ya da aşırı rahatlık, paniği örten bir kılıf olarak iş yapar. Sanki başkalarının hayatı güllük gülistanlıkmış gibi kendi hayatları ile sürekli şikayet eden insanların, bu bağlamda kontrol edebildikleri hiç bir şey yoktur. 

Bu aldatıcı güvenlik duygusu, bizi gerçekten de yapmamız gereken işlerden alı koyar. Bu işlerin başında, kendimizi daha iyi hissetmek ve daha mutlu olmak olmak adına yerine getirmemiz gereken görevler gelir. Fakat bunun gerçekleşememesi korkusu, hayal ettiğimiz gibi olmayacağı hissi ya da mutluluğun  bir yalandan başka bir şey olmadığından ”emin” olma korkusu bizi hep engellemektedir.

Bu korku bizi hareketsiz kılar, akabinde düşünceler sarmalına düşeriz. Neler yapabileceğimizi ya da neleri başarabileceğimizi düşünerekten, oturur da oturur, hiç bir şey yapamayız.

Mutlu olmamızı engelleyen korkuyu yenmek için atılacak adımlar

Daha iyi bir yaşama kavuşabilmek için, mutluluğunuza engel olan korkularınızı yenmeniz gerekiyor. Aynı zamanda, hayal kırıklıklarınızı terk etmeniz ve kendinize biraz daha güvenmeniz lazım. Evet, daha mutlu olma ihtimaliniz var, ancak bunun için, kendinize çizdiğiniz sınırları aşmanız gerekmektedir. Nasıl mı? Öğrenmek için okumaya devam edin:

1. Kendinize göre bir mutluluk tanımı yapın

Mutluluğun ne olduğuna ve nasıl mutlu olunacağına dair binlerce laf duyarız, mail alırız. Ama bu sözlerin ya da yazıların içerikleri genellikle çelişkiler ile doludur. Çoğu zaman bu çelişkiler, tüketim, pazarlama ve reklamcılıktan ya da hayata farklı açılardan bakmaktan kaynaklanmaktadır.

Ancak, mutluluk tam olarak nedir? Bu, her birimizin, kendi tecrübelerine ve bilgisine göre cevap verebileceği bir sorudur. Gerçekte, birçok kez, mutlu olma korkusu, toplumumuzun bizler için çizdiği sınırların dışına çıkma korkusudur.

Eğer kendinizi kapana kısılmış biri gibi hissederseniz, aradığınız mutluluğun gerçekte ne olduğunu düşünmelisiniz. Aksi takdirde, sadece istediğinizi sandığınız bir hayalin peşinden de koşuyor olabilirsiniz. Eğer mutluluk konusunda net hedefler belirlerseniz, ona ulaşmak için atmanız gereken adımları belirlemenin daha kolay olacağını göreceksiniz.

2. Mutlu olmayı hak ettiğiniz konusunda kendinizi ikna edin

Şu dünyaya acı çekmek için gelmediniz. Siz de, herkes gibi, mutlu olmayı hak ediyorsunuz. Ama mutluluğu hak ettiğinizi söylemek bir şey, buna tamamen inanmak ise farklı bir şeydir. Belki bir çocukken yaşadıklarınız veya geçmiş ilişkilerinizdeki hatıralar, sizin mutlu olmanıza ya da mutlu hissetmenize izin vermiyor olabilir.

Travmatik veya olumsuz deneyimlerden kaynaklanabilecek bireyin kendine duyduğu saygıdaki eksiklik, hayalimize ilerlemek için bir engel teşkil edebilir. Ancak geçmişin geçmişte kaldığını da artık kabul edelim. Önümüzde hala sayısız fırsat var. Başınıza benzer bir olay geleceği korkusu ile yaşayamazsınız ki. Bunun yerine, yeni ihtimallere yelken açmalısınız. Günün sonunda, geçmişte yaşadığınız zorluklar, bugünden daha çok zevk almanıza ve bugünün hakkını vermenize yardımcı olacaktır.

3. Mutluluğunuzu önceliğiniz yapın

Sık sık herkesin ihtiyaçlarını, kendi ihtiyaçlarımızın önüne koymak gibi garip bir istek içerisinde olur, mutluluğumuzu arka sıralara atarız. Bununla birlikte, başkaları ile ilgilenebilmek için gerekli enerjiye, ancak kendi mutluluğumuzu garanti altına alırsak sahip olabiliriz.

Bu nedenle, kendi hedeflerimize odaklanmak için, daha büyük bir iç denge sağlamanın yollarını bulmalısınız. Ayrıca, çevrenizdeki insanlar için de sağlıklı sınırlar oluşturmalıyız. Eğer birisi sizi olumsuz manada eleştirir veya kendiniz hakkında kötü düşünmeye sevk ederse, endişelenmeyin ya da kendinizi suçlu hissetmeyin.

4. Çizdiğiniz yola hazırlanın

Bu yol boyunca, özellikle amaçsızca ve bilinçsizce dolaşırken takılıp düşme korkusu yaşamanız, gayet normal ve doğal bir durumdur. Yolculuğunuz boyunca, kendinizi daha fazla güvende hissetmek için, o yolu çok iyi bir şekilde planlamanız gerekir. Bu sayede belirsizliğin bir kısmını ortadan kaldıracak ve aynı zamanda da hedefinizi pekiştireceksiniz.

Hangi engellerin ortaya çıkabileceğini, onlarla nasıl başa çıkabileceğiniz ve ileri ki muhtemel sorunları nasıl yöneteceğinizi iyi bir  düşünün. Ayrıca, değişimin daima bir fedakarlık gerektirdiğini de unutmayın. Bazı şeylerden veya alışkanlıklardan vazgeçmenin artılarını ve eksilerini de hesaba katın ve bunun getireceği zorluklarla nasıl ele alacağınızı da hesaplayın.

5. Kendinize inanın

Ne zaman bir değişiklik yapmayı düşünsek, gerekli olanı yapamayacağımız fikrine kapılırız. Başarılı olamayacağımız fikri, içimizdeki susmak nedir bilmeyen eleştirmenden geliyor ve bizi başladığımız yere götürüyor.

Fakat tüm bunları düşünmek gayet normal. Önemli yaşam kararlarını alma arifesinde, hepimiz korku ve şüphe yaşarız. Ama artık güven ile hareket etme zamanı geldi. Eğer bir şeye ulaşmaya hazırsanız, zaten çok uzun bir yol kat etmişsiniz demektir. Unutmayın, ilerlemek için bazı şeylerden vazgeçmelisiniz. Korkularınızdan vazgeçmek de planın bir parçasıdır.