Paul Éluard ve Sürrealist Hareket
Paul Éluard Sürrealist hareketin en önemli şairlerinden biridir. Güçlü bir edebi kişiliği vardır, kendisini nasıl ifade edeceğini bilir ve duygusallığı onu evrensel olarak en iyi bilinen şairlerden biri yapmıştır. Éluard aşk, özgürlük ve savaşla ilgili; karakteristiği olan tutku ile yazmıştır.
“Aşkımın dili insanlığın diline ait değildir, fani bedenim aşkımın bedenine dokunmaz.”
– Paul Éluard
Birçok diğer büyük şairde olduğu gibi, Éluard’ın başarısı da şiirlerine yansıttığı duygusal ve entelektüel dürüstlükten dolayıydı. Dizeleri ince bir zekayı yansıtan derin bir özgünlüğe sahipti. Éluard’ın hayatında inişler ve çıkışlar oldu, ancak o bu zorlukların üstesinden gelebilecek kadar yaratıcı ve zekiydi. Varlığı, en az onun kendisi kadar anlamlıydı.
Paul Éluard: hastalıklı oğlan çocuğu
Paul Éluard 14 Aralık 1885’te Fransa’da doğdu. Fransa’daki son derece proleter (emekçi) bir bölge olan Saint-Denis’den geliyordu. 12 yaşındayken, Éluard Lycée Colbert okuluna başladı. Ancak, 16 yaşına geldiğinde tüberküloza yakalandı ve okuldan ayrılıp iyileşebilmek için İsviçre’de uzun bir süre geçirmek zorunda kaldı.
Bu süreçte Whitman, Baudelaire, Nerval, Rimbaud, Hölderin ve Lautréamont okumaya başladı. İlk eseri Premiers Poèmes 1913’te yayınlandı. İyileştikten sonra, 1915’te Éluard askere alındı ve I. Dünya Savaşında görev yapmak üzere sevk edildi.
Paul Éluard herhangi bir yerde, herhangi bir şart altında yazabilirdi. Savaşın ortasında, Éluard en bilinen eserlerinden ikisini yazdı: Le Devoir (1916) ve Le Devoir et l’Inquiétude (1917). 1917’de, bölüğü bir gaz saldırısına uğradı ve bu gaz akciğerlerini etkiledi. Sonrasında, Éluard Paris’e gönderildi.
İlham perisi Gala
Paris’te ikinci kalışında Éluard daha önce bir kere tanışmış olduğu bir kadın olan Elena Ivanovna Diakonova’ya, daha iyi bilinen adıyla Gala’ya tekrar kavuştu. Çift, 1917’de evlendi.
Ancak, Gala özgür bir ruha sahipti ve Max Ernst ile tanıştığında ona deliler gibi aşık oldu. Éluard bu ilişkiye karşı çıkmadı. Hatta, üçü beraber yaşamaya bile başladılar.
Kısa bir süre sonra, Gala hayatının aşkıyla tanıştı: Salvador Dalí. Bunun bir sonucu olarak Gala’nın Paul Éluard ile evliliği 1929’da sona erdi ve bu, şairi kalbi kırık bir şekilde bıraktı. Yine de, Éluard dünyayı dolaşmaya karar verdi. Bu, ona güzel şiirler yazmak konusunda yardımcı oldu.
Metanetli bir adam
Paul Éluard iki kere daha evlendi. İlk önce, Picasso için modellik yapmış, “Nusch” ismiyle çağırdığı bir kadınla evlendi. Bu evlilik 1934’te oldu. Ancak, kadın 1951’de öldü. Sonrasında, Dominique ile evlendi. Bu evlilik, şairin ölümüyle sona erdi.
Bütün bunların arasında, Paul Éluard özgürlüğün sesi haline geldi. Komünist partiye katıldı ve barış, özgürlük ve adalet ile ilgili yazdı. II. Dünya Savaşı sırasında, eserleri Direniş’e ilham verdi. Bu onu saklanmaya zorladı.
Savaşa karşı yazdığı şiirleri, aynı aşk şiirleri gibi, başyapıtlardır. Ayırt edici özelliği, duyguları ve sıkıntılı durumları ifade etmekteki yeteneğiydi. Paul Éluard kesinlikle Fransız lirizminin ustalarından biriydi.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Nadeau, M., & Riviere, M. P. (1972). Historia del surrealismo (p. 137). Barcelona: Ariel.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.