Eksik Bir İlişkidense Onurlu Bir Yalnızlığı Tercih Ediyorum

Eksik Bir İlişkidense Onurlu Bir Yalnızlığı Tercih Ediyorum

Son Güncelleme: 02 Mayıs, 2017

Hem erkekler hem de kadınlar olarak, yalnızlıktan korkuyoruz, fakat bazen yalnız olmak sadece bir gereklilik değil, aynı zamanda yararlıdır da. Yalnız olmak, kendimiz, istediklerimiz, hayallerimiz ve her şeyden önce nasıl hissettiğimiz hakkında düşünebilmek demektir.

Yalnız olmak, üzgün olmak demek değil; o anları, günleri ve yılları dolu dolu geçirmek, hayattan olabildiğince keyif alabilmek demektir. Yalnızlık bizi onurlandırır, bizi eksik ve hatta zararlı ilişkilerden uzak tutar.

“Yalnızlık beni zayıflatmaz, aksine güçlendirir; beni besleyerek, geceyi anlatarak, doğru hikayeler aktararak, bana garip hisler verir.”

– Chavela Vargas

Kendimizle mutlu olmak

Mutluluğumuzun başkalarına, hatta eşlerimize bağlı olmasına izin veremeyiz. Eğer yalnızlık sizi mutlu etmiyorsa, bir ilişki de çok fazla şeyi değiştirmeyecektir hayatınızda. Eğer başka birinin bizi sevmesini istersek, öncelikle kendimizi sevmeliyiz. Kendinizi sevmiyorsanız, başkasının sizi sevmesini nasıl beklersiniz?

Yalnızlık, manevi gelişme ile bağlantılıdır. Aslında, Hz. İsa, Buda ve Hz. Muhammed gibi figürlere tebliğ edilen vahiyler de, yalnızlık anlarında meydana gelmiştir. Yalnızlık aynı zamanda yaratıcılıkla da ilgilidir; yazarlar, filozoflar ve bilim adamları, yalnızlığın, yeni fikirlerin üretilmesi için vazgeçilmez bir unsur olduğunun altını çizmişlerdir.

Günümüzde sıklıkla kullandığımız Facebook, Twitter ve Instagram gibi sosyal ağlar, başkaları ile sürekli bağlantı kurmamızı sağlar, ancak kendimize bağlanma pratiğinden  bizi oldukça uzaklaştırır. Fakat kendimize olan sevgimiz ve düşüncelerimizle yalnız kalmamız için zaman ayırmak, birçok durumda gerekli bir bencillik eylemidir.

Birçok şeyin ancak diğer insanlarla birlikte yapılabileceği fikri, bizim için kökleşmiş bir durumda olsa da, bir cumartesi gecesi tek başınıza bir filme gitseniz, en sevdiğiniz lokantada bir yemek yeseniz veya bir sanat sergisinde bir kaç esere baksanız veya evde tek başınıza takılsanız ne olur ki? Olabilecek tek şey, çok eğlenecek oluşunuzdur.

Yaşlandıkça, yalnızlık en iyi arkadaşınız olur

Evet doğru, hepimiz sosyal hayvanlarız, ancak yıllar geçtikçe, her zaman başkalarıyla birlikte olma ihtiyacı giderek azalır. Yaşla birlikte, ilgi alanlarımız daha da netleşir ve biz hoşlanmadığımız şeyleri denemek adına veya diğer insanlarla o kadar da çok içli dışlı olmadan etkileşime girmeye çalışırız.

Basitçe söylemek gerekirse, başkaları ile vakit geçirmenin tadı ile yalnızlıktan aldığımız zevk arasında bir denge tutturuyoruz. Kendi şekliyle, yalnızlık, beraber zaman harcadığınız bir arkadaş gibi olur.

Yalnızlık, size kişisel veya iş ilişkileriniz ile ilgili gelişim sağlama, fiziksel ve zihinsel sağlığınızla ilgilenmek için zaman ayırma şansını verebilir. Can sıkıcı, üzücü bir yalnızlıktan değil, zihnimizin ve ruhumuz ile uzlaşması için aranan bir yalnızlıktan bahsediyoruz.

“Yalnız yaşamak büyük ruhların kaderidir.”

– Arthur Shopenhauer

Eksik bir ilişkiye elveda deyin

Yalnızlığı, bir sevgilimiz yada eşimizin olmaması gibi algılıyoruz ama bir ilişki içerisinde olup da yalnız olan pek çok insan vardır.


Kendinizi kötü hissettiğiniz bir ilişki içerisinde olduğunuzu düşünüyorsanız, bununla yaşamaya değmez. Kötü muamele gördüğünüz bir ilişki içerisindeyseniz, elinizden geldiğince uzaklaşın.

Sizi kötü hissettiren şeylere elveda deyin. Bu zor, ama en nihayetinde sizi de öldürmeyecek. Bir süre, o kişiyle paylaştığınız güzel zamanları düşünürsünüz, ancak gerçeği unutmamalısınız. Yaralarınızın iyileşmesine zaman tanıyın, başkasını bulmaya acele etmeyin, kendiniz ile baş başa kalmaktan zevk alın.

Bir ayrılıktan sonra genellikle altı ay ile bir yıla kadar süren bir yas zamanı vardır. Ağlamanız gerekiyorsa, ağlayın. Eğer yağmur altında yürümek istiyorsanız, yürüyün. Eğer unutmanız gerekiyorsa, geçmişin anıları her aklınıza geldiğinizde “yeter artık!” deyin.

Artık özgür olduğunuza göre, artık bununla birlikte gelen her şeye de açıksınız demektir. Karar verin, eğlenin, yapın ve yapmayı bırakın, yürüyün, koşun, hayal edin, öpün, sarılın, görün ve hayatın tadına varın. Yalnızlığın sizi sıcak bir battaniye gibi sarmasına, düşüncelerinizin serbestçe dolaşmasına ve duygularınızın cildinizde bir çicek açmasına izin verin.

“Mutlu olmaya karar verdim çünkü bu bana iyi geliyor.”

– Voltaire


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.