Fiziksel Öz Saygı: Bedeninizi Kabul Edin
Aynaya bakmak istemiyor, fotoğraf çektirmekten korkuyorsunuz ve hatta vücudunuzun “çirkin” yerlerini düzeltmek için resimlerinizi düzenliyorsunuz. Moda, sosyal baskı ve mukayeseler, bize çok zarar veren ve vücudumuza olan sevgimizi alıp götüren düşmanlardır.
Dış dünyada hareket etmenize olanak sağlayan fiziksel varlık olarak anlaşıldığı şekliyle bedenimiz, bizim en önemli parçamızdır. Sizin vücudunuz, sizin duygularınız ve düşünceleriniz, diğer herkesinkinden ayrılan bambaşka bir bütün oluşturur. Günümüzün güzellik standartları ve hatalı sağlık algısı, sizi barındıran kabuktan nefret etmenize sebep olmuştur.
Vücudunuzu Anlayın
Vücudunuza hak ettiği bütün saygıyı gösterebilmek için, işe onu anlamakla başlayın. Bedeniniz, size zarar vermeye çalışan kötü bir varlık değildir. Tam tersine, genelde mükemmel bir biçimde davranır ve onun karmaşıklığında, özellikle işaretleri nasıl okuyacağınızı biliyorsanız, çok iyi bir müttefik bulabilirsiniz.
Ona yeterince iyi bakmadığınızda bile bedeniniz, sizi dış saldırılardan koruyan kalkan olmaya devam eder. Sağlıksız beslenerek, aşırı diyet yaparak ya da yeterince egzersiz yapmayarak bu özel arkadaşınıza asında siz zarar veriyorsunuz.
O çok nefret ettiğiniz, aynada görmek istemediğiniz, yakınlaştığınız zaman ışıkları söndürerek partnerinizden sakladığınız ya da bazı giysilerle sakladığınız beden, size hayatınız boyunca eşlik edecek olan bedendir. Onu değiştirme ve iyileştirme gücü sizin elinizdedir fakat bazen bu güç, sizin istediğiniz şeyle uyumlu değildir.
Vücudunuz ve moda
Medya, reklamlar ve toplum, öyle güçlü ki sırf modellere benzemek için kızların yemek yemeyi bırakmasına ya da Hollywood aktörleri kadar yakışıklı olabilmek için erkeklerin sabah akşam spor salonuna gitmelerine neden olabilir.
Ne var ki “güzellik” kelimesinin vücudumuz söz konusu olduğunda göreceli bir anlamı vardır ve bu anlam zaman içinde değişim gösterir. Mesela, Rönesans döneminde balık etli kadınlar güzel kabul edilmekteydi. Arap kültüründe erkekler aşırı zayıf kızlarla evlenmek istememektedir. Buna benzer bir çok örnek söz konusu.
Vücudumuz, elimizdeki en iyi teknolojidir. Onun bir parçasını değiştirmek mi istiyorsunuz? Elbette, her şey geliştirilebilir. Ama bu, şu anki halinden nefret etmeniz gerektiği anlamına gelmez.
Vücudunuzu seviyor musunuz?
Bir çok insan, vücudundan memnun değildir. Zayıf insanlar, biraz daha kıvrımlı hatlara sahip olmak isterken diğerleri ise daha zayıf olmayı arzular. Uzun insanlar, dünyayı yüksekten görmekten bıkmıştır ve kısa insanlar ise daha ciddiye alınmak ister.
Vücudunuzu sevmiyorsanız, bu konuda bir çok insan gibi olduğunuzu bilmelisiniz. Şu sorular üzerinde bir düşünün: Neden sevmiyorsunuz vücudunuzu? Sizi mutsuz eden tarafı ne? Onu nasıl iyileştirebilirsiniz? Sevdiğiniz kısımları var mı?
Vücudunuzun bir kısmını değiştirmek istiyorsanız, bu değişikliğin gerçekten gerekli olup olmadığını bir düşünün. Bu değişikliği neden istediğinizi belirleyin. Sadece sevmiyor musunuz yoksa başkalarıyla kendinizi karşılaştırdığınız için mi böyle hissediyorsunuz? Her halükarda, vücudunuzu değiştirme konusunda gerçekten ciddiyseniz, bir profesyonele danışıp tavsiyesini istemelisiniz.
Vücudunuzu kabul etmeye başlayın
Vücudunuzu kabul etmek, öylece oturup hiç bir şeyi değiştirmemek demek değildir. Gününüze kendinizi severek ve içinizdeki ve dışınızdaki güzelliği anlamakla başlamak demektir. Size yardımcı olabilecek bir egzersiz, aynanın önünde, mümkünse çıplak bir şekilde durmak ve gördüklerinize ve bunun sizin nasıl hissettirdiğine çok dikkat ederek her yerinizi incelemektir.
İlk başta reddedebilirsiniz ama birkaç saniye sonra ona alışacaksınız. Saçınıza, yüzünüze, gövdenize, bacaklarınıza odaklanın. En çok sevdiğiniz kısımlara (burnunuza, omuzlarınıza, gözlerinize vs.) uzun uzun bakın.
Sonra hoşunuza gitmeyen kısımlara bakın. Ama bu sefer, onları eleştirmek yerine başka bir şey deneyin: onları kabul edin. Teoride kolay olabilir bu ama pratikte zordur.
Görmenizi sağlayan gözleriniz var mı? Değerlendirme yapabilmenizi sağlayan bir aklınız var mı? Nefes almanızı sağlayan bir burun? İstediğiniz yere sizi götüren bacaklarınız? Dokunulduğunu hisseden bir cildiniz? Atan bir kalbiniz var mı? Vücudunuza, medyanın yargılarına göre değil dürüst bir bakış açısıyla bakın.
Kendinizi gözlemlemenin yanında, bedeninize yardımcı olmanın bir diğer yolu da ne yaptığına dikkat etmektir. Duş alırken ona dikkat edin ve sonrasında ne yapacağınızı düşünüp dikkatinizi dağıtmayın.
Son olarak, sizinki gibi bir bedeni olmasını isteyen onca insanı düşünün zira bu kişiler var. Vücut şeklinizi, düzgün olmayan yerlerinizi, yapınızı ve kilonuzu kabul edin. Sizi tutan kalıptan çok daha fazlasısınız. Düşünceleriniz, fikirleriniz ve duygularınızsınız.
“Benim için heykel, bedendir. Bedenim, benim heykelimdir.”
– Louise Bourgeois
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.