Hafızayı Güçlendirmek için İki Temel Unsur
tarafından incelendi ve onaylandı. psikolog Gema Sánchez Cuevas
Hafıza, bizi sürekli şaşırtmaya devam eden gizemli ve büyüleyici bir psikolojik süreçtir. Nesnelerin, olguların veya geçmişte gerçekleşen durumların bilincine sahip olmak muhteşem bir yetenektir. Bu önemli süreç hakkında yapılan çalışmalardan bazıları hafızayı güçlendirmek için iki temel unsur olduğunu öne sürmektedir.
Hatırlama yeteneği sayesinde, insanoğlu, varlıklarının bütünsel bir görünümünü koruyabilmektedir. Geçmişin bilgisi bizi günümüze bağlar ve tohumlarını geleceğe bırakır. Ayrıca, geçmiş olayları anımsama yeteneği, yaşamımız için devamlı bir zaman çizelgesi oluşturmamızı sağlar. Bu yüzden anıları ya da hatırlama yeteneğini kaybetmek bir insanın kişiliğini derinden etkileyebilir.
“Bellek, aklın koruyucusudur.”
– William Shakespeare
Hafıza öğrenmenin temelini oluşturmasının yanı sıra bilinen verileri yeni bilgilerle ilişkilendirmemizi sağlar. Öğrenme, gerçekleri hafızaya aktarma sürecidir. Yeni bir bilgi öğrenmek istediğinizde iki temel unsur çok önemlidir: canlı izlenimler ve duyusal algı. Makalemizin devamında, bu iki unsuru detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.
Hafızanın bazı özelikleri
Daha önce belirtmiş olduğumuz gibi, hafıza, yeni deneyimleri benimsememizi sağlayan çağrışım süreci için çok önemlidir. Yaşadığımız tüm deneyimler, daha sonra benzer bir durumda karşılaştığımızda aklımıza gelebilecek bir izlenim bırakır. Geçmiş deneyim olumsuz ise, hatırlamak uygun önlemi almamızı sağlar.
Hafızanın 4 farklı aşaması vardır:
- Kayda almak, bilgiyi algılama, akılda tutma ve daha sonra hatırlamak için kullanılabilir hale getirme işlemidir.
- Akılda tutmak, anıları zaman içinde koruma ve sürdürme işlemidir. Zihin, her şeyi bilinçli olarak hatırlayamasa da akılda tutar.
- Hatırlamak, önceden hafızaya alınmış anıları akla getirme işlemidir. Bu duruma bağlı olarak, istemsiz ya da tasarlanmış bir süreç olabilir.
- Tanımak ve yerini belirlemek, hatırlanılan şeylerin belirli ayrıntılarını tanıma ve bunları bağlam içine alma işlemidir.
Canlı izlenimler ve duyusal algı, anıların oluşturulmasına, saklanmasına, hatırlanmasına, tanınmasına ve daha verimli bir şekilde işlenmesine yardımcı olur.
İlk unsur: Canlı İzlenimler
Canlı izlenimlerin hafıza ürünü mü yoksa çağrışımlar mı olduğu hakkında bazı görüş ayrılıkları vardır. Ancak her iki durumda da, bir görüntünün, olayın veya deneyimin canlılığı ya da yoğunluğu, onu hatırlamak için etkili bir faktördür.
Canlı izlenimler unsuruna göre bir eylem ya da durum ne kadar etkileyici olursa, hafızada o kadar iyi yer edinir. Bu durumda, izlenim belirli bir olayın birey üzerinde yarattığı etkidir.
Örneğin, bir sürprizle karşılaşmak çok canlı bir deneyimdir. Beklenmedik olaylar ve durumlar daha yoğun algı, duygu ve akıl yürütmeyi içerir. Temel olarak, yoğun veya güçlü izlenimlerle birlikte öğrendiğimiz her şey daha keskin bir anı haline gelir.
İkinci unsur: Duyusal algı
Hafıza için ikinci büyük unsur ise duyusal algıdır. En güçlü duyusal algı deriden, yani dokunma hissinden gelmektedir. Bundan sonraki en güçlü duyusal algılar ise koku ve tat alma hissidir. Hayatımızı sürdürmek için gerekli olan tüm bu hislerimiz doğduğumuz günden itibaren bizimle birliktedir.
Bu nedenle, duyusal algılarla ilgili olayların hatırlanması daha kolaydır. Dokunduğumuz, tattığımız ya da kokladığımız her şey, belleğimizde daha büyük bir yer edinir. Bu yüzden gerçek yaşam deneyimlerinden öğrenmek, fikirlerden veya teorilerden öğrenmekten çok daha etkilidir.
Hafızayı güçlendirmek için birçok unsur vardır fakat bu yazımızda hafızayı en çok etkileyen iki unsurdan bahsettik. Bu iki unsurun en önemli kabul edilmesinin nedeni, her ikisinde uzun zaman sonra bile daha derin ve daha kolay erişilebilir hatıralar yaratmasıdır. Bu nedenle, yeni bir şeyler öğrenmeye çalışıyorsanız, bu iki unsuru birleştirmek, hedeflerinize ulaşmanıza yardımcı olabilir.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.