Çocuklar ve Keder Hakkında Üç Yanılgı
tarafından incelendi ve onaylandı. psikolog Sergio De Dios González
Keder, çocukların bile yaşadığı acı verici bir süreçtir. Ancak, bunu nasıl deneyimlediklerini her zaman anlamıyoruz. Aslında, çoğu çocuk kederi büyük komplikasyonlar yaşamadan çözse de, bu süreçten nasıl geçtiklerini anlamak ve çocuklar ve keder hakkındaki yanlış anlamaları çürütmek önemlidir.
Bu sayede çocuklarımız bu acı durumla yüzleşmek zorunda kalırsa onlara en iyi şekilde yardımcı olabiliriz. Bu kavram yanılgılarını daha iyi anlayabilmek için öncelikle kederin ne olduğunu tam olarak tanımlamamız gerekiyor.
“Ağlama demeyeceğim; çünkü her gözyaşı kötü değildir.”
– J.R.R. Tolkien
Keder tam olarak nedir?
Keder, bir kayıpla başa çıkmayı içeren çok aşamalı bir süreçtir. Genellikle sevilen birinin ölümünden sonra başlar. Bununla birlikte, diğer şeylerin yanı sıra, bir işi kaybettikten, bir ayrılıktan veya bir evcil hayvanın ölümünden sonra da ortaya çıkabilir.
Psikolog Kübler-Ross’a göre, bir kişinin bir kaybın üstesinden gelmesi için geçmesi gereken beş yas aşama vardır. Her insan kederi kendine özgü bir biçimde deneyimleyecektir.
İşte kederin beş aşaması:
- İnkar: Bu aşamada kişi yaşananlara inanamaz ve inkarı kendini acıdan korumak için kullanır. Yas tutan kişi son derece savunmasız olsa da, zihinleri aklı başında kalmanın bir yolunu bulmaya çalışır.
- Öfke: Bu aşama, kişinin sonunda kaybı kabul etmesiyle başlar. Bu aşamada kişi yaşananlar karşısında kendini hüsrana uğramış ve iktidarsız hisseder.
- Pazarlık: Yas tutan kişi, durumu tersine çevirmenin bir yolunu bulmaya çalışır. Sevilen birinin ölümü durumunda dini veya doğaüstü inançlara başvurabilirler. Ayrıca, duygusal acı bu aşamada diğerlerinden daha güçlü olacaktır.
- Depresyon: Kişi kendini çaresiz hissettiği için derin bir çaresizlik ve üzüntü içine düşer.
- Kabul: Son olarak bu aşamada kişi yaşananların geri döndürülemez olduğunu kabul eder. Ancak bir önceki aşamadan farklı olarak kişi kayıpla yaşayabileceğinin farkına varır. Bu aşamada geriye bakar ve durumdan ders çıkarırlar.
Öte yandan, özellikle de küçüklerse, çocukların bu süreci farklı deneyimlediklerini akılda tutmak önemlidir. Hayatlarının ilk yıllarında çocuklar genellikle fiziksel ve duygusal olarak çok bağımlıdırlar. Bu nedenle ölümü ve sonuçlarını anlayamayabilirler. Ancak, fark ettikleri şey, kişinin yokluğudur. Sonuç olarak, terk edilme ve korunma eksikliği duyguları yaşarlar.
Çocuklar ve keder hakkında en yaygın yanılgılar nelerdir?
“Çocuklar ne olduğunu anlamıyor”
Çocuklar ve keder hakkındaki en tehlikeli yanılgı, çocukların hiçbir şey bilmediğini düşünmektir. Çocukların ölümün ne olduğunu tam olarak anlamadıkları doğru olabilir. Ancak, çevrelerindeki değişiklikleri fark ederler. Bu nedenle, vefat eden kişiyi özleyeceklerdir. Ayrıca etraflarındaki yetişkinlerin zor bir dönemden geçtiğini fark edeceklerdir.
Bu yanılgı ile ilgili temel sorun, insanları çocukları ihtiyaç duydukları şekilde desteklememeye yöneltmesidir. Ancak sevdiklerini kaybetmek onlar için de zordur. Bu nedenle, bu süre zarfında, her zamankinden daha fazla sevgiye, ilgiye ve anlayışa ihtiyaçları vardır.
“Onların kederi uzun sürmez”
Bu yanılgı, sözde yeterli yas süresi ile ilgilidir. Bazı insanlar yanlış bir şekilde, birini uzun süre özlemenin bir zayıflık işareti olduğuna inanırlar. Bu nedenle, bazı ebeveynler, bir çocuğun sevilen birinin ölümünü mümkün olan en kısa sürede atlatması gerektiğine inanır.
Ancak bu, küçük çocuklar üzerinde aşırı baskı oluşturur. Sadece acılarıyla değil, aynı zamanda başkalarının beklentilerini karşılayamama hissiyle de uğraşmalarına neden olacaktır. Bu durumlarda, çocukların yaslarını doğru bir şekilde ifade etmek için yeterli zamana ihtiyaçları olduğunu anlamak gerekir.
“Her ölüm kedere neden olmaz”
Son olarak, bazı insanlar tüm ölümlerin acıya neden olmaması gerektiğine inanır. Ancak duyguları kontrol etmek kolay değildir. Bu nedenle, çocuklarımız teoride onlara bu kadar ağır gelmemesi gereken bir kaybın yasını tutmak zorunda kalabilirler. Örneğin, bu, bir evcil hayvanın veya onlara çok yakın olmayan birinin ölümü olabilir.
Bu sürecin anahtarı anlamaktır. Çocukların üzülmeyi seçmediklerini hatırlamalıyız. Bu nedenle, onlara karşı sabırlı olmalı ve elimizden geldiğince onlara yardım etmeliyiz.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.