Zaman Hırsızları ve Onlardan Kaçmanın 3 Yolu
tarafından incelendi ve onaylandı. psikolog Gema Sánchez Cuevas
Zaman, sahip olduğumuz en değerli şeylerden biri ve başkalarına verebileceğimiz en güzel armağanlardan birisidir. Bununla birlikte, daha fazla zaman oluşturamayız veya kayıp zamanımızı kurtaramayız. İşte bu nedenlerden ötürü zamana nasıl değer biçmeyi ve zamanı en iyi şekilde nasıl değerlendirebileceğimizi öğrenmemiz gerekiyor. Zamanımızı değerli kılmanın en önemli yolu, zaman hırsızlarından kaçınmaktır. Peki zaman hırsızları kimlerdir ve onlardan nasıl kaçabilirsiniz?
Vaktimizin çoğunu tüketen ancak karşılığında bize yararlı hiçbir şey vermeyen etkinlikler, devasa zaman hırsızlarıdır. Bu hırsızlar geçmişte nispeten daha azdı, ancak bugün giderek daha fazla olmaya başladılar. Bizim sorunumuz ise, zihinlerimizin bu hırsızlarla sürekli olarak mücadele edememesi ve bu yüzden zaman hırsızlarının pençelerinde av olmanın çok kolay olmasıdır.
Eğer dolu dolu yaşamak istiyorsanız, bu hırsızlarla mücadele etmek veya en azından onları sınırlandırmak için kendinize bir zaman belirlemek önemlidir. Şimdi, en yaygın zaman hırsızlarının kimliklerini açığa çıkardık ve neden bu kadar tehlikeli olduklarını açıklıyoruz. Hazır mısın?
Zaman hırsızları gerçekten çok mu tehlikeli?
İnsanların çoğunluğu, aşağıdaki faaliyetleri tamamen normal olarak kabul ediyor. Belki de siz onları okurken bile, aktiviteyi zaman hırsızı olarak sınıflandırarak abarttığımızı düşünebilirsiniz. Kesinlikle bu aktivitelerin gizli ve normal olmalarından dolayı tehlikeli olduklarını sakın unutmayın. Bu aktiviteler hayatımızın büyük bir kısmını kapsıyor ve bu faaliyetlerin hayatlarımıza ve yaşam hedeflerimize olumlu bir katkı sağlamadığı gerçeğinin farkında değiliz.
Şimdi, büyük zaman hırsızlarının kim olduklarına göz atalım.
1. Sosyal medyada saatler harcamak
Aramızda Facebook, Twitter veya Instagram’a göz atarken zaman kavramını kaybetmiş gibi hissetmeyen var mı aramızda? Toplumda sosyal ağlara olan bağımlılık, gerçek bir sorun haline gelmeye başladı. Çevremizde neler olup bittiğine dikkat etmek yerine, telefon ekranına yapıştırılmış gözlerimizle sosyal ağlarda her geçen gün daha fazla zaman harcıyoruz.
Asıl sorun, sosyal medyada dolaşarak geçirdiğimiz saatlerin enerjimizi hayatımızın diğer yönleriyle birlikte ele geçirmesidir. Bazı çalışmalara göre, günümüzde bu sosyal ağlara çok fazla zaman ayırmak beynin farklı alanları üzerinde doğrudan bir etkiye sahip olabileceğini göstermiştir. Örneğin, bu, motivasyon ve ruh halinden sorumlu beyin alanlarından biri olan Ventral Tegmental Nucleus için geçerlidir.
Sosyal medya, bizi diğer pozitif uyaranlara karşı daha az duyarlı kılan fazla bilgi ve uyarım sağlar. Buradaki fikir şudur: Facebook, Instagram veya Twitter’a göz atmak için harcadığımız zaman, gerçek hayattaki aktiviteler veya etkinlikler tarafından motive edilmenin daha zor olmasına neden olur.
2. Dizi izlemek
Daha önce Netflix’i açtığınızda sadece bir bölüm izleyim dedikten sonra bir kaç bölüm daha izlediğin oldu mu hiç? Bu, çağımızda televizyon dizilerinde en sık görülen zaman hırsızlarından birinin tehlikeli bir fikridir.
Bir bölüm izleyeceğiz diye televizyonun önüne oturuyoruz, sonraki bölümler için kendimizi kontrol edemiyor ve ardı arkası kesilmeyen bir diziyi izlemeye devam ediyoruz. Her bölüm devam etmemiz için bize yalvarıyor adeta, böylece bir sonraki bölüme geçiyoruz. Bizi bugün çevreleyen uyaranların bombardımanını kontrol etmek beynimiz için çok zor olmalı. Bu nedenle, enerjimiz bir kereden fazla iki veya daha fazla bölüm izlediğimizde normal olarak azalıyor.
3. Aşırı endişe
Bugün inceleyeceğimiz en son zaman hırsız türü, teknoloji ile ilgili değil, kendi aklımızla ilgili. Ancak, bu son tür en tehlikeli olanlardan biridir. Sorunlarımızı sürekli düşünürken, endişemizi arttırır ve kendimiz hakkında kötü hissetmeye başlarız. Bu sırada yapmamız gereken görevleri terk ederiz.
Aşırı endişe duymak bizi yapacağımız görevleri ve planları ertelemeye zorlayabilir. Bu fenomene “analizle felç” diyoruz. Nasıl karşılaşacağımızı bilmediğimiz bir problemle karşılaştığımızda endişe duymaya başlıyoruz ve hiçbir şey yapmadığımız olası çözümleri düşünmek için gereğinden çok zaman harcıyoruz.
Bu nedenle, her gün sorunlarımızla ilgili endişeli saatler geçirmek, bu sorunları çözmek için hiçbir zaman etkili bir strateji değildir. Kendinizi bir daha bu tuzağa düştüğünüzü keşfettiğinizde, hala tüm cevapları bilmiyor olsanız bile endişe duymak yerine, problem üzerinde çalışmaya başlamayı deneyin.
Zaman hırsızları ile nasıl başa çıkabiliriz?
Gördüğünüz gibi, üç tür zaman hırsızının olumsuz etkileri birbirine çok benzer. Hepsi de motivasyon kaybına, irade kaybına ve zaman kaybına neden olurlar. Neyse ki, çözüm düşündüğünüzden çok daha basit.
Bahsettiğimiz bu sonuçlarla savaşmak mümkün. Yapabileceğiniz en iyi şey, bu etkinlikleri yapmak için harcadığınız süreyi sınırlamaktır. Örneğin zaman çalan işleri ne zaman durduracağınızı gösteren bir zamanlayıcı kullanabilirsiniz. Bu zaman hırsızları hiçbir zaman sizin bütün gününüzü israf etmemelidir ve çözüm olarak bir zamanlayıcı kullanmak zaman hırsızlarını kontrol etmenize yardımcı olacaktır.
Bir televizyon dizisini izleyin veya sosyal medyada kontrollü ve düşünülmüş bir şekilde kendinizi şımartın. Bu faaliyetler toplantılara geç kalmamıza, yüz yüze görüşmelerden kopmamıza ve üretkenliğimizi düşürmemize neden olduğunda sorun ortaya çıkmaktadır. Aynı zamanda anksiyetenin büyük bir zaman hırsızı olduğunu da unutmamalıyız.
Bu nedenle, büyük bir kaygıya neden olan bir sorunla karşı karşıya kaldığınızda, bu düşüncenin sizi uzaklaştırmasına izin vermek yerine, sorunu çözmek için gerçekten bir şeyler yapana kadar endişelenmeyi erteleyebilirsiniz. Bunu yaparak endişelenmeyeceksiniz ve bu nedenle günlük görev ve planlarınızı rahatça tamamlayabileceksiniz.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.