5 Adımda Sevmeyi Öğrenin

5 Adımda Sevmeyi Öğrenin
Sergio De Dios González

tarafından incelendi ve onaylandı. psikolog Sergio De Dios González.

Tarafından yazılmıştır Fátima Servián Franco

Son Güncelleme: 21 Aralık, 2022

“Hayattaki en büyük mutluluk, sevmek ve sevilmektir” demiş George Sand takma adıyla bilinen yazar ve tiyatro yazarı Amantine.

Başkalarıyla yalnızca sahip oldukları karakterler aracılığı ile değil, aynı zamanda bize ne kattıkları için de bağlantı kurarız. Ancak, sevginin mutluluğa bağlı olması için, bunu nasıl başarılı bir şekilde yapacağınızı bilmeli ve buna gerçekten gönül vermelisiniz.

Sevgi sözcüğü, dilimizde oldukça yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Bu sözcük, insan olarak yaşayabileceğimiz en önemli duygulardan bazıları ile ilişkilidir: içten gelen bir şefkat, sadakat ve başka birine olan bağlılık hissi.

Dünyada ne kadar insan varsa, o kadar farklı sevgi anlayışı da vardır. Ama nasıl anladığımızdan bağımsız olarak, gerçekten nasıl seveceğimizi biliyor muyuz? Bu hayatta yaptığım ya da söylediğimiz her şey sanki sevgi ile bir mücadele şeklinde geçiyor. Buna inanmak istemesek bile, her zaman gelişim ve değişim için bir yer vardır.

rüzgarda öpüşen çiftler

Nasıl seveceğimizi biliyor muyuz?

Neredeyse herkes, nasıl sevmesi gerektiğini bildiğini düşünüyor. Birinin duygularını hissetmenin yeterli olduğunu düşünüyoruz, ama gerçek aşkın, bir bahçe ile ilgilenmek gibi bir şey olduğunu unutuyoruz bazen. Bu bahçeyi her gün sulamamız, toprağını tazelememiz ve buna özen göstermeniz gerekir ki böylece çiçekler büyümeye devam edebilsin.

Hiç kimse rahat bir hayat sürme cazibesinden kaçma becerisini gösteremez ama sevgi, bu cazibeye karşı direnmenin bir yoludur. Büyük meseleleri tartışmayı, sağlıklı sınırlar koymayı ve paylaşılan bir mutluluğu teşvik etmeyi içerir.

Sevmek bir sanat mı? Buna inanan insanlar, aynı zamanda, sevginin bilgi ve çaba gerektirdiğini de bilir. Yoksa şans eseri hissettiğiniz hoş bir his ya da bir gün sokakta bulabileceğiniz bir şey midir sevgi?

Erich Fromm tarafından yazılan Sevme Sanatı (The Art of Loving) adlı kitap, çoğu insanın, sevginin bir şans işi olduğunu düşünmesine rağmen, aslında bir sanat olduğunu öne sürüyor.

Bu durum, insanların, sevginin önemli bir mesele olmadığını düşünmedikleri anlamına gelmez. Gerçekten, hepimiz sevgiye aç ve muhtacız. Hem mutlu hem talihsiz aşk hikayelerini anlatan sayısız film izleriz. Kulağımızda çalan bir aşk şarkısı hep vardır. Ama neredeyse hiç kimse, sevmeyi öğrenmenin de gerekli oluğunu düşünmez.

“Arkadaşlık en saf aşktır. Hiçbir şeyin sorulmadığı, şartsız koşulsuz, bir kişinin sadece fedakarlık yapmak istedi en yüksek sevgi şeklidir.”

– Osho

çiçekler kavanozda açmış

Sevmeyi nasıl öğreniyorsunuz?

İnsanlar, para ya da statü gibi bazı maddi faydalar sağlayabildikleri takdirde, sadece bir şeylerin öğrenmeye değer olduğunu düşünmektedirler.

Peki ya ruhun yararına olan şeyler ne olacak? Sevmeyi öğrenmek mümkün mü? Hissedebileceğiniz ama dokunamadığınız bir şeyi öğretebilir misiniz?

Modern toplumumuzda, çoğu insan bu yazının başlığına bakıp okumaktan vazgeçip, sevginin yaşamın anahtarı olduğunu fark etmeyecektir.

Her sevgi teorisi, insanın varoluşu ile başlamalıdır. Sevgi bir eylemdir ve bu nedenle, sabit olmaktan daha ziyade süreklilik arz eder. Kendi hayallerini gerçekleştirmeyi ve sağlıklı ilişkiler kurmayı öğrenmek için sevmeyi de öğrenmelisiniz.

Sevginin Sanatı Kitabına göre Nasıl Sevmeliyiz?

Sevgiyi başlangıç ​​seviyesinin ötesine taşımak için, Sevgi Sanatı adlı kitaptan 5 önemli alıntı yapacağız:

  • Kendiniz olun. Tamamen homojen bir dünyanın yanılsaması altında yaşıyoruz. Buna uyum sağlıyoruz çünkü bir ilişki kurmanın tek yolunun bu olduğunu düşünüyoruz. Ancak, samimiyet ve özgünlükten gelen bir güç ile ilişkilerimizi yaşama ihtimalimiz de var. Ancak o zaman kendimizi, bize dayatılan kimliklerden ve geleneklerden kurtarabiliriz.
  • Size her şeyini verecek birini bulun ve siz de onlar için aynısını yapın. Aşk, sevgi; bunlar fedakarlık ister. Canlılık, güç ve kudret ile doludur ve bizi mutluluğa götürür. Ama tüm bunlar, kendimize duyduğumuz saygımız çerçevesinde vuku bulmalıdır. Bu bakış açısını paylaşan birini bulursanız, birbirinize çok mutlu edersiniz.
  • Eşinizi tanımaya zaman ayırın.Yazar Fromm, çiftlerin birbirlerini tanıdıklarını düşündüklerini, ama aslında bunu tam anlamı ile yapamadıklarını ifade ediyor. Sahip olduğumuz her deneyim, bizi bir şekilde etkiliyor. Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir. Eğer eşinizi daha yakında tanıma isteğinizi canlı tutarsanız, bu bir rutine girmeyecektir.
  • Ne tür bir sevgi alış verişinde bulunmak istediğinizi bilin. Pek çok farklı tür var ve hangisinin size daha yakın olduğunu bilmek, sahip olduğunuz ilişki türünü de belirleyecektir. Bununla birlikte, hiçbir şey olgun ve bilinçli sevgiden daha iyi değildir. Bu sizin nihai hedefiniz olmalı: kendileri olmayı sürdürebilen, tek bir vücuttaki iki insan misali.
  • İlişkide karşılaştığınız zorlukları ve anlaşmazlıkları kabul edin. Aşk bir çatışmazlık hali değil, daha çok, karşılaştığınız zorluklara birlikte göğüs gerdiğiniz bir yolculuktur.
çift kalbin tepesinde gün batımı izliyor

Daha çok sevin

Sevgi için sadece bir çaremiz var: daha çok sevmek. Kalbiniz kırıldığı zaman, cesaretinizi hiçe sayıp, bir köşede saklanmak yerine, hayata yeni bir bakış açısı ile geleceğe odaklanın.

Sevgi, saygı ve sorumluluk çerçevesinde, yaratıcılık, merhamet ve özgünlükten yararlanan bir süreçtir. Daha çok sevmek, hayatın tüm sorunlarına sunulabilecek bir çözümdür.

“Karanlık, karanlık ile değil, sadece ışık ile yok edilebilir. Nefret, daha çok nefret ile değil, sadece sevgi ile yok edilebilir.”

– Martin Luther King, Jr.


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.