Çiftler Gerçekten Birbirlerine Çok Benzerler mi?

Yazan ve doğrulayan psikolog Valeria Sabater

Son Güncelleme: 22 Aralık, 2022

Hiç bazı çiftlerin birbirine çok benzediğini fark ettiniz mi? Belki liseden beri birlikte olan ve bugüne kadar neredeyse aynı giyinen ve hatta kardeş olabilecek arkadaşlarınız vardır. Ayrıca, muhtemelen benzer jestler kullanıyorlar, aynı mizah anlayışına sahipler ve aynı damak zevklerine sahipler. Hatta kendilerini benzer şekilde ifade edebilirler.

Ancak, fenomen burada bitmiyor. On yıldan fazla bir süredir ilişki içinde olup da birbirlerine benzeyenler sadece çiftler değildir. Bazen, ilişkileri yeni olmasına rağmen partnerleri ikizleri yerine geçebilecek insanlarla tanışırsınız. Bu gerçek, sosyal ağlarda ” romantik doppelgänger” teriminin icat edecek kadar iyi bilinmektedir.

Böyle durumlarda, zıt kutupların birbirini çektiği fikri gerçek değilmiş gibi gelebilir. Belki de bunun nedeni, deneyimsel, duygusal, psikolojik ve fiziksel olarak kelimenin tam anlamıyla ruh eşini aradığımız zamanlar olmasıdır.  İncelemeye değer ilginç bir fenomen!

Bazı insanlar tanıdık gelen şeylere ilgi duyar çünkü bu onlara güven verir. Bu, belirli sayıda çiftin tarzlarında ve hatta fiziksel görünümlerinde neden aynı olduğunu açıklar.

Çiftler gerçekten de birbirlerine benziyorlar mı?

Bazen tam zıttınız olan birine ilgi duyduğunuz kesinlikle doğrudur. Genellikle size gizemli, zorlu ve sıra dışı görünme eğilimindedirler. Bu nedenle, onlardan etkilenmek tamamen anlaşılabilir bir durumdur. Ancak öte yandan, çoğumuz bize çeşitli şekillerde tanıdık gelen figürlere çekilme eğilimindeyiz.

Bir arkadaşınıza veya bir meslektaşınıza aşık olabilirsiniz. Veya ortak bir hobi aracılığıyla sosyal medyada tanıştığınız birine. Flört uygulamalarını kullanırken bile, sizin gibi düşünen insanları bulmak için zevklerinizi ve tutkularınızı yansıtma eğilimindesiniz.

Benzer ve tanıdık olan, kendinizi güvende hissetmenizi sağlar. Ayrıca size tanıdık hissettiren şey, güveninizi de uyandırır. Indiana Üniversitesi’nde sosyal psikolog olan Justin Lehmiller, Bana Ne İstediğinizi Söyleyin: Cinsel Arzunun Bilimi ve Cinsel Yaşamınızı Nasıl İyileştirebilir adlı kitabı yazdı. Bunda, her zaman farkında olmasak da bize tanıdık gelenin bizi en çok çeken şey olduğunu söyler.

Romantik doppelgängers: benzerlik aynı zamanda fiziksel olduğunda

Evrimsel psikolojiden, çiftlerin sonunda birbirlerine çok benzediklerinin doğru olup olmadığı sorusuna biraz tartışmalı bir cevap geliyor. Bu yaklaşıma göre, kendimize belirli benzerlikleri olan bireyleri aramamız daha yaygın hale gelir. Bu “seçici çiftleşme” olarak bilinir.

Bu evrim teorisine göre, eşlerimizin fiziksel olarak bize benzemesini tercih ederiz. Bunun nedeni, benzer genlere sahip oldukları anlamına gelir, bu da ilişkinin hem duygusal hem de üreme açısından başarılı olma olasılığını artırır. Ancak, bu oldukça tartışmalı bir açıklamadır.

Başka bir teori, fiziksel  olarak ebeveynlerimize benzerlik gösteren insanlara ilgi duyduğumuzu söyler. Bu fikrin kulağa oldukça garip geldiğini düşünebilirsiniz. Bununla birlikte, bu bilinçsiz çekim türünü deneyimleyenlerin yaygın olduğu görülüyor. Bu sayede kişinin gözleri, saçları, yüz hatları, mimikleri ya da babasını, anasını, amcasını, teyzesini vb. hatırlatan belli bir havası varsa, bu onlarda daha büyük bir ahenk duygusu uyandırır.

Evrimsel psikoloji yaklaşımına göre, bize belli bir benzerliği olan insanlara – bilinçsizce – çekiliyoruz. Bu bize güven ve emniyet hissi verir.

Çiftler sonunda birbirlerine çok benziyorlar (ama düşündüğünüz kadar değil)

Bize benzeyen ya da benzemeyen insanları arıyor olmamızdan bağımsız olarak, çiftlerin eninde sonunda birbirlerine çok benzedikleri doğru mu sorusuna geri dönüyoruz. Nitekim Stanford Üniversitesi tam da bu sorunun yanıtını bulmak için 2020 yılında bir araştırma yaptı. Vardıkları sonuç basit, anlaşılır ve açıklayıcıdır.

Yaşları 20 ile 69 arasında değişen 517 çift üzerinde çalıştılar. Amaç, yıllar içinde çiftlerin net fiziksel benzerlikler yansıtıp yansıtmadığını anlamaktı. Sonuç olumsuzdu: Onlarca yıldır bir ilişki içinde olan insanların yüzleri birbirine benzemiyor.

Ancak burada önemli olan başka bir şey var. Bu, sosyal ve duygusal taklit olgusudur. Diğer bir deyişle, zamanla ve çevre ve paylaşılan deneyimler nedeniyle çiftler arasında belirli benzerlikler oluşma eğilimindedir. Kişilik tarzları, zeka, iletişim şekli, giyinme, yaşam tarzı, tutumlar ve değerler vb.

Bu nedenle, bir arada yaşama, eğer olumluysa, bizi fiziksel olarak benzer olduğumuz gerçeğinden çok daha fazla açıdan yakınlaştırır. Aslında, fiziksel benzerlik romantik doppelgängers için ayrılmış gibi görünüyor. Bilinçli veya bilinçsiz olarak kendilerine benzer özelliklere sahip kişilere ilgi duyan insanlar.

Gördüğünüz gibi, insan çekim dünyası, daha fazla araştırmaya değer nüansları ve dinamikleri barındırmaya devam ediyor.