Yalanlar Bizi Nasıl Etkiliyor?

Neredeyse her durumda sözlerin altında gizli çift manaların olduğu bir toplumda yaşıyoruz. Bilmediğimiz şey ise yalanların vücutlarımız üzerindeki gücü. Omuzlarımıza bıraktıkları yük, daha sonra kişiliklerimizde ve başkalarıyla olan ilişkilerimizde yansıtılacak sonuçlar gösterecektir.

Neden yaşıyoruz?

Kişi, birine yalan söylerken eylemlerinin tamamen bilincindedir ama işin sırrı, zihinlerimizi ne ölçüde etkilediklerini anlayabilmek için yalanların ölçüsünü ve türlerini bilmektir.

Yalanlara başvuran kişilerin büyük çoğunluğu, gerçeklikten kaçarlar ve bunun için ‘paralel gerçeklik’ adını verdiğimiz bir fantezi yaratırlar. Burada her şey mükemmel durumdadır ve sevdiğimiz şeyi yapıyoruzdur, oysa gerçek çok farklıdır.

Sonra, ‘ham gerçekler’ dediğimiz şeyler vardır. Bu, kişi kendini kontrol edemeyip gerçekleri açığa çıkardığında ve böylelikle fiziksel hatta fizyolojik zarara yol açtığında daha da kötüye giden kısır bir döngüdür.

Yalanlar stres, anksiyete, acı ve düşük öz güven gibi önemli faktörlerin sonucudur. Bir yalan uzun süre devam ettirildiğinde stres ve anksiyete yansıtılır.

Rahatsızlık, stres ve ‘izlendiğini hissetme’ gibi durumlar ile her şey konusunda tetikte olmaya yol açar. Ciddi sonucu ise moral kaybı ve iç sıkıntımızda artış olur.

Çözüm ise acı verse bile daima doğruyu söylemektir. Birçok psikolog, durumu tam bir özgürlük, saygı ve iyi iletişimle tartışmanın önemli olduğunu belirtmektedir.

Yalan söylemenin bir başka nedeni daha vardır: düşük öz güven. Yalan söylemeye alışık kişiler, bu özellikleri paylaşır. Ayrıca kırılganlık, başarısızlık korkusu ve gerçekten istedikleri şeyi yapmama ya da bunun peşinde koşmama gibi özellikler gösterirler.

Bu sorun üzerinde çalışırken kişi öz güveninin geliştirerek, korkularını yenip herkes gibi hata yaptıklarını kabullenerek ve durumu ele alarak etkili sonuçlar elde edebilir.

Yalanlar farklı şekil ve durumlarda ortaya çıksa da daima onlarla ilgili bir şeyin kurbanı ya da kahramanı olacağız.

İşte bu yüzden insanlar hafif ve özgür olan özlerini, eziyet gören ve kırılgan bir hale dönüştürmektedir.

Yalanlar iletişim şeklimizi değiştirir ve huzurlu olmamıza engel olur. Sonuçta hastalıklara ve hem bizi hem de çevremizdekileri etkileyen fizyolojik değişimlere yol açar.

Resim: Hibiki Kita