Logo image
Logo image

Kırmızı Başlıklı Kız Hikayesindeki Kurt Kötü Mü?

3 dakika
Genel olarak çocukları davranışlarına göre iyi ya da kötü olarak etiketleriz. Ancak bir insanın eylemleri gerçekten tüm yaradılışlarını temsil ediyor mu? Kırmızı Başlıklı Kız hikayesindeki kurt örneği bu soruya cevap verebilir.
Kırmızı Başlıklı Kız Hikayesindeki Kurt Kötü Mü?
Rafa Guerrero

Yazan ve doğrulayan psikolog Rafa Guerrero

Tarafından yazılmıştır Rafa Guerrero
Son Güncelleme: 22 Aralık, 2022

Dünyamız son dönemlerde çok fazla hız kazandı. Bu, çocuklarınıza yaptığınız ve söylediğiniz şeyler hakkında düşünmenizi zorlaştırabilir. Kaç defa “Evladım, kız kardeşine vurma, bu kötü.” dediniz veya diyen birini duydunuz? Bu bana oldukça tanıdık geliyor. Bu sözleri oldukça fazla duydum ve hatta ben bile söyledim. Ama biz gerçekten ne diyoruz?

Açıkçası, bir çocuğun kız kardeşine vurması doğru değil, ama ona “kötü” olduğunu söylemek çok ileri gitmek olabilir. Daha fazla farkında olmaya çalışabileceğimiz en önemli şeylerden birinin, eylem, yani çocuğun davranışı ile çocuğun kişiliğini ayırmak olduğunu düşünüyorum. Hareket ile kişi arasında ayrım yapabilmeniz ve etiketler konusunda dikkatli olmanız gerekir.

Some figure

Etiketlerin tehlikesi ve Kırmızı Başlıklı Kız hikayesindeki kurt karakterinin neden kötü olmadığı

Çocuğun babasının ona böyle söylemesinin sebebi, çocuğun iyi olmayan bir şey yapması ve böyle davranmaması gerekmesidir.

Ama durum şöyledir: Bunun uygunsuz kısmı, çocuğun değil, eylemin kendisidir. Çocuğunuzun davranışlarını ve kişiliğini devamlı bir şekilde birleştirirseniz, zamanla büyük ihtimalle farkına bile varmadan özgüvenlerini düşürürsünüz. “Sen düşüncesizsin” (kişilik) ve “Bu düşüncesizce” (davranış) demek birbirinden farklıdır.

Çocukların Kırmızı Başlıklı Kız hikayesindeki kurt karakterinin kötü olduğunu söylemelerini bu kadar ilginç bulmamın sebebi de budur. Kurt’a sadece kişilik özelliğini (“kötü”) veriyoruz çünkü Kırmızı Başlıklı Kızı yemek istiyor.

Sonuç basit: eğer onu yemek istiyorsa, bunu kötü olduğu için istiyordur. Sadece kötü insanlar böyle bir şey yapar.

Kırmızı Başlıklı Kız, Üç Küçük Domuzcuk, Kurt ve Yedi Küçük Keçi ve Peter ve Kurt gibi pek çok kurt hikayesini okuduktan ve duyduktan sonra, kötü olduklarına karar verdik çünkü ana karakterlere zarar vermek istiyorlar. Bu nedenle, durum tam olarak böyle olmasa da, onları “kötü” olarak etiketliyoruz.

Elbette kurt kötü değildir. Kurt Kırmızı Başlıklı Kız’ı aç olduğu için yemek istiyor, kötü olduğu için değil. Bunu çocuğunuza açıklarsanız, dünya hakkında daha gerçekçi, sağlıklı ve olumlu beklentilere sahip olmalarına yardımcı olabilir. Zavallı kurtlar, ne kadar da kötü bir şöhrete sahip! Bu karakterleri açıklama şeklinizi değiştirmeye çalışın.

Davranış tanımlama sanatı

Luis Cencillo, çok pratik olduğunu düşündüğüm bir kavram olan “anlam değiştirme“yi kullanmayı seven bir filozof ve psikologdu. Bu kelimenin kökeni, dilbilimsel anlam araştırması olan “anlambilimden” gelir. Öyleyse, bunun anlamı daha esnek hale getirmek için bir şeyi tanımlayış şeklinizi değiştirmek olduğunu söyleyebiliriz.

Örneğin, bir çocuğun garip ve kaçamak olduğunu söylemek yerine, onun utangaç olarak anlamını değiştirebiliriz (yeniden etiketleyebiliriz). Bir etiketi yerleştirdikten sonra ondan kurtulmanın ne kadar zor olduğunu düşünün! Psikolog Alberto Soler’in dediği gibi. Bir şeyi veya birisini etiketlemek kolaydır, ancak bu etiketi çıkarması çok daha zordur.

Bunu daha iyi açıklamak için, Soler kavanoz etiketi metaforunu kullanmayı tercih eder. Bir çocuğu etiketledikten sonra (gergin, kötü, akıllı, yardımsever, huzursuz, vb.), bu etikete zıt bir şeyler görseniz bile, bu etiketi çıkarmak zor olacaktır. Buradaki önemli nokta: İnsanlara, özellikle de çocuklara verdiğiniz etiketlere dikkat etmektir.

Dışarıya yansıttığımız etiketlere veya yargılara uygun olacak şekilde hareket etme eğilimindeyiz. Ayrıca etiketleri kabul etme eğilimindeyiz. Henry Ford’un benzer bir sözü vardı: “Yapabileceğini veya yapamayacağını düşünüyorsan, muhtemelen haklısın.

Some figure

Yardımcı olacak başka bir hikaye

Bir etiketi veya rolü kabul etmenin olumsuz tarafını açıklamaya yardımcı olmak için kullanmayı sevdiğim bir hikaye “Galton’un Yürüyüşü”dür. Francis Galton, Charles Darwin‘in kuzeniydi. Bir sabah, dünyanın en kötü insanı olduğunu düşünerek parka gitti. Kimseyle konuşmadı. Ne kadar korkunç birisi olduğuna dair düşüncelere daldı.

Galton’un yürüyüşü esnasında yolunun kesiştiği insanlar hakkında neler hissettiğini düşünüyorsunuz? Yanından geçtiği insanların çoğu ondan uzaklaşacak ve ona korku içinde bakacaktı. Şaşırtıcı değil mi? Bu etiketlerin gücüdür.

Kurtun neden kötü olmadığını açıklamaya geri dönmek istiyorum. Benzer şekilde, kötü çocuk diye bir şey olmadığı kanısındayım. Yine de her zaman “X kötüdür” diyen insanları duyacaksınız. Sorunlu davranışların arkasında her zaman bir sebep vardır.

Davranışı haklı çıkarmanız gerektiğini söylemiyorum (bununla ilgisi yoktur). Sadece bir çocuğun neden belli bir şekilde davrandığını anlamanın önemli olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle, çocuklarınız ve öğrencilerinizle yapabileceğiniz en iyi şey, onları nitelendirmek veya etiketlemek yerine davranışları tanımlamaktır.

Çocuğunuzla konuşurken kullandığınız açıklamalar ve etiketler ile bunların sonuçları hakkında düşünmek için bir dakikanızı ayırın. Bir şeyleri algılayış şekliniz onların algılayış şeklinin daha esnek, sağlıklı ve açık olmasına yardımcı olabilir.

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.