Bulunduğumuz An ve Onu Yaşamanın Önemi
Yazan ve doğrulayan psikolog Sergio De Dios González
İçinde bulunduğumuz an belirli bir konumda varlığımızı sürdürmemizi sağlar. Bazen her şeyi azımsamamıza rağmen, şu anda yaptığımız her şey bizim kişisel mirasımız olacaktır. Bulunduğumuz anı yaşamak bize daha sonra miras olacak bütün bir dünyayı inşa etmemizi sağlar.
Bulunduğumuz anı yaşamak, yaşadığımız her bir dakikadan haberdar olmak ve o dakikalar içinde sonsuzluğumuzu bulmaktır. Bir yerin yerli halkı kendileri fırsatlarla dolu bir adada yaşarken zamanlarını başka yerler aramakla geçirirler. Fakat o başka yerler yoktur… Bu yaşadığımız hayatta başka bir hayat yoktur bizim için.
Bulunduğumuz an çok kısa ömürlüdür ve bilinmeyen bir geleceğe aşırı kafa yormak veya geçmişi dert edinmek bugünümüzün elimizden kayıp gitmesine yol açar.
Sonsuzluk “şimdilerin” birleşiminden ibarettir
Zamanın fiziksel boyutlarını anlamamız zor olmasına rağmen, gerçek şu ki; hayat şu andır. Hayatınızın şimdisi olmayan bir zamanı hiç olmadı.
Bulunduğumuz an o kadar geçicidir ki; bu yazıyı okumayı bitirdiğiniz an sizin için geçmiş olacaktır. Diğer yandan gelecek ise, önünüzde duran şeyi okumaya bütün benliğinizle odaklanmaktansa, hafta sonu ne yapacağınızı düşünüp planlamanızdır. Şu an ise davranışlarımızla ve kararlarımızla niteleyip, düzenlediğimiz tek zamandır.
“Anı yaşamak, geçmişin gitmesine izin vermek ve geleceğin gelmesini beklememektir. Bunun anlamı da; hayatınızı bilinçli yaşamanız, nefes aldığınız her bir anın hediye olduğunun farkında olmanız demektir.”
– Oprah Winfrey
Bazen geçmişi veya geleceği düşünerek çok fazla enerji harcarız. Ve bulunduğumuz anın ne kadar hızlı geçip gittiğinin farkında olmayız. Bir an durup, gelecek veya geçmiş endişesinden bulunduğumuz anı yaşamaya ne kadar uzak olduğumuzu düşünelim.
Bulunduğumuz an ve onu yaşamak her şeye şükretmemizi sağlar
Eğer mutluluğumuz temelde anılarımıza ve beklentilerimize bağlıysa, o zaman bulunduğumuz anın belirsiz bir şekilde farkında oluruz. Eğer bunu çok yapıyorsak, çevremizde ne olup bittiğinin tamamıyla bilincinde olamayız. Bu da bizim ufak şeylerden tam anlamıyla deneyim kazanıp, onlardan zevk almamızı engeller. Geçmişe ve geleceğe bakıp, onlarla meşgul olma alışkanlığını kırmak, yaşadığımız andan zevk almamıza yardımcı olacaktır.
Sadece gelecek veya geçmişe yoğunlaşmak yaşadığımız dünyanın gerçek mi, fantezi mi olduğu konusunda sorgulayıp bulunduğumuz anı tehlikeye atmamıza sebep olur. Yaşadığımız an hayatımız boyunca sürmeyecektir. Bugün sonsuzmuş gibi görünür, ama o yarın var olmayacaktır.
Kendi gerçekliğimizde güncel durmamız kolay gibi görünür, ama bu pratik gerektirir. Bunun sebebi onun parçası olmayan düşüncelere serbestlik verdiğimiz içindir. Bulunduğumuz anı yaşamak günlük hayatımızda meydana gelen birçok olaydan bir şeyler öğrenme şansı verir. Belki kendi gerçekliğinize yeterince dikkat gösterdiğinizi düşünebilirsiniz. Aslında yaptığınız tek şey geçmişteki davranışlarınızı veya geleceğinizin ne kadar endişe verici ve korkunç olduğunu düşünmektir.
Geçmişin sizi mutsuz hissettirmesi doğaldır, fakat artık yaşanmayan bir şey yüzünden neden kızgınsınız? Şu andaki mevcut gerçekliğinize kendinizi kaptırın ve memnun olun. Sağlıklı bir zihne ve vücuda sahip olmanın sırrı, geçmişi şikayet etmek veya geleceğin getirebileceği sorunlardan endişe etmek değil, o anı yaşamaktır.
“Çoğu insan esirdir, yalnızca geleceği düşünür veya geçmişte yaşar. Onlar şimdiki anda değildirler, oysa şu an her şeyin başlangıcıdır.”
– Carlos Santana
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.