Özsaygı ve Duygusal Bağımlılık
Yazan ve doğrulayan psikolog Sergio De Dios González
İnsan sosyal bir canlıdır. Sahip olduklarımızı başkalarına anlatmayı ve paylaşmayı severiz. Peki onaylanma ihtiyacı zararlı olabilir mi? Evet- aslında bu duygusal bağımlılığın nedenlerinden biridir. Herkesi hoş tutma veya en azından sizin için önemli insanları memnun etme ihtiyacı duyuyor musunuz? Hayatınızdaki önemli insanlar kimler? Gerçekten yaptığınız her şeyin onları memnun etmesi gerekiyor mu?
Sizi kendinize bu soruları sormaya ve cevaplarını bulmaya çağırıyoruz. Bilmeniz gereken ne yapmak istediğiniz, sevdiklerinizin yapmanızdan memnun olacağı şeyler ve sırf yaptığınız için insanların size sevmemesinden dolayı yapmaya değer olmayacak şeyler. Bu ufak ama önemli bir ayrıntıdır. Bunun tüm ruh halinizi nasıl etkileyeceğini görmek için okumaya devam edin!
“Kendinizi sevmek konusunda iyi değilseniz başkalarını sevmek de sizin için zor olacaktır çünkü kendinize harcamadığınız zaman ve enerjiyi başkalarına harcamanız beklenemez.”
– Barbara de Angelis
Duygusal bağımlılık nedir?
Duygusal bağımlılığı olan insanlar dikkat çekme ve sağlıksız denebilecek düzeyde başkaları tarafından onaylanma ihtiyacı duyarlar. İleri düzeyde yalnız kalma ve terk edilme korkusu yaşar ve bu da onları ilişkilerinde daha itaatkar olmaya iter. Aynı zamanda duygusal bağımlılığı olan insanların hayatta bağlı oldukları kişi olmadan yaşayamayacakları anlamına gelen sözleri sıkça sarf ettikleri de görülür.
“En kötü yalnızlık insanın kendisiyle barışık olmamasıdır.”
Hepsi bu da değil. Korunma ve dikkat çekme istekleri o kadar yoğundur ki ilişkilerini gerçekten kaliteli olsun ya da olmasın korumak için kendilerini tamamen kaybedebilirler.Sağlıklı ilişkiler yerine yoğun ve istikrarsız bağlar kurarlar.Elbette hepimiz sevilmek isteriz ancak buna ulaşmak için her şeyi yapmak ve göze almak ne kadar doğrudur?
Duygusal bağımlılık psikolojik sağlığı nasıl etkiliyor?
Kişi beklediği ilgi ve dikkati başkalarından göremediği zaman bu eksikliği gidermek için ileri düzeyde sağlıksız şekilde başkalarına bağlanmaya başlar ve kendi değerleri, başkalarının gözündeki yeri ya da insanları ne kadar memnun ettiği gibi konuları sorgulamaya başlar. Doğal olarak bu durum duyguları ve özsaygıları açısından olumsuz bir etki yaratır.
Kendilerini terk edilmiş, yalnız ve reddedilmiş hissederler. Sonuç olarak ortaya çıkan mutsuzluk hissi yoğundur ve bu da kısır bir duygusal boşluğa neden olarak kişide kaçınılmak olarak kronik memnuniyetsizlik ve depresyona neden olur.
Bununla da kalmıyor. Yalnız kalma korkusu bu yalnızlığa engel olmak için her şeyi yapmalarına ve sonuç olarak endişe belirtileri göstermelerine neden oluyor. Yalnız kalabilecekleri ihtimalini sezdikleri zaman kaygılanıp kendilerini zararlı ilişkiler içine sokabiliyorlar.
Özsaygı duygusal bağımlılığa karşı savaşabilir
Tahmin edebileceğiniz gibi duygusal bağımlılığı olan insanların özsaygıları düşüktür ve kendileriyle ilgili düşünceleri de genelde olumsuzdur. Tekrar edelim, bu durum duygusal bağımlılığı olan insanlar için duygusal destek ve ilgi görme ihtiyacı doğurur. Bu insanların kendilerini iyi hissetmeleri için daima başkalarına ihtiyacı vardır.
“En çok onay bekleyen insanlar en azını, en az onaya ihtiyacı olan insanlar ise en fazlasını alır.”
– Wayne Dyer
Peki kendinizi daha fazla sevmek için ne yapabilirsiniz? Bunun için en basitinden her gün sizi hem fiziksel hem de zihinsel anlamda iyi hissettiren bir işi yapabilirsiniz. Kimse kendini tedavi etmeye alışık olmadığından başta bu iş biraz çaba gerektirebilir ancak zamanla kendinize karşı daha olumlu düşünceler edinmeniz kaçınılmaz olacaktır. Bu şekilde kendinizi patolojik bir duygusal bağımlılık mağduru olmaktan kurtarabilirsiniz. Kendinizi sevin!
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.