Logo image
Logo image

Eşinize Bir Konuyu Açmanın Pozitif Yolu

5 dakika
Eşinize Bir Konuyu Açmanın Pozitif Yolu
Gema Sánchez Cuevas

Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas

Tarafından yazılmıştır Julia Marquez Arrico
Son Güncelleme: 21 Aralık, 2022

Bir mesaj atarken ne yazdığımızdan çok nasıl yazdığımıza önem veririz. Söylemek istediğimiz şeyi doğru şekilde iletmek kolay iş değildir.

Kelimeleri, ifadeleri, duyguları ve tutumumuzu; hepsini bir anlatmak gerekir. Konu sevgilinizle konuşmaya geldiğinde durum daha da zorlaşır. Bir konuyu ortaya atarken nasıl pozitif olacağınızı biliyor musunuz?

İletişim başlı başına bir psikoloji konusudur. Kendini hastalarının iletişim becerilerini geliştirmeye ve medyanın günlük hayatımızı nasıl etkilediğini anlamaya adamış psikologlar var.

Hatta bazı uzmanlar bu konuda o kadar uzun süre çalıştı ki şu an iletişim hakkında bildiklerimizi onlara borçluyuz. İyi iletişim teknikleri hayatın her alanında ihtiyaç duyduğumuz yöntemlerdir. Ama en önemlisi ilişkilerde iletişim kurmaktır.

İlişkide bir konudan bahsederken pozitif olmanın 8 en etkili yolu

Bu yöntemleri öğrenmek partnerinizle aranızdaki anlaşmazlıklara son vermek ve bunlardan ders almak için faydalıdır. Bu nedenle bugün ilişkinizde pozitif iletişimi sağlayacak en önemli 8 yöntemi sizinle paylaşacağız.

1.Doğru anı beklemek: mahremiyet, sükûnet ve dikkat ister

Eşinizle bir konuyu pozitif şekilde konuşmak için doğru zamanı beklemelisiniz. Bu da mahremiyet, sessizlik ve dikkat kollamak anlamına gelir.

Bazen sabah, öğlen ya da akşam çok kısa bir zamanı birlikte geçiririz. Yapılacak binlerce iş varken ikiniz de yorgunsunuzdur. Unutmayın: bu bir konu açmak için en doğru zaman değildir.

Some figure

Öncelikle sorununuzun ne kadar önemli olduğunu ve bekleyip beklemeyeceğine karar verin. Eşinizin boş olduğu, ikinizin de sakin olduğu ve gerginliğin olmadığı bir zamanı bulun.

En zoru da devamlı olarak laf bölünürken bir şey anlatmak ya da bir şeyi anlamaktır. Bu nedenle telefonu kapatın, çocukları uzak tutun, televizyon açmayın ya da müzik dinlemeyin. Eşinizin dikkatine %200 ihtiyacınız var! Elbette kendi dikkatiniz de en yüksek seviyede olmalıdır.

“Biri size kendinin kim olduğunu gösterirse ona inanın.”

– Maya Angelou

2.Vücut diline dikkat edin

Vücut dilinizin konuşma sırasında sakinliğinizi gösterip savunmada ya da saldırıda olmadığınızı anlatması oldukça önemlidir. Eğer önemli bir konuysa biraz tedirgin ve huzursuz hissetmeniz doğaldır.

Ancak kendinizi kontrol altında tutmaya gayret edin ve bazı detayları kullanın. Bunlar açık bir duruş, kolları kavuşturmamak, göz teması kurmak ve çok fazla hareket etmemek olabilir.

Yüz yüze olun ve yan yana durun, ortası değil. Bu da daha pozitif bir ortam yaratmada etkilidir.

Örneğin kanepede oturup göz teması kurarak sakin bir sesi tonu kullanmak masada karşı karşıya oturup konuşmak daha iyi olabilir. Bu ufak ayrıntılar iletişimi iyileştirip sorunu daha olumlu bir açıdan ele almayı sağalayabilir.

3. Spesifik olun ve şu ana odaklanın

Özel bir konudan bahsederken lafı dolandırmamak gerekir. Öncelikle kendinizi açık olmaya odaklamalı ve ne söylemek istediğinizi bilmelisiniz.

Konuşmaya başlamadan önce nasıl hissettiğinizi bilmek, ne istediğinizi bilmek ve isteğinizi neyin değiştirdiğini görmek sorunu ortadan kaldıracaktır.

Bu nedenle ne düşündüğünüzü ve ne hissettiğinizi açık şekilde söylemenin en iyi yolu kestirmeden söylemektir. Aynı şeyi tekrar tekrar söylememelisiniz.

Anlaşılması kolay kelimeler seçmeyi deneyin. Olayları örneklerle açıklayın ve günümüze yakın örnekler seçmeye özen gösterin. Geçmiş nerede olduğumuzu ve neden bugün burada olduğumuzu anlatır. Ama mesele bir konudan bahsetmeye gelince neler olduğundan konuşmalı ve durumun ne yönde değişmesini istediğinizi göstermelisiniz.

4. Sandviç tekniğini kullanın: pozitif bir şey + sorun + pozitif bir şey

Sandviç tekniği eşimizi düzeltmek istediğimizde ama eleştirinin dozunu hafif tutmak gerektiğinde kullanışlıdır. Bu yüzden bunun nasıl yapacağınızı öğrenmek işinize yarayacaktır.

Bu, sorunun etrafını pozitif unsurlarla kapamak demektir. İletişim kurarken sorundan bahsetmeden önce ve bahsettikten sonra olumlu şeylerden söz edin.

Örneğin; “Çok çalıştığını biliyorum ve bundan hoşnutum çünkü ailen için çaba harcıyorsun. Ancak ev işlerine de biraz yardımcı olmanı isterdim. Eminim bunu yapmanın yolunu birlikte bulabiliriz.”

Bu yöntemin amacı öncelik ve sonralığın psikolojik etkisinden yararlanmaktır. Bu etki mesajın nasıl başlayıp nasıl bittiğinden yola çıkarak olayı hatırlama şeklimizi belirler.

Yani sorunu lafın ortasında ele almak, başına ve sonuna pozitif şeyler koymak, anlaşmazlığı gidermek için iyi bir yoldur.

5. Esnekliğin ve kelimelerin büyüsünün faydasını görün

Bir konu açarken seçtiğiniz kelimeler çok önem taşır. Pozitif olarak bu süreci yürütmek için kelimelerinizin esnek olması gerekir. Bir öneri ya da fikir açıyorsunuz, unutmayın, ültimatom vermiyorsunuz.

Örneğin “yapmak zorundasın” demek yerine “yapabilirsin” diyebilirsin. Bu da tutumunuz sayesinde karşınızdaki kişinin sizi dinlemesini kolaylaştırır.

Gerçekte mesaj aynıdır. Ama kelimelerin etkisi büyülüdür. Kişinin öneriyi kabul etmesini sağlar ya da tam tersine reddetmesine neden olur.

Some figure

6. Çok önemli: Eşinizi sorunun bir çözümü olduğuna ikna edin

Eğer bir konuyu eşinize pozitif şekilde açmak istiyorsanız bir çözüm sunacak zaman da olmalı. Sorunu açmak ama bir çözüm sunmamak iyi bir fikir değildir. Durumu iyileştirmek için bir öneriniz yoksa eşinizi çıkmaz sokağa sokmuş olursunuz.

Bir diğer önemli nokta ise çözümü bir öneri olarak söylemek, emir vermemektir. Mesele çözüm bulmak; eşinize isteklerinizi yaptırmak değil.

Başlamadan önce beyin fırtınası yapıp olası çözümleri düşünmek önemlidir. Çözümün size göre ne olduğunu anlatmak değil konu. Çözüm adil ve etkili olmalıdır. İki taraf da bu çözümde anlaşmalıdır.

Çözüm için ne yapabileceğinizi göstermek ve eşinizin buna katılıp katılmadığını görmektir önemli olan. Çünkü bu ilişkinin kendisiyle ilgili. Sorunun çözümüne ilişkin sorumluluk iki tarafa eşit paylaştırılmalıdır.

“Dürüst ol, acımasızca dürüst ol. Bu ilişkileri ayakta tutan şeydir.”

– Lauryn Hill

7. Şikayetlerinizi isteğe çevirin

Her şikayetin altında aslında bir istek vardır. Örneğin “Neden çabamdan memnun olmuyorlar?”  ya da “Her zaman gecikiyorlar, beni ciddiye almıyorlar” gibi şikayetlerin altında “Çabalarımı daha çok fark etmelerini ve yaptıklarımı görmelerini istiyorum” veya “Zamanında gelmenizi istiyorum çünkü benim için önemli” gibi istekler vardır.

Şikayetleri isteğe çevirmek gerçek bir yetenektir. Bunu tekrarlamalıyız sonuçta imkansız değil. Öncelikle şikayet etmeye neden olan tüm güçlü ve olumsuz duyguları bir kenara bırakmalıyız. Daha sonra gerçekten ne istediğimizi düşünebiliriz.

İkinci olarak, isteği pozitif bir dille karşıya geçirmek önemlidir. Bu diğer kişiye düşünecek zaman tanır.

Kısacası isteğinizi anlatın, söylenmeyin.

8. Eşinize düşünmesi için zaman verin

Hemen bir karar verilmesini beklemeyin. Söyledikleriniz hakkında eşinize düşünmesi için zaman tanıyın. Konuştuktan hemen sonra bir yanıt beklemezseniz baskıyı kaldırmış olursunuz.

Baskıyı ortadan kaldırmak ise eşinize pozitif bir yaklaşım bulmak için imkan verir. Çünkü ona özgürlük tanımış olursunuz.

Böyle yaparak eşinize baskı olmadan bir değerlendirme yapma fırsatı sunarsınız. Daha sonra konunun “şokunu” atlatıp size cevap verebilirler.

Ama dikkatli olun… işe yaraması için de düşünme zamanının bir son kullanma tarihi olmalı.

Başka bir deyişle zaman sınırı koyun. Eşinize vereceğiniz bu sınırlı zaman herkesin kişiliğine göre değişir tabii.

Bu, konunun acil olup olmamasına da bağlıdır. Fakat düşünmek için belirsiz bir zaman bırakmaktan söz etmiyoruz. Eğer öyle olursa bu sorundan kaçtığınız anlamına gelir. Bu da durumu daha da kötüleştirmekten başka işe yaramaz.

Bir sonraki sefere eşinize bir konu açmaya karar verdiğini zaman bunları aklınızda tutarsanız pozitif bir sonuç alırsınız. Anlaşmazlıklardan ders çıkarmak, kendinizi tanımak ve ilişkileri güçlendirmek kolaylaşacaktır.

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.