Logo image
Logo image

Solak İnsanların Beyin Yapısı ve Farklılıkları

6 dakika
Sağ elini kullanan insanların büyük bir çoğunluğa sahip olduğu bir dünyada solak kişilerin beyinleri bu genel düzene uyum sağlamak için çeşitli uyarlamalar yapmak durumundadır. Bu uyarlamalar, psikomotor ve bilişsel düzeyde daha yüksek yetenek ve kapasite için stratejiler geliştirip bunlar üzerinde çalışarak gerçekleşmektedir.
Solak İnsanların Beyin Yapısı ve Farklılıkları
María Paula Rojas

Yazan ve doğrulayan psikolog María Paula Rojas

Son Güncelleme: 21 Aralık, 2022

Hiç “sağ elini kullanan insanların dünyasında” solak kişilerin ne tür zorluklar yaşıyor olabilecekleri hakkında düşündünüz mü? Günümüzde yapılan tasarımların çok büyük bir bölümü sağ elini kullanan insanlara uygun biçimde üretilmektedir.

Her ne kadar solakları dikkate alan bazı araçlar bulunsa da, bu tür ayrıcalıklara herkesin ulaşma şansı bulunmamaktadır. Bu durum, solak insanların kendilerini bir biçimde bulundukları şartlara adapte etme ihtiyaçlarını doğurmaktadır. İşte bu adaptasyonun en kilit noktası ise beyindir.

İşte bu gerçekten hareket ederek, bu yazımızda solak bir insanın beyninin ne gibi özelliklere sahip olduğunu ve adaptasyon ihtiyacına nasıl karşılık vereceğine yönelik sorulara cevaplar bulmaya çalışacağız. Buna ek olarak solak insanların günlük aktivitelerini beyin seviyesinde nasıl düzenlediklerini ve bu yaklaşımın nasıl değişebileceğini inceleyeceğiz. Elbette bunu yaparken de, anatomiden günlük aktivitelerdeki performans özelliklerine kadar çok geniş bir yelpazede yer alan farklı değişkenleri dikkate alacağız.

Some figure

Solak Bir Beyinde Laterallik

Sol elini kullanan bir insanın, vücudunun sol tarafını kullanmayı tercih ettiğini ya da bu tarafın daha baskın olduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle, her türlü aktivitenin yerine getirilmesinde ayak, göz, el ve hatta kulakların kullanımı ve işlevselliği bu önceliğe göre belirlenir. Tüm bu işlemler serebral lateralite (beyin yanallaşması) ile belirlenir.

Lateralite, psikomotor becerileri ile gelişir. Lateralizasyon olarak da bilinen bu kavram, vücut düzeni, bazı aktiviteleri yapmak için gerekli kas gelişimi ve bunlar için ihtiyaç duyulan denge gibi çeşitli unsurları içerir. Bu nedenle, solak bir vücuttaki psikomotor süreci, sağ elini kullanan bir kişiye göre çeşitli farklılıklar göstermektedir. Bu bağlamda, solak bir insanın vücudunun sol tarafını güçlendirdiğini ve tercihlerini sol taraf üzerinden yaptığını söyleyebiliriz.

Serebral lateralite süreci ise daha farklı bir biçimde işlemektedir. Bu noktayı açıklayabilmek için beyinlerin bir çoğunda yer alan hemisferik tercih kavramını netleştirmek gerekir. Beynin sol yarım küresinde dil fonksiyonları ve sıralı bilgiye dayalı işlemler üzerinde daha fazla kontrol bulunmaktadır. Sağ yarım küre ise daha çok konumsal aktiviteler ve vücut bilgileri ile ilişkilidir.

Bu nedenle, solak kişilerde serebral lateralite genellikle benzer yapıya sahip olmakla birlikte, beynin fonksiyonel özellikleri büyük oranda farklılıklar göstermektedir. Vücudun sol tarafının kontrol ve uyarılma biçimi, vücut düzeninin, kas gelişiminin ve dengenin farklı şekilde harekete geçirilmesine yol açar. Bu bağlamda beyin, sağ yarım kürenin sorumluluk alanlarına öncelik verir ve bunu yaparken aynı zamanda sol yarım küreyi de unutmaz.

Bu aşamada dikkat edilmesi gereken detay, beyin lateralitesinin tam olarak tanımlanmasının farklı akademik yeteneklerin elde edilmesi ya da okul dönemi ile aynı zamana denk geldiğidir. Bu gerçek, beyin gelişimi açısından önemli bir etkiye sahiptir.

Solak İnsanlarda Öğrenme Becerileri ve Akademik Yetenekler

Lateralite, yazı yazma gibi okul, öğrenim hayatı ve daha genel anlamda akademik içerikli aktivitelerde kullanılan el tercihini ifade eder. Bu tercih kanalıyla, öğrenim süreci ile yazı yazma işlemine etkisi bulunan diğer alanlarda hassas çevrimler ve motor aktiviteleri üretilir.

Solak insanların beyinlerinde her ne kadar bu çevrimler düzgün bir biçimde gelişmiş olsa da, süreç içerisinde çeşitli problemlerin ortaya çıktığını da altını çizmek gerekir. Çünkü solak insanlar, sol elle yazı yazdıklarından dolayı ne yazdıklarını net olarak göremezler. Bu durum, öğrenim sürecinde hata yapmaya daha yatkın olmalarına yol açar. Bunun dışında yazı yazarken ellerinin mürekkeple boyanması gibi farklı sorunlar da ortaya çıkmaktadır.

Diğer yandan solak kişilerin okuma konusunda da sorunlar yaşadığını belirtmek gerekir. Bunun sebebi, Türkçe ve İngilizce gibi soldan sağa okunan dillerde olduğu gibi insanların doğuştan gelen eğilimleri nedeniyle soldan sağa okuma ihtiyacından kaynaklanmaktadır. Bu durum, okuma alışkanlığının kazanılmasında belirli bir gecikmeye yol açabilmekte ve çeşitli zorluklara neden olabilmektedir.

Okul ve öğrenme açısından solaklar için diğer bir zorluk ise kalem ya da kağıt gibi malzemeler ile yapılan aktiviteler ya da kesme gibi el işlerinden daha çabuk bir biçimde yorulmalarıdır.

Bu tür aktivitelerin gelişim süreci normalden daha uzun zaman alabilir. Çünkü solakların elleriyle yapacakları hareketleri önceden hesaplamaları gerekir. Ayrıca el hareketlerine dikkatlerini verdikleri esnada, o anda ilgilendikleri işi yanlış bir biçimde yapmama konusunda da ayrıca özen göstermeleri gerekmektedir.

Solak İnsanların Beyinleri Yaratıcılık Açısından Avantajlı Mıdır?

Beynin sol yarım küresi ile ilişkilendirilen özellikler, konumsal ve görsel yetenekler, yaratıcılık, analiz ve sentez yeteneği ile sanatsal becerilerdir. Bu yüzden solak kişilerin daha hassas, yaratıcı ve hayal gücü kuvvetli insanlar olduklarına dair yaygın bir kabul bulunmaktadır.

Bu durum, beynin sol yarım küresinin gelişimi esnasında daha çok bu özelliklerin uyarılması ve harekete geçirilmesinden kaynaklanmaktadır. Bu bağlamda, solaklarda sanat gibi daha çok yaratıcılık gerektiren yeteneklerin daha hızlı ve kolay bir biçimde geliştiğini söyleyebiliriz. Tarihte dünya çapında en fazla tanınmış solak sanatçılara verilebilecek örneklerden birkaçı Leonardo da Vinci, Rafael ya da Michelangelo olabilir.

Yine de bu özelliğin sadece yetenekli olmakla gelişen bir özellik olmadığının da altını çizmemiz gerekir. Ancak buna rağmen solak kişilerin beyinlerinin sürekli bir uyarıcıya maruz kalmaları nedeniyle bu tür kabiliyetleri geliştirme konusunda avantaj sahibi olduklarını söylemek yanlış olmayacaktır.

Solak İnsanların Beyinlerinin Psikolojik Özellikleri

Fonksiyonel resimler üzerinden yapılan çalışmalarda, solakların beyinlerindeki korpus kallosum yapısının (corpus callosum – beynin her iki lobu arasındaki bilgi iletişimini sağlayan sinir ağlarından oluşan yapı) daha büyük olduğu görülmüştür. Bunun nedeni, edinilen bilgileri gereken şekilde birleştirmek ve bununla bağlı aktiviteleri düzenlemek için beynin yarım küreler arası bağlantıyı daha yoğun bir biçimde gerçekleştirmesinden kaynaklanmaktadır.

Aynı zamanda solak insanların beyinlerinin yön ve dönüş algıları da farklıdır. Solaklardan bir şeyi çevirmelerini istediğinizde genellikle saat yönünde çevirirler.

Ayrıca görsel bilginin işlendiği bölüm sağdan sola kaymıştır. Bu durum, üç boyutlu nesneleri daha kolay anlama ve gözle görülen alanın daha net bir biçimde algılanması açısından önemli bir avantaj sağlamaktadır.

Beynin sağ yarım küresi daha baskın olan insanlarda karşılaşılan bir diğer özellik, çevrelerinden bilgiyi edinme tarzları ile ilgilidir. Bu tür insanlar öncelikle beyinlerinde genel bir resim çizerler, bu resmin detaylarına ise daha sonra odaklanırlar. Bu özellik, büyük oranda tutarlı ve ahenkli bir yaklaşım sergilemelerine ya da gündelik sorunlara sıra dışı çözümler getirmelerine yardımcı olur.

Some figure

Esneklik ve Adaptasyon

Çoğu zaman solak insanlar günlük yaşantılarında sürekli bir baskı altında bulunurlar. Çünkü sağ elini kullanan insanlar için dizayn edilmiş bir dünyada yaşamak zorundadırlar. Bu gerçeğin bir yan etkisi olarak, hissettikleri bu baskı nedeniyle solak insanların pek çoğunun psikomotor seviyesinde ortalamanın üzerinde bir yeteneğe sahip oldukları görülmektedir. Ayrıca bu insanların beyin yarım küreleri arasındaki bağlantılar daha gelişmiş düzeylere ulaşmakta, bu durum yeni bilgilerin edinimine destek olarak bu öğrenme sürecini daha kolay hale getirmektedir.

Uyum sağlama yeteneği aynı zamanda özellikle bilişsel anlamda esnekliği de artırmaktadır. Bu durum, solak kişilerin çoklu görevleri yerine getirirken yeni yöntemler ve yaklaşımlar benimseme konusunda daha başarılı olmalarını ve özellikle değişen isteklere karşı uygulanabilir çözümler üretmelerini sağlamaktadır.

Sonuç

Sonuç olarak solak insanların, sağ ellerini kullananlar için dizayn edilmiş bir dünyada yaşadıklarını anlamanın çok önemli bir ihtiyaç olduğunun altını çizmemiz gerekmektedir. Bu durum, kendilerini içinde bulundukları şartlara adapte etmesi gereken insanların çoğu kez solak insanlar olmalarını zorunlu kılmaktadır. Bu gereklilik ise solak kişilerin beyinlerinde bir takım stratejiler geliştirmelerine, böylece belirli durumlarda bilişsel anlamda avantaj sağlamalarına yol açmaktadır.

Solaklar, her ne kadar okuma ve yazma konusunda çeşitli zorluklar yaşasalar da, geliştirdikleri çeşitli yöntemlerle öğrenme sürecini tamamlamayı başarırlar. Buna ek olarak solak kişilerin beyinlerinin sağ yarım küresi tarafından sağlanan yaratıcılık konusundaki avantajlar, genel anlamda alternatif çözümler bulmalarının daha kolay olmasını sağlamaktadır.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • Andrade-Valbuena, L. P. (2016). Diferencias en flexibilidad cognitiva entre zurdos y diestros manuales. Recuperado de https://reunir.unir.net/handle/123456789/4573
  • Pérez, J. A. P. (2009). Cerebro Derecho, Cerebro Izquierdo. Implicaciones Neuropsicológicas de las Asimetrías Hemisféricas en el Contexto Escolar. Psicología educativa, 15(1), 5-12.
  • Taco, C. L. A. (2014). Lateralidad zurda, un problema y una solución. Alétheia, 2(1), 29-38. https://doi.org/10.33539/aletheia.2014.n2.1089

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.