Logo image
Logo image

Antipsikotikler İle İlgili Her Şeyi Öğrenin

4 dakika
Tipik ve atipik antipsikotikler şizofreni semptomlarını tedavi eder. Bu ilaçların özelliklerini ve yan etkilerini öğrenmek için okumaya devam edin!
Antipsikotikler İle İlgili Her Şeyi Öğrenin
Andrés Navarro Romance

Yazan ve doğrulayan psikolog Andrés Navarro Romance

Tarafından yazılmıştır Cristina Roda Rivera
Son Güncelleme: 22 Aralık, 2022

İnsanlar antipsikotik ilaçları sadece reçete ile satın alabilirler. Antipsikotikler, psikotik semptomlarla kendini gösteren zihinsel sağlık problemlerini tedavi etmek için onaylanmıştırlar. Bu hastalıklara bazı örnekler şizofreni, şizoafektif bozukluk, bazı bipolar bozukluk biçimleri veya ağır depresyonlardır.

Bazı antipsikotikler ayrıca (küçük dozlarda verilmek üzere) ağır anksiyeteyi ve bunun yanında bazı fiziksel sorunları, denge sorunlarını ve mide bulantısını tedavi etmek için de kullanılır. Ancak, doktorlar demansın psikotik belirtileri için bu ilaçları önermemektedir.

Bu ilaçların bir diğer adı da “nöroleptikler”dir (sinir yatıştırıcılar). Bazı insanlar bu terimi tercih eder, çünkü bu terim “sinirleri ele geçirmek” anlamına gelir ve ilacın ne yaptığını mükemmel bir şekilde tanımlar.

Antipsikotiklerin Arkasındaki Bilim

Antipsikotik ilaçların potansiyel etkinliğini açıklayan birçok olası açıklama bulunur:

  • Bu ilaçlar dopaminin harekete geçmesini önlerler. Bu ilaçların çoğunun beyindeki bazı dopamin reseptörlerini bloke ettiğini biliyoruz. Bu, psikotik durumlar sırasında mesajların akışını azaltır.
  • Beyindeki diğer kimyasal maddelerde değişikliklere sebep olurlar. Çoğu antipsikotik, serotonin ve noradrenalin gibi beyinde bulunan diğer kimyasal maddeleri de etkiler. Bu iki nörotransmiter ruh halinizi düzenlemeye yardımcı olur.
Some figure

Şizofrenide Dopaminerjik Yollar

Şizofreni hakkındaki en yaygın kabul gören hipotezlerden biri, dopaminin şizofreni ile ilgili olan birincil nörotransmiter olduğunu savunmaktadır. Dopamin beyni birçok yolu kullanarak etkiler:

  • Mezolimbik yol. Bu, ön tavan bölgesinden (ventral tegmentum) ventral striyatumdaki beynin ödül merkezine (nucleus accumbens) giden, dopamin salgılayan nöronlardan oluşan bir yoldur. Bu yol fazla aktif olduğunda hezeyanlar ve halüsinasyonlara sebep olur.
  • Mezokortikal yol. Bilim insanları, prefrontal dorsolateral korteksin içinden geçen yol ile prefrontal ventromediyal korteksin içinden geçen yol arasında ayrım yaparlar. İlk yolun fazla aktif olması şizofreninin olumsuz ve bilişsel belirtilerine neden olur. İkinci yol fazla aktif olduğunda ise negatif duygusal semptomlar ortaya çıkar.

Diğer Dopaminerjik Yollar:

  • Nigrostriyatal yol. Bu yol ekstrapiramidal sinir sisteminin bir parçasıdır. Bu yoldaki bir dopamin eksikliği Parkinson hastalığına yol açabilirken, dopamin fazlalığı ise hiperkinetik hareketlere neden olabilir.
  • Tüberoinfundibuler yol. Bu yol prolaktin salgılanmasını düzenler, ki bu da dopamin tarafından inhibe edilir.

Başlıca Antipsikotik Tipleri

Bu ilaçlar iki klasik kategoriye ayrılır: birinci kuşak antipsikotikler (eski) ve ikinci kuşak antipsikotikler (yeni). Her iki kuşaktaki antipsikotikler de etkili olabilir ancak farklı yan etkilere sahip olabilirler.

Bu iki grup arasındaki temel fark, birinci kuşak antipsikotikler dopamini bloke ederken ikinci kuşak antipsikotiklerin serotonin düzeylerini etkilemesidir.

Bazı araştırmalar, bazı ikinci kuşak ilaçların, ilk kuşak ilaçlara göre daha az belirgin olan vücut hareketlerine bağlı yan etkileri olduğunu öne sürmektedir.

Birinci Kuşak Antipsikotikler

Bilim insanları bu ilaçları 1950’lerde geliştirdiler. Bu ilaçlar, farklı kimyasal gruplara ayrılmışlardır. Hepsi hemen hemen aynı şekilde etki eder ve hastalar bu ilaçları genellikle ağız yoluyla alırlar.

Bu ilaçlar, aşağıdaki gibi ekstrapiramidal yan etkilere neden olabilir:

  • Uyuklama.
  • Ajitasyon.
  • Ağız kuruluğu.
  • Kabızlık.
  • Görme problemleri.
  • Duygusal bloklar.
  • Meme ucu salgıları.
  • Amenore (regl olmama durumu).
  • Kas sertleşmeleri veya spazmları.

“Tipik” birinci kuşak antipsikotiklerden bazıları şunlardır: klorpromazin (marka adı Largactil), flupentiksol (Fluanxol), fluphenazin (Modecate), haloperidol (Haldol), loksapin (Loxapac), perfenazin (Trilafon), pimozid (Orap), trifluoperazin (Stelazine), tiotiksen (Navane), and zuklopentiksol (Clopixol).

Some figure

İkinci Kuşak Antipsikotikler

Sağlık çalışanları, genellikle araştırmacıların 1990’larda geliştirdikleri ikinci kuşak antipsikotiklerin reçetelerini yazmayı tercih eder. Bu ilaçlar genelde birinci kuşak ilaçlardan daha hafif nöromüsküler yan etkilere sahiptirler.

Ayrıca eski ilaçlarla karşılaştırıldıklarında daha az cinsel yan etkiye sebep olurlar. Bununla birlikte, bu yeni versiyon ilaçların hızlı kilo alımı da içlerinde olmak üzere metabolik sorunlara neden olma olasılığı daha yüksektir.

Klozapin, diğer tedavilere dirençli olan şizofrenilerin tedavisinde kullanılmak için FDA tarafından onaylanan tek ilaçtır. Ayrıca doktorlar bu ilacı şizofreni hastalarına intihar düşünceleriyle başa çıkmak konusunda yardım etmesi için de reçetelerler.

Bu ilaçların bazı örnekleri risperidon (Risperdal), ketiyapin (Seroquel), olanzapin (Zyprexa), ziprasidon (Zeldox), paliperidon (Invega), aripiprazol (Abilify), and klozapindir (Clozaril). Klozapin bu ilaçların kalanında farklıdır, ki bunu yazının geri kalanında açıklıyor olacağız.

Sağlık hizmeti sağlayıcıları bu ikinci kuşak antipsikotikleri anksiyete ve duygudurum bozukluklarını, bipolar bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğunu (TSSB) ve obsesif-kompulsif bozukluğu (OKB) tedavi etmek için kullanırlar. Bunu, FDA’nın bu ilaçların bu spesifik hastalıkların tedavisi için kullanılmasını resmen onaylamamış olmasına rağmen yapmaktadırlar.

En Fazla Yan Etkisi Olan Antipsikotikler

Klozapin dışında, her iki ilaç grubu da aynı derecede etkilidir. Doktorlar hangi ilacı vereceklerini yan etkilere göre seçmektedirler.

Atipik nöroleptiklerin bir avantajı, hasta için faydalı olan mezolimbik yoldaki dopaminerjik bloğa katkıda bulunmamalarıdır. Ayrıca, nigrostriyatal ve mezokortikal yollardaki dopamin salgısını arttırırlar. Bu, ekstrapiramidal etkileri ve dopaminerjik bloğun neden olduğu negatif semptomları azaltır.

Klinik çalışmaların çoğunun ilaçları nispeten yüksek dozlardaki haloperidol ile karşılaştırdığı göz önüne alındığında, bu olası fayda hakkında şüpheler vardır. Ayrıca, sık görülen diğer yan etkiler de varmış gibi görünmektedir.

Araştırmacılar, atipik antipsikotik ilaçların, olumsuz duygulanımları ya da sadece genel olarak olumsuz belirtileri (hastanın düşünce ve davranışlarında kötüye gidiş gibi) tedavi etmek için eski ilaçlardan daha etkili olabileceğine inanmaktadırlar.

Ayrıca uzmanlar, klozapinin daha yüksek oranda antikolinerjik etki görülmesi (Klorpromazin’in etkisine benzer) ve agranülositoz ile de ilişkili olduğunu savunmuştur. Bu spesifik problemlerin atipik antipsikotik ilaçların geri kalanıyla birlikte görülme sıklığı, haloperidol ile birlikte görülme sıklıklarından daha yüksek değildir.

Antikolinerjik etkiler, uyku hali, hipotansif kaslar ve kilo alımı, atipik antipsikotiklerin sık görülen yan etkileridir. Ayrıca, özellikle klozapin ve olanzapin kullanıldığında, hiperglisemi riski daha yüksek hale geliyormuş gibi görünmektedir.

Bazı olumsuz yan etkilerin sıklığı, hangi atipik antipsikotiği aldığınıza bağlıdır. Bu ilaçlar hakkında güvenilir sonuçlar çıkarmak imkansızdır çünkü konu hakkında elimizde henüz yeterli miktarda bilgi yok…

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.