Axel Honneth'in Tanınma Teorisi
Yazan ve doğrulayan psikolog Francisco Roballo
Axel Honneth’in tanınma teorisi, insanların tanınma mücadelesinden gelmektedir. Önceki devirlerde, insanlar milletlerinin tanınması için, ya da büyük insan gruplarının hakları için savaşmışlardır. Günümüzde, sürekli değişen bir toplumun içinde, insanlar hala tanınmaya çalışmaktadırlar.
Bu teoriyi anlamak, şu an içinde bulunduğumuz bağlamı anlamak anlamına gelir. Hiper modernlik ile kuşatılmış, küresel bir dünyada yaşıyoruz. Zygmunt Bauman’a göre bir zamanlar insanlar olarak yolumuzu belirleyen kesin sosyal kalıplar artık yok olmuş durumdadır. Bunun sebebi; iletişim, ekonomi ve teknolojideki ilerlemelerin bu süreci yönlendirmesidir.
Hiç dünyanın hızını, veya dünyada oynadığımız rolü sorguluyor muyuz? Çağımız teknolojik devrimleri ile biliniyor. İnternet, ve siber dünya ile anılıyor. Ne yazık ki, iletişim ilerleyip insanlar değiştikçe, uzay-zaman ilişkisi giderek daha da çarpık hale geliyor. İnsanlar değişmeye devam ediyor, insan ve birey olarak anlamımız da bununla beraber değişiyor.
Artık göçebe bir akıntının içerisindeyiz ve objelere tutunuyoruz. Ayrıca, şimdilerde aktivitelerimizin çoğu bir “network”ün parçası. Soru şu, bunların hepsi bizi nasıl etkiliyor?
Axel Honneth, Tanınma Teorisinin Yaratıcısı
Axel Honneth 1949’da doğmuş bir Alman filozof ve sosyologdur. Ayrıca, Frankfurt Üniversitesi Sosyal Araştırmalar Enstitüsü ile ilişkilendirilen bir sosyal teori ekolünü ve eleştirel felsefeyi temsil eden Frankfurt Okulunun “üçüncü nesil” olarak adlandırılan kısmının bir parçasıdır.
Çoğu insan onu Jürgen Habermas’ın öğrencilerinden biri olarak sayar, ki sosyal hareketlerin felsefesi üzerine analizlerini de ondan almıştır. Ayrıca, Immanuel Kant ve Hegel’in konseptlerini de tekrardan kullanmıştır.
Axel Honneth insanların acı çekmesi hakkında bir ahlaki sosyal teori geliştirmiştir. Bu, yetersiz derecede tanınmanın bir sonucudur, günümüz dünyasındaki sosyal mücadeleleri körükleyen şeydir.
Yazar, insanların tanınmasının üç katmanından bahseder: sevgi, hukuk ve dayanışma.
- Öncelikle, hukuk tanınma biçimlerinin varlığından emin olunması için kılavuzlar sunar. Ayrıca, katmanlar arasındaki dinamikleri garantileyen kuralları da oluşturur.
- İkinci olarak, sevgi diğer katmanların altyapısını oluşturur, özen ve dikkati arttırır.
- Son olarak, sosyal anlamda değer görmek dayanışma katmanını oluşturur, bu katman da bir insanın topluluktaki nitelik ve yeteneklerinin tanınmasını sağlar.
Katmanlar Zedelendiğinde Ne Olur
Tanınma katmanlarının arasındaki ilişki her zaman o kadar ahenkli olmayabilir. Sınırları genişleten şey bu katmanların arasındaki sürekli gerginliktir. Tanınmamanın getireceği sonuçlar her katman için farklıdır.
Yazar, adaleti sosyal düzenin ötesindeki hakların ve sorumlulukların edinilmesi olarak algılar. Bu algı sadece bir kişi kendisini ahlaki geleneklerden koparabildiğinde, temel evrensel ilkelerin kendisine rehberlik etmesine izin verebildiğinde mümkün hale gelir.
Sosyal mücadeleler hak ve görevlerin sınırlarını genişletir. Bundan dolayı, bu katmandaki zararı kişinin kendi eylemlerinin sorumluluğunu almak ile ilgili ahlaki kapasitesi tanınmadığında görürüz. Yasal olarak tanınmadığımız zaman, karar alma ve haklarımızı kullanma becerilerimiz zedelenir.
İnsanlar cemiyetlerinde, mahallelerinde veya işlerinde tanınmadıklarını hissettiklerinde dayanışma katmanı kırılır. Günlük grubumuzun temel bir parçası olduğumuzu hissetmemek özgüvenimizde ve başkalarıyla olan bağlarımızda çatlaklar oluşturur. Bu eksiklik damgalanmanın bir sonucudur ve kişinin onurunu ve itibarını sarsar.
Buna karşılık, sevgi daha özel bir konudur, çünkü kişinin konuyla ilgili referans grubuna bağlıdır. Bir insanın ailesi, eşi ve arkadaşları gibi en derin ve temel bağlar kurduğu insanlar o insanın tanınmasının temellerini oluşturur. İş arkadaşlarınızın size değer verdiğini hissetmek ile aile bireyleriniz veya size yakın olan insanlar tarafından sevildiğinizi hissetmek aynı şey değildir.
Axel Honneth’in Sosyal Etkileşim Hakkında Söyledikleri
Tanınma teorisi sosyal bağların önemli olduğunu, çünkü bu bağların insanlara kendilerini birçok şekilde ifade etme şansı tanıdığını söyler.
Yetersiz derecede tanınmanın bir semptomu sosyal ağların haddinden fazla kullanılması ve günümüzde çoğu insanın başkalarının çok değer vereceği profiller yaratmak konusundaki endişesi olabilir.
Bunun tersine, bu teorinin psikolojik esenliğini aşağıdaki yollarla teşvik etmek mümkündür:
- İlginizi çeken ve sizde endişe uyandıran ahlaki davalarda aktif bir rol almak.
- Sosyal ağların ötesine geçen bağlantıları teşvik etmek. Yakın çevremizdeki insanlarla iletişime geçerek onlarla bağlantılarımıza daha fazla dikkat etmek.
- Daha samimi bağlantılarınıza iyi bakmak ve özen göstermek. Yakın bir arkadaşınızdan veya bir akrabanızdan gelen bir sevgi jesti ile karşılaştırılabilecek bir “like” veya harika bir yorum yoktur.
Axel Honneth ve Tanınma Uğruna Savaşan Hareketler
Daha önce de bahsettiğimiz üzere, tanınma mücadelesi hukuk, sevgi ve dayanışmanın sınırlarının ötesine geçer. Hadi geçmişten gelen ve günümüzde var olan bazı örneklere bir göz atalım:
- Hukuk katmanında, ekolojik hareketler her zaman özel bir role sahip olmuştur. Nükleer düzenlemeler için verdikleri mücadele onları politik partiler olarak kendilerini pekiştirmelerine yol açmıştır (Örneğin, Almanya). Bu şekilde, sürdürülebilir bir dünyaya sahip olma endişesi, ham madde kullanımı ile ilgili yeni düzenlemeler talep etmektedir.
- Dayanışma katmanında, LGBT hareketlerinin mücadeleleri sadece hak talep etmemektedir. Bu hareketler aynı zamanda toplumun diğer üyeleri tarafından eşitleri olarak tanınmayı ve damgalanmaya karşı savaşılmasını talep etmektedir.
- Sevgi katmanı, derinlik miktarı dolayısıyla yorumlaması en zor olan katmandır. Buradaki herhangi bir problemin diğerlerinin düzeni üzerinde doğrudan bir etkisi vardır. Birçok çalışma sevgi eksikliğini bağımlılık davranışı ve sosyal red ile ilişkilendirmektedir. Aynı şekilde, duygusal ve cinsel eğitimin okul müfredatlarına eklenmesi için savaşan hareketler de görmekteyiz.
Sonuç Olarak
Dolayısıyla, bağlantılarımızı ve sosyal dinamiklerimizi daha iyi anlamaya çalışırken tanınma teorisi son derece önemlidir. Negatif veya depresif bir insan gördüğünüzde neyin yanlış gidiyor olduğunu hiç merak ediyor musunuz? Bir sağlık profesyoneli, bir arkadaş, veya bir aile bireyi olmanız bir şeyi değiştirmez. Hiç o insanın ahlaki, sosyal ve/veya derin bir açıdan tanınmış gibi hissedip hissetmediğini merak ediyor musunuz?
Dahası, tanınma teorisi bize kendi tanınma miktarımızı sorgulamamız için ana hatlar da verir. Parçası olduğumuz gruplarda bizim rolümüz nedir? Değer verildiğimizi hissediyor muyuz? Bu sorular akılda tutulması gereken sorulardır.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Honneth, A., (1997), La lucha por el reconocimiento, Traducción española de Manuel Ballestero, Barcelona, Crítica (citado como LpR).
- Honneth, A., (2003), Kamf um Anerkennung. Zur moralischen Grammatik sozialer Konflikte, Frankfurt, Suhrkamp (citado como KuA).
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.