The Shift (Değişim): Sizi Düşünmeye Davet Eden Bir Film

Yazan ve doğrulayan Psikolog ve gazeteci Sara Clemente

Tarafından yazılmıştır Sara Clemente

Son Güncelleme: 22 Aralık, 2022

The Shift, yönetmen Michael A. Goorjian’ın bir filmidir. Ana karakter, ünlü kendi kendine yardım kitabı olan Your Erroneous Zones’un yazarı Wayne Dyer’dir.

Film boyunca Dr. Wayne Dyer, işinde tanıştığı bazı insanlara rehberlik ve manevi öğretmenlik yapıyor. Konuşmaları ve deneyimleriyle hayatın akıntıya karşı akan bir nehir olmadığını anlamalarını sağlıyor. Aslında amacı herkesin kendi yolunu bulması ve ‘gerçek benliğini’ keşfetmesidir.

Birbirlerini dinlemeyi bilirlerse hayatlarındaki her şeyin yeniden anlam kazanabileceğini görmelerini sağlar ve yüreklerinin onlar için belirlediği yolu seçmeye cesaretlendirir. Aslında, gerçekten olmak istedikleri yerde olmadıklarını hissederlerse, değişikliği gerçekleştirebilirler.

The Shift’in üç hikayesi

Filmde üç farklı hikaye anlatılıyor. Hepsi hayallerinin yönünü kaybetmiş ve hayatın anlamsız olduğunu hisseden kahramanları içeriyor.

Kendini adamış bir anne

İlk vaka, ailesine kendini o kadar adamış ki kendi hayatını yaşamayı unutan bir annenin hikayesi. Yıllarca ailesinin iyiliği için her şeyi veren ama kendi hayallerini, hobilerini, arzularını ve ilgi alanlarını bir kenara bırakan bir kadın. Film boyunca bunun farkına varıyor ve hayatını kurtarmak için çareler arıyor.

İnsanlar olarak hepimiz bireysel alanımızı hak ediyoruz. Kendinizi fark ettiğin yer orası. Aslında, kendi kendinizi anlarsınız. Kendinize zaman ayırmak çok önemlidir. Fazla çalışmaktan ya da başkalarıyla ilgilenmek zorunda oldukları için kendilerine zaman ayırmayanlar, zamanla hayatlarında bir boşluk hissedeceklerdir.

Mutsuz bir evlilik

İkinci hikaye konforlu bir evlilikle ilgilidir. Çift, yüksek bir yaşam standardına alışkınlardır. Aslında her şeye sahip gibi görünmelerine rağmen zenginliğin mutluluk getirmediğini anlıyorlar. Çünkü sahip olduklarımız bizi tanımlamaz. Bir gün sahip olduklarınızı kaybederseniz, hiçbir şeyiniz kalmaz. Bu hikayede çift, küçük şeylere değer vermeyi öğreniyor. En büyük zenginliklerinin hayatın basitliğinde ve küçük detaylarında saklı olduğunu keşfediyorlar.

Kendini işine adamış bir profesyonel

Üçüncü hikaye, anı yaşamayı unutan ve yalnızca işine odaklanan hırslı bir film yönetmeni hakkında. Geleceği ve gelecek için planladığı başarıları hayatını işgal eden tek şeydi. Sadece işi için yaşama arzusu, şimdiki anın, ‘şimdi’nin kayıp gitmesine izin vermesi anlamına geliyordu.

İçsel mutluluğa ulaşmak için yönergeler

The Shift bize hepimizin dolu dolu bir hayatın tadını çıkarabileceğimizi hatırlatır. Ancak, bunu nasıl yaparsınız?

• Bilinçli yaşayın, şimdiki anın tadını çıkarın. Bunu yapmak için, anda kalmalı ve zihninizin karışmasına izin vermemelisiniz.
• Egonuzu bir kenara bırakın. Unutmayın ki siz ne işiniz ne de zenginliğinizsiniz. İçinizden, nasıl olduğunuza odaklanan ruhsal varlığınızdan, etiketler veya eşyalar olmadan yaşadığınızda, işte o zaman mutluluk içinizde akmaya başlar.
• Mükemmellikten vazgeçin. Mükemmel olmak zorunda değilsiniz. Aslında hiçbir insan mükemmel değildir. Bu nedenle, mutlu olmak için mükemmel olmak gerekli değildir.
• Siz sadece itibarınız değilsiniz. Başkalarının sizin hakkınızda ne düşündüğüne göre yaşarsanız özgürlüğünüzü kaybedersiniz. Sonuçta herkes istediğini düşünmekte özgür ve bu sizin yaşam tarzını etkilememeli. İtibar, başkaları tarafından yaratılan ve çok fazla önem vermemeniz gereken soyut bir şeydir. Önemli olan dışarıda ne olduğu değil, kendi içinizde ne olduğudur.
• Kendinizi yargılamadan dinleyin. Karar verirken egonuz genellikle araya girer. Başka bir deyişle, mükemmeliyetçi yanınız gün ışığına çıkar ve size ‘normal’ olmanın bazı şeyleri yapmak anlamına geldiğini hatırlatır. Ancak egonuzun bu şekilde karışmasını engellediğinizde her şey doğal olarak akmaya başlar ve kendinizi iyi hissedersiniz. Burası gerçek hayallerinin yattığı yer.

The Shift kesinlikle üzerinde düşünülmesi gereken bir film. Kendinize, olmak istediğiniz yerde olup olmadığınızı, gerçekten yaşıyor olup olmadığınızı veya hayallerinizin ve mutluluğunuzun kaçmasına izin verip vermediğinizi sormanızı sağlayacaktır. Kendi hayatınızın yaratıcısı sizsiniz ve onu kendi özel ve kişisel tarzınızda yönlendirmek için bir şeyler yaparsanız her şey yeniden anlam kazanabilir.