Beni Sevmeden Önce, Beni Anlamanı İstiyorum
tarafından incelendi ve onaylandı. psikolog Sergio De Dios González
Hayatımızda öyle anlar vardır ki, “mutluluğun kristal bardağını” aramamız gibi dört gözle beklediğimiz hayatımızın aşkının peşinden koşarız. Ancak zamanla ve tecrübeyle, başkaları tarafından anlaşılmamızın, sevilmekten daha önemli bir olgu olduğunu anlarız. İlk başta belki de en çok odaklandığımız şey “beni sevmeni istiyorum” düşüncesine odaklanmaktır. Ancak, sonunda kazanan “beni anlamanı istiyorum” prensibidir. Ya da en azından aradaki dengeyi sağlayan şeydir.
Biz insanlar için başkalarının, duygularımızı ve düşüncelerimizi anladıklarını hissetmek bizim çok önemlidir. Eğer başkalarının bizi anlamadığını fark edersek, gerçekten bizi sevdiğini söyleyen kişilerin aslında bizi sevmediğini, olmamızı istedikleri kişiyi sevdiklerini fark ederiz. Bu nedenle, “beni anlamanı istiyorum” o kadar önemlidir ki, uzun vadede kişiye büyük mutluluk verir.
“Hayat ilk hediyedir, ikincisi aşk, üçüncüsü ise anlaşılmaktır.”
– Marge Piercy
Beni anlamanı istiyorum
Başkalarının bizi tanıdığını ve anladığını hissetmemek, içimizde başka duyguların oluşmasına neden olur. Kendimizi diğer insanlardan uzaklaşmış, başka dilde konuşuyor gibi hissederiz. Bizi sevenlerin bizi tanımadığını ya da en azından tanımak isteyecek kadar çaba sarf etmediklerini gördüğümüzde kendimizi yalnız, dışlanmış hissederiz.
Bir insan anlaşılmadığını hissettiğinde gerçekten sevildiğini hissedebilir mi? Bu soru aile ilişkilerinden arkadaşlık ilişkilerine kadar her türlü kişisel ilişki için sorulur. Flört ilişkileri de bu gruba dahildir.
Beni anlamanı istiyorum, eğer beni anlamazsan, bu aşkı nasıl besleyebiliriz ki?
Hepimizin sevilmeden önce anlaşılmaya ihtiyacı vardır
Başkalarının ne söylediğimizi, ne yaptığımızı ve ne hissettiğimizi anladığını hissetmek, çeşitli nedenlerden dolayı hayatımızın her aşamasında sürdürülebilir bir güvenlik ve refah duygusu elde etmek için gereklidir.
Başkalarının sizi anlamadığınızı deneyimlediğinizde, iki kişi arasındaki bağlantı zayıflar. Bu bizim yalnızlaşmış, dış dünyadan kopmuş, dışlanmış hissetmemize neden olur. Bizi seven kişiler tarafından, anlaşıldığımızı bilmek, bizi dünyanın bir parçası gibi hissettirir. Değerli olduğumuzu hissederiz.
Sevdiğimiz kişiler bizi anladığında, bunun bir şekilde gerçek sevgi olduğu hissine kapılırız. Bu, bizi kim olduğumuzla özdeşleştirir. Anlaşıldığımızı hissetmek bizi değerli hissettirir. Aynı şekilde anlaşıldığımızı hissetmek bizi anlayan kişilere aramızda bir bağ kurar. Bu bağın kurulmaması ise bizi yalnızlaştırır ve çevremizdekilerden kopmuş hissetmemize neden olur. Ancak, başkaları tarafından anlaşıldığımızı hissettiğimizde kendimizi daha iyi anlamış oluruz. Kendimizi doğru bir şekilde ifade edebilmek, başkalarının bize yardım edebilmesi açısından önemlidir.
“Bilinç altımızda her zaman kendini gizlemiş olan bir korku vardır. Bizi anlamadıklarında, hiç var olmamış gibi olacağız.”
– Michael Schreiner
Anlaşıldığımızı hissetmek hem kişisel hem de sosyal refahımızı arttırır
“Anlaşılan ve anlaşılmayan duygunun sinirsel temelleri” (Social Cognitive and Affective Neuroscience, 2014) isimli araştırma, anlaşılma hissinin hem kişisel hem de sosyal olarak refahı nasıl artırdığını belgeler niteliktedir. Ancak, pek çok araştırma, “anlaşılma hissini” nörobiyolojik temelde incelememiştir. Bu çalışma katılımcılara manyetik rezonans görüntüleme çekilirken, deneysel olarak duygu anlayışını ve anlayış eksikliğini ele almıştır.
Elde edilen sonuçlar, takdir edilme ve sosyal bağlantı ile ilgili alanlarda duyguların farklı aktivasyona neden olduğunu göstermiştir. Bu nedenle, sosyal bağlantı kurma ve bağ kuramama sonrasında alınan sinirsel tepkilerin anlaşılamama hissiyle bağlantılı olduğu ortaya çıkarmıştır.
Başkaları tarafından anlaşılma duygusu, bireylerin kendilerini değerli, saygı duyulan ve onaylanmış hissetmelerini sağlar… Duygusal deneyimde ve sosyal bağlantı duygularında büyük değişikliklere yol açar.
Anlaşılamıyorsanız, kendinizi anlatın
Başkalarının sizi anlaması için bir sorumluluğunuz olduğunu, dikkate değer bir etki kapasitesine sahip olduğunuzu unutmayın. Başkalarını sizi anlamadıkları için suçlamadan önce -kendinizi yalnız hissetmeden ve umutsuz hissetmeden önce- başkalarının sizin nasıl olduğunuz hakkında bir fikir edinebilmeleri adına, mesajınızın doğru anlaşılması için daha fazlasını yapıp yapamayacağınızı kendinize sorun.
İşte bu nedenle, başkalarının bizi anlamasını beklemeden önce çoğu zaman kendimizi anlamamız önemlidir. Öyle ya da böyle, sabır ve duygusal zekamız, üzüntünün bize hakim olmasını engelleyerek, yanlış anlaşılma duygusundan kaynaklanan yalnızlığımızda, çözüme ulaşmamız konusunda bize yardımcı olacaktır.
Sevilmek için önce kendi sev, anlaşılmak için önce kendini anla.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.