Ayaklarını Yere Bastıracak Kişi Yine Sensin

Ayaklarını Yere Bastıracak Kişi Yine Sensin

Son Güncelleme: 29 Mart, 2017

Her sabah yataktan kalkmak için yüzlerce, belki de binlerce nedenimiz var. Çünkü karnımızı doyurmak için işe gitmemiz gerekir; her sabah bizi aydınlatıp zenginleştiren ailemiz, çocuklarımız, partnerimiz, gerçekleştirmek istediğimiz hayallerimiz için uyanırız her sabah.

Bizi bu karmaşık dünyaya bağlayan birçok motivasyon vardır ve bu dünya kimi zaman bizi habersiz yakalayarak yolumuzu kaybetmemize neden olur. Böyle zamanlarda şüpheler baş gösterir… Bu dünyada beni ayakta tutan şey nedir? İşler bazen neden kontrolden çıkar?

“Ayaklarını yere bastıracak olan kişi yine sensin.” Aklınızda hep bu söz olsun. Kararlarınızla, düşüncelerinizin gücü ve kararlılığınızla bunu siz başaracaksınız. Temellenmek ve güç bulmak için köklerini yayan iyi yönetilmiş duyguların yoğunluğuyla siz yapacaksınız bunu…

Aklımız karışmamalı. Bizi hayata bağlayan şans değildir ama başkalarının sizin adınıza verdiği kararlar da değildir.

Kader, kaprisli olabilir ama belli kapıları açmaya karar veren sizsiniz. Başkalarının ağırlığı olmadan ilerlemelisiniz. Yolumuzda karşımıza çıkan ve onları ardımızda bırakmadığımız takdirde gelişmemizi engelleyecek taşlardan kurtulmalısınız.

Bugün sizlerle günlük hayatınızı besleyen şeylerden ve hepimizin sahip olduğu iç kuvveti nasıl kontrol altına alabileceğinizden söz edeceğiz.

Sizi besleyen, güçlendiren ve zenginleştiren şeyler 

Sizi zenginleştiren şeyler, içten besleyip dışta ifade bulan şeylerdir. İçinizde üzüntü ve bıkkınlık varsa, her sabah giyinip sahte bir tebessüm takınmanızın faydası yoktur.

Kendini sahte umutlarla besleyenler vardır. Basit bir şekilde “işler değişecek,” “Elbette değerimi anlayıp beni tanıyacaklar,” gibi düşüncelere tutunanlar. Kendimizi boş duygu ve ilhamlarla beslemek geri dönüşü imkansız bir şekilde zayıflamamıza yol açar.

Köklerinizi değişken bir temele yayarsanız, iç dengenizi korumanız imkansız olacaktır. Kendisine yalnızca güvensizlik, belirsizlik ve sahte umutlar sunulan hiç kimse gelişemez.

Belki dışarıdan güçlü ve yetenekli yetişkinler olarak görülüyoruz ama içimizde hassasiyetlerimiz sürüyor. Bu nedenle, tanınma, karşılıklılık ve pozitif duygular bulabileceğimiz bir hayata ihtiyaç duyuyoruz.

Bununla birlikte, bütün sorumluluğunuzu başkalarına yöneltmeyin. Dünyanın geri kalanı size karşılıksız mutluluk sunmak zorunda değil. Bu konuda sizin de yapmanız gereken birçok şey var, zira hepimiz kendi gerçeğimizin asıl yaratıcılarıyız.

1. Kısıtlayıcı düşüncelere hayır demek zorundayız

Hepimizin hayalleri ve arzuları var ama bazen, herhangi bir nedenle, “tren çoktan kalktı” ya da “buna gücüm yetmez” gibi şeyler söyleriz kendimize.

Hayatınızı, belirsiz kaderin ellerine bırakmayın. Önemli olan, şu an ve burasıdır ve bu anda kısıtlayıcı düşünceler yoluyla kendinizin en kötü düşmanı haline gelebilirsiniz.

Geçmişte ne olmuş olduğu önemli değil: geçmiş artık yok ve siz, dünkü hatalarınız değilsiniz. Hayatta bir doz cesaret ve özgüvenle örtülü gözüpeklik lazım. Düşüncelerinizi değiştirin ki gerçekliğiniz değişsin.

2. Bizi zayıflatanların elinden güçlerini almalıyız 

Güçlü yönleriniz hangileri? Cesur biri olabilirsiniz, yalnızca gerçeğin dilini kullanıyor ve her şeyi başkalarına vermeye çalışıyor olabilirsiniz.

Kimi zaman bu erdem ve değerlerin çoğu, belli insanların tesiriyle saf dışı kalır. Başka bir deyişle, başkalarının kişisel gelişiminin meyvelerini aldıran araçlar haline gelir.

Yani mesele, kökü olan bu bağlantıyı yok etmek değildir. Bu kişi size çok yakın bir aile bireyi dahi olabilir ve hayallerinizin çevresine duvar örebilir… Önemli olan, kendimizi bu kişilerden uzaklaştırmak değil güç ve otoritelerini ellerinden almaktır.

Zihninizdeki etkilerini devre dışı bırakın; onlar siz değiller, sizin yerinizde değiller. Kendinizi enerji, duygusal güç ve özgüvenle ayakta tutması gereken kişi sizsiniz.

Size doğru hangi olumsuzluk, güvensizlik ya da ümitsizlik rüzgarları eserse essin… boş verin. Bırakın, size dokunmadan esip geçsin.

3. Her gün “kendimizi iyileştirme” ihtiyacı

İç iyileşme, her gün ayaklarınız üzerinde durmanızı sağlayan basit bit uygulamadır. İç iyileşme, her geçen gün kendinizi birazcık daha tanımakla başlar. Mutlu olmayı hak ediyorsunuz, kendinizin önceliği olmayı hak ediyorsunuz.

Kendimizi iyileştirmek için öğrenmemiz gereken şeyler var: dinlemeyi öğrenmek, kendimizle olan iç bağlantımızı zenginleştirmek. Çevremizden, başkalarından öğrenmek. Bütün bunlar sayesinde her gün merakımız artar ve yeni umutları besleriz. Özgür olmak için zihninizi besleyin.

İnanmak, yaratmaktır. Yeni deneyimler yaşamak ve kendi hayatınızın rehberi olmak için düşüncelerinizi değiştirin. Cesur ve gözüpek olun.

Görseller: Paula Nicho Cumez

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.