Çocukların Büyümek İçin Kendilerini Duygusal Olarak İfade Etmeye İhtiyaçları Var
Yazan ve doğrulayan psikolog Sergio De Dios González
“Ağlama”, “Büyük çocuklar güçlü olur” ya da “Cesur olman gerek” gibi son derece genel ifadeler yetişkinler tarafından üzgün çocukları rahatlatmak için kullanılır. Bu tarz tutumlar bazı çocuklar için en azından kısa vadede işe yarayabilir. Ancak uzun vadede, duygularını içlerinde tutmaları için çocukları cesaretlendirir. Bu sessizliğin çocukların psikolojik ve sosyal gelişimleri için çok önemli etkileri olabilir. Çocuklar, kendilerini duygusal olarak ifade etmeyi öğrenmelidir.
Çocukların duygularını gözardı etmek ya da yok saymak tehlikeli bir davranıştır. Bu nedenle, çocuklarınızın iyi bir duygusal sağlığa sahip olmasını istiyorsanız, bu davranışlardan kaçınmak iyi bir fikirdir. Bu tür davranışlar çocukların diğer insanlarla olan ilişkilerinin gelişimini de pozitif ya da negatif yönde etkileyebilir. Küçük olmaları fikirlerinin ve duygularının önemli olmadığı anlamına gelmez. Aslında, genellikle bunun tersi doğrudur.
Gerçek şu ki, çocukların dünyası, duyguları ve algıları da en az bizimkiler kadar önemli. Bizim görevimiz, çocuklar kendilerini tanıyana dek onlara destek olmaktır. Gelin, çocuklara kendilerini duygusal olarak nasıl ifade edeceklerini ve duygularını nasıl anlayacaklarını öğrettiğimiz bu güzel işe daha derinlemesine bir göz atalım.
Çocukların kendilerini duygusal olarak ifade etmesini engellemenin yarattığı tehlikeler
Öfke, mutsuzluk ya da rahatsızlık, çocukların farklı durumlar karşısında verebileceği doğal tepkilerdir. Bunun sebebi neler olduğunu anlamamaları ya da istediklerini elde edememeleri olabilir. Ya da belki de yalnızca bir öfke nöbeti geçiriyorlardır. Sebep ne olursa olsun, bu duygular basitçe “üzgünüm” demekten daha fazlasını ifade ediyor. Bizim görevimiz de bu mesajı anlayabilmek.
Bir çocuğun ifade ettiği negatif duyguları reddederseniz, ona üzüntülerini bastırmayı öğretirsiniz.
Yapılması gereken, çocuklarımızın gözyaşlarını veya öfkesini yorumlayıp neyin yanlış olduğunu anlamaktır. Bunu yapmak yerine duygularını reddedersek ya da yeterince önem vermezsek, yaptığımız şey sadece olumsuz duyguları beslemeye yarar. Ayrıca, çocuklarımızın kimliklerini de reddetmiş oluruz. Talep ettiğimiz davranış biçimi bizim için uygun olan gibi görünse de, aslında korkuya ve duygusal reddetmeye dayanır.
Çocuklarımızın duygularını bastırırsak, büyüdüklerinde duygusal dili konuşmayı beceremeyen yetişkinlere dönüşürler. Bu hem kendilerini hem de ilişki kurdukları kişileri olumsuz yönde etkileyebilir. Böyle bir tutum duygusal zekalarının gelişimini de sınırlayacaktır. Psikolog Daniel Goleman’ın söylediği gibi, kişinin kendisi ve duyguları hakkındaki bilgisi duygusal sağlığın temel taşıdır. Bu, kişisel gelişimin üzerine inşa edildiği temeldir.
Çocukların kendilerini duygusal olarak ifade etmesi
Çocuklara kendi duygularını tanımlamayı, ifade etmeyi ve serbest bırakmayı öğretmek konusunda pek alıştırmamız yok. Bu özellikle de öfke, sinir ya da mutsuzluk gibi olumsuz duygular için geçerlidir. Hatta, çocukların bu tür duyguları kaba, eğitimsiz ya da agresif oldukları için ifade ettiklerini düşünürüz. Çocuklarımıza duygusal benlikleriyle bağ kurmayı öğretmezsek, kendilerini asla anlayamazlar. Bunun bir sonucu olarak da duygularını ifade etmeyi asla beceremezler.
Duygusal olarak zeki ve sağlıklı çocuklar yetiştirmek istiyorsak, işe çocuklarımızın duygularını ifade etmelerine izin vererek başlamalıyız. Bunu yapmazsak, kendilerini ifade edecek başka bir yol bulana kadar giderek daha fazla üzülecekler. Kendi duygularının tutsağı haline gelecekler.
Öfkeyi ya da üzüntüyü ifade etmek rahatlama ve iyileşme getirir. Ayrıca, daha ileri gitmemize ve kendimizi anlamamıza da yardımcı olur. Çocukların kendilerini ifade etmeleri için gerekli ortamı sağlamak da bu yüzden çok önemlidir. Ayrıca, çocukların duygularını düzgün bir şekilde nasıl ifade edeceklerini erken bir yaşta öğrenmeleri duygusal olarak sağlıklı yetişkinlere dönüşmelerini sağlar. Unutmamalıyız ki, çocuklarımızın duygusal eğitimine yaptığımız yatırımlar geleceğin yetişkinlerine yapılan yatırımlardır.
Çocuklarınızla tüm duyguların gerekli olduğu hakkında konuşmanız önemlidir.
Çocukların duygularını ifade etmesine nasıl yardımcı olabiliriz?
Çocukların nasıl hissettiklerini ifade etmeleri ve olumsuz enerjilerini yönlendirmeleri için pek çok yol var. Bu yollar gözyaşı dökmekten tutun adım adım duygularını ifade edecekleri süreci tanımlamaya kadar uzanır.
En önemli şey, bunun onlar için yaşamaları gereken bir süreç olduğunu aklımızda tutmaktır. Onlara hiçbir zaman öfkeyle, eleştiriyle ya da tehditlerle cevap vermeyin. Asla kontrolümüzü kaybetmemeliyiz. Sorunlarıyla kendi başlarına başa çıkamadıkları zor zamanlarda onları desteklemek için yanlarında olmalıyız. Bu özellikle hayatlarının ilk birkaç senesi için geçerlidir. Çocuklar, kendi öfkelerini besleyecek bir çevrede değil, sakin bir çevrede olmalı.
Çocuklara karşı olan tutumumuz sevginin, dinlemenin ve empatinin olduğu bir yerden başlayarak gelişmeli. Böylece bu duygulara neyin sebep olduğunu ve bu duygulardan nasıl kurtulacaklarını anlamalarına yardımcı olabiliriz. Ayrıca, bu tür bir süreç kendi duygularını düzenleme becerilerini geliştirmelerine de yardımcı olur.
Hissettikleri duyguların ne olduğunu anlamayı öğreterek çocuklarımıza yüz ifadeleri, vücut hareketleri ve her duygunun sebep olduğu ses tonu hakkında pek çok şey öğretebiliriz.
Kaçınılması gereken bir şey sinirli ya da bunalmış çocuklarımızı ikna etmeye çalışmaktır. Nasıl hissettiklerini ifade etmeleri için onları cesaretlendirebiliriz ancak birkaç dakika beklemek genellikle sakinleşmelerine yardımcı olur.
Bu, iyi bir diyalog kurmak için en iyi zamandır. Onları hissettikleri her şeyi ifade etmeleri ve daha iyi hissetmeleri için cesaretlendirebiliriz. Ayrıca, kendilerini ifade ettiklerinde düşünmek ve uygun bir şekilde davranmak için bir fırsatları olduğunu anlamalarını sağlamak da önemlidir. Burada temel kural, kimseyi kırmamak ya da rencide etmemektir.
Trafik lambası tekniği
Çocuklara kendilerini duygusal olarak ifade etmelerini öğretmek için kullanılan popüler tekniklerden biri trafik lambası tekniğidir. Burada amaç, çocukların hissettikleri duyguları ve davranışlarını trafik lambasındaki renklerle ilişkilendirmeleridir. Bunu yapmak için, bir trafik lambası çizin ve şunları açıklayın:
- Kırmızı ışık. Bu rengi durmakla ilişkilendiriyoruz. Yani, sinirli, gergin hissettiğinde ya da bağırmak veya kavga etmek istediğinde kırımızı ışığın yandığını ve durman gerektiğini düşün. Sanki bir araba sürüyormuşsun ve trafik ışığında durmuşsun gibi. Buradaki mesaj: “Dur! Sakin ol ve düşün”.
- Sarı ışık. Bu renk dur, problemin ne olduğunu ve ne hissettiğini anla demektir. Çocuklara ışık sarı olduğunda sürücülerin durduğunu, düşündüğünü, çözüm aradığını ve gitmeye hazırlandığını anlatabilirsiniz. Bu durumda şöyle dersiniz: Çözümleri ve sonuçları düşün.
- Yeşil ışık. Bu renk, devam edebileceğinizi söyler. En iyi çözümü seç ve hayata geçir. Bu durumlarda çocuklara yardımcı olacak mesaj şu olabilir: Git ve en iyi çözümü kullan.
Üzgün çocuklarda genellikle işe yarayan bir başka teknik, çocuklardan öfkelerini resmetmelerini istemektir. Ardından, onlarla ihtiyaçları olan her şey hakkında konuşun. Son olarak, çocuklardan çizdikleri resmi yırtmalarını isteyin. Bu, öfkeleri hakkında konuştuktan sonra bundan kurtulmalarını sağlayacak sembolik bir yoldur.
Bunun yanı sıra ona kadar sayabilirler, birkaç dakika yalnız kalabilirler ya da derin nefes alabilirler. Ardından, böyle hissetmelerine neyin sebep olduğu hakkında birlikte derinlemesine düşünün. Duygularını nasıl yönlendirecekleri ve sorunlarını nasıl çözebilecekleri hakkında konuşun. Bu sürecin son kısmı farkındalıklarını, kendilerini duygusal olarak ifade etmelerini ve sorumluluk duygularını desteklemek olacaktır.
Gördüğümüz gibi, çocuklar olumsuz duygularını ifade edebilir ve dışa vurabilir. Ancak genellikle bunu nasıl yapacaklarını bilmezler. Bizim görevimiz, sevgiye ve anlayışa dayanarak bu duyguları nasıl ifade edecekleri konusunda onlara olumlu bir duygusal eğitim vermektir.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.