Aşkın Tükenişi ve Yürek Parçalayıcı Süreci
Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas
Aşkın tükenişi, sevdiğimiz kişinin sandığımız kişi olmadığını fark etmekten kaynaklanan o korkutucu vertigoyu ifade eder. Alfred Hitchcock, Vertigo (1958) adlı filminde bu duyguyu çok iyi yansıtmıştır.
Aşkın tükenişi, eşimizi yerleştirmiş olduğumuz kaidenin parçalanmasıdır. En kötü yanı, gözlerimizin önünde gerçekleşirken onu durdurmak için hiçbir şey yapamamamızdır. Sonunda gerçeği gördüğümüzde başlayan süreç budur.
Bu durumla karşılaştığımızda bazen kaçmayı ya da sevdiğimiz kişiyi hayal gücümüzün harika dünyasına hapsetmeyi tercih ederiz. Kesin olan bir şey var: Hayal gücümüzün kontrolü bizde ve onunla istediğimizi yaratabiliyoruz. Hayal gücümüzle başka insanlar yaratırız, gerçek olmadığını bildiğimiz insanlardır bunlar. Aşk, hayallerimizin, olmasını istediğimiz şeyin bir ürünüdür…
Aşkın tükenişi zordur, çünkü çoğu zaman bizim tarafımızda buna karşı bir direnç vardır. Gerçeği kabul etmek istemeyiz ama kabul ettiğimizde acıyı bizden uzak tutacak hiçbir şey yoktur. Artık acılarımızı sihire çeviremeyiz. Gerçekten sonsuza kadar bitmiştir.
“Kalp kırıklığını yüceltmeyeceğim ya da romantikleştirmeyeceğim, benim için bu ardından yaşamaya devam etmek zorunda kaldığım bir tür ölümdü.”
– Warsan Shire
Aşkın tükenişinin yıkıcı hissi
Aşkın tükenmesi, eşimizin düşündüğümüzden farklı biri olduğunu fark ettiğimizde olan şeydir. Aynı zamanda, eşiniz size, sizin için asla aynı şeyleri hissetmediğini, yaşadığınız şeyin onun için asla “gerçek aşk” olmadığını söylediğinde olan şeydir. Eşiniz, hayatınızdaki en önemli kişiden çok bir yabancı gibi görünmeye başladığında hissettiğiniz boşluk da budur.
Bu olduğunda, aşk artık bizi kör etmiyordur, artık gerçeğin farkındayızdır. Gerçeklik bizi felç eder. Sonunda karşımızdaki insanı hiçbir filtre olmadan gerçekte olduğu gibi görürüz. Çaresiz hissetmeye başlarız ve hayatımız bir anda anlamsız gelmeye başlar. Aşk, gerçek olmadığında baş dönmesine, yani vertigoya yol açar.
Aşkın nasıl olması gerektiğini hayal etmeyi severiz. Gerçekler bazen dayanılmaz görünebilir ve bir ilişki içinde olmamıza rağmen kendimizi yalnız ve hayal kırıklığına uğramış hissedebiliriz. Bu rahatsız edici baş dönmesi hissi ile yüzleşmek yerine durumu küçümsemeyi tercih ederiz. Acımızı balla kaplarız ve çözülmemiş sorunlarımızı, sonunda bize daha fazla zarar vermekten başka bir şey yapmayan fantezilere dönüştürürüz.
Başkalarının nasıl olmasını istediğimize dair bu fikirlerle, bir noktada bizi paramparça edecek olan evliliklere ve ilişkilere dayanır ve onları idealleştiririz.
Ancak, bizi hayal bile edemeyeceğimiz şekillerde sevmeye istekli birçok insan olduğunu anlamak önemlidir. Bizi asla karanlıkta bırakmayacak ve gerçekliğimizi fantezilerimizden daha iyi gösterebilecek insanlar var.
Gerçek aşk vertigoya neden olabilir
Aşkın gizeme ihtiyacı olduğunu inkar edemeyiz. Kendimizi her zaman eşimize tamamen açmak zorunda değiliz. Kendimizi ifade etmek harikadır, ama zaman zaman bazı şeyleri kendimize saklamanın da yanlış bir tarafı yoktur.
Her türden aşk hikayesi vardır. Ancak, sizinkinin hayal ettiğinize karşılık geleceğini düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Gerçek her zaman hayal gücünden uzaklaşır.
“Asla size sıradanmışsınız gibi davranan birine aşık olmayın.”
– Oscar Wilde
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.