Ebeveynleri Boşanmış Çocukların Durumu
tarafından incelendi ve onaylandı. psikolog Gema Sánchez Cuevas
Birçok anne ve baba, boşanmanın sadece kendilerini etkilediğini düşünür. Bununla birlikte, işin içinde çocuklar da varsa, bu durum doğru değildir. Her ne kadar, insanlar dikkat etmese de, küçük çocuklar da, ebeveynlerinin boşanmasının ardından acı çekmektedir: tartışmalar, yanlış anlamalar ve ayrılmakla ilgili diğer her şey, çocukları da etkilemektedir. Birçok çocuk, anne ve babasının boşanmasından ardından bu durum ile nasıl başa çıkacağını bilemez. Ayrıca, bu çocukların büyük şüpheler içinde kalmaları gayet normal olup, bu şüpheleri sabır ve anlayışla ortadan kaldırabilecek birilerine ihtiyaç duymaları normaldir.
Annesi ve babası boşanmış birçok çocuğun, okulda sorun yaşaması bir tesadüf değildir. Bazıları, çok genç yaşlarda uyuşturucu ve alkol belasının pençesine düşerken, aileleri ile olan iletişim de kesilir. Çocuklar, bir ilişkinin gözlerinin önünde duvara tosladığının ilk örneğini, en hakiki hali ile tecrübe ettikleri için, anneleri ve babaları gibi etkilenirler.
Boşanmış ebeveynlerin % 60’ı, bir dizi psikolojik muayeneden geçmek zorundadır.
Boşanmanın sonuçları yaşa bağlıdır
Boşanmanın etkileri, 2 yaşında bir çocuk ile 6 yaşındaki bir çocuk üzerinde farklı şekillerde görülür. Koşullar ve olgunluk seviyesi çok farklıdır. Bu nedenle çocuğun yaşı, ebeveyninin boşanmasını takiben ne kadar etkileneceğini de belirler. Unutulmaması gereken bir diğer husus ise, bu tür bir çocukluk deneyiminin, yaşamın ilerleyen safhalarında bir etkisinin olacağıdır.
İki yaşından küçük bir çocuk, boşanmanın ne manaya geldiğini anlama yetisine sahip değildir. Buna rağmen, bir şeylerin doğru olmadığını ya da en azından bir şeylerin farklı olduğunun farkına varırlar. Ebeveynlerinin duygusal değişimlerini, eskiden var olan duygularının artık olmadığını görürler. Bu yokluk genellikle, terk etme hissiyatına dönüşür. Onları çevreleyen atmosfer, çocukların ihtiyaç duyduğu güveni sağlamaz ve bu durumun önemli psikolojik sonuçları olabilir.
2 ila 3 arasındaki arasındaki çocuklar, hassas bir dönemdedir. Bu çocuklar, gelişim çağlarının ortasındadırlar. Boşanma, çocuğu büyük ölçüde etkilerse, sonuç bir çeşit gelişimsel gecikme olabilir. Belli motor becerilerin geliştirilmesinde, dil ile ilgili zorlukların veya tuvalet eğitimi ile ilgili sorunların olması gibi durumlar görülebilir. Bu yaşta, çocuklar gerçekten boşanmanın ne anlama geldiğini anlar ama ebeveynlerinin birlikte kalmasını ister. Bu fikir, bazı çocuklar için bir rüyaya dönüşür.
Eğer çocuğun yaşı 3 ile 5 arasındaysa, bir boşanmanın ne olduğunu ve ne anlama geldiğini ya zaten bilirler ya da en azından hissederler. Sonuç olarak, bir sürü soru soracaklardır. Burada sorun, çocukların sordukları sorulara yalanlar ile cevap verilirse ortaya çıkar. Bu yalanlar, mantıklı olmayan ve çocukların dünyalarını güvensiz bir yer haline getiren cevaplardır. Çocukların artan korkular arasında, yalnız olma korkusu veya ebeveynlerinden birinin onları terk etmesi korkusu olur. Bu nedenle bazı çocuklar, ebeveynlerinden birine ya da her ikisine birden aşırı bağlanma durumu yaşar.
Çocuklar boşanma ihtimaline karşılık olarak öfke, hüzün veya kızgınlık ile tepki gösterebilirler. Bu, onların da etkilenip etkilenmediğini anlamamıza yardımcı olabilir.
6 ila 12 yaş arasındaki çocuklar çok daha empatik davranabilir ve kendilerini ebeveynlerinin yerine koyabilir. Bununla birlikte, anne ve babasının birlikte kalacaklarını ummaları da gayet normal bir durumdur. Yetişkinler de her zaman böyle düşündüğü için, bir çocuğun da böyle bir hayale kapılması gayet olağandır.
Bununla birlikte, bu yaşta da dikkatli olmamız gerekir, çünkü bu tür bir hayal kırıklığı (anne-babalarının birlikte kalamayacağını anlamak) önemli bir duygusal etkiye sahip olabilir. Hayallerinin gerçekleşmeyeceğinin farkına varılması, boşanmanın kendisinden daha büyük bir etkiye sahip olabilir. Bir durumun geçici olduğunu düşünmek, kalıcı bir şey olarak düşünmekten çok farklıdır. Meydana gelebilecek değişiklikler aynı olabilirken duygusal etki aynı olmayacaktır.
Bu anlamda, bu yaştaki bir çocuğun, ne kadar olgunlaştığına bakılmaksızın, duygusal gelişimini tamamlamaktan çok uzak olduğunu unutmamalıyız. Birbirlerini seven iki insanın birlikte olmama kararı gibi, anlayamayacağı süreçler vardır. Anlayamadığı karmaşık kurallarla yönetilen bir dünyada yaşama hissi, çocuklara zarar verebilir.
Çocuklar, bu yaşta (diğerlerine ek olarak) “çatışma stratejileri” geliştirebilirler: çocuklar, hali hazırda öğrenmiş oldukları duygusal yetenekleri “unutabilir” veya derin bir korkuyu ve acıyı saklarken, cesur bir yüz ifadesi takınabilir. İkincisi durumunda, yetişkinlik hayatlarında onları etkileyecek duygularını ifade etmemeyi öğrenirler.
Boşanmış ebeveynler ve çocuklarıyla olan iletişimleri
Gördüğümüz gibi, boşanmaların çocuğun yaşına bağlı olarak farklı etkileri vardır. Bu nedenle, şu anda kendimizi yıkık dökük hissetsek de, çocukların şüphelerini ve endişelerini dinleyip, bunları gidermemiz gerekiyor. Onlarla iletişim kurmalı ve onlara, hayatlarında ne tür bir değişiklik olursa olsun, sevdiğimizi ve bize güvenebileceklerini söylemeliyiz.
Öte yandan, bazen çocukların, ebeveynlerinin boşanmasında kendilerini sorumlu tuttuğunu da unutmayın. Çocukların kendi davranışlarının, anne ve babalarını boşanma sebebine olduğuna inanması gayet normal bir durumdur. Ebeveynler, çocuklarıyla konuşmalı ve bu süreçten onların sorumlu olmadığını söylemelidir.
Bu nedenle, çocuklara neler olup bittiğini açık bir şekilde ifade etmek çok önemlidir. Bu durumu anlamayacaklarını düşünerek, boşanmayı gizlemeye çalışmak sağlıklı bir tutum olmaz. Çocuklar, bizim sandığımızdan daha fazlasını anladıkları için, neler olup bittiğini bilmeye hakları vardır. Bu nedenle, çocuklarımıza karşı açık olmalı, yaşlarına uygun bir biçimde, onlara karşı doğrudan, dürüst bir şekilde konuşmalıyız.
Boşanmış birçok annenin ve babanın, çocuklarını diğer ebeveyne karşı kışkırtması çok acı veren ve zararlı bir davranıştır.
Birçok çift, boşanma evresinde ve sonrasında sadece kendilerine odaklanıp, çocuklarının hissettiği duyguları unutur. Bu durum, çocuklarda terk edilmiş ve beğenilmeme duygularına sebebiyet verir. Bununla birlikte, onlarla bu çok önemli konu hakkında konuşmamazlık etmemeliyiz. Çünkü, bunu göremesek de, çocuklarımız ilgisiz ve alakasız bırakılırsa, yıllar içinde daha da kötüleşen bir yaraya tuz basıyor olabiliriz.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.