Neden Pek Çok İnsan Dedikodu Yapmayı Sever?
Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas
Dedikodu yapmayı seven insanlar sadece küçük kasabalarda yaşayan insanlar değillerdir. Evlerinin bahçesinde başkaları hakkında konuşan basmakalıp ev hanımı figürleri de değillerdir. Bugünün dünyasında dedikodu farklı. Günümüzde herkesin günlük hayatına kök salmış durumda. Peki ama neden bu kadar çok insan dedikodu yapıyor? Onu bu kadar popüler yapan ne?
Dil ve belirsizlik
Bazıları dedikodunun insanların dilleri ortaya çıktığında başladığını söyler. Hatta dedikodunun bugünün büyük modern toplumlarının gelişmesinde önemli rol oynadığından bile bahsederler. İnsanların başkaları hakkında anlattığı hikayeler bilgilendiriciydi: Sosyal statü ve grupta üstlenilen roller hakkında konuştular ve sosyal normları inşa ettiler. Hatta bu hikayeler insanların kendilerine uygun birilerini bulmalarına yardım etme amacının da gerçekleşmesini sağladı.
Daha derin açıdan bakmak gerekirse, dedikodunun altında yatan temel psikolojik ihtiyaç, belirsizlikten kurtulma isteği. İnsanlar yeterince bilgiye sahip olmadıklarını düşündüklerinde kendilerini iyi hissetmezler. Bu yüzden bilişsel dengeyi restore etmeye çalışırlar.
Nasıl? Eksik bilgileri dedikodu aracılığıyla edinerek. Buradaki motivasyon, başka biri hakkında bilgi edinmek. Pratikte, önemli olan sonuca ulaşmak. Sonuca gidebilmek için her şey mübah.
Dedikoducular nasıl insanlardır? Kendilerini nasıl görürler?
Dedikodunun kurbanı siz olduğunuzda, merak etmeye başlarsınız. Canları sıkıldığı için mi dedikodumu yapıyorlar? Kendi hayatları yok mu? Neden beni incitmek istiyorlar? Genel anlamda konuşmak gerekirse, dedikodu yapan insanlar, çok derin düşünebilen insanlar değillerdir. Bu yüzden sohbetleri genelde yüzeysel şeylerle ilgilidir. Aslında, bir kişiyi çevreleyen dış dünya, onun iç dünyasının yansımasıdır. İkincisi zenginleştikçe, birincisi de zenginleşecektir.
Başkaları hakkında kötü şeyler söylediğimizde, kendimizle ilgili kötü şeyler söylüyor sayılırız.
Dedikodu yapan insanların herkes gibi kendi hayatları vardır. Ancak kendi sorunlarından kaçmayı ve başka insanların sorunlarını düşünmeyi tercih ederler. Böylece kendi sorunlarını düşünmek zorunda kalmazlar. Bu onların savunma mekanizmasıdır.
Farkında olmadıkları şey ise, kendilerine yatırım yapmak için kullanabilecekleri zamanı boşa harcıyor olduklarıdır. Dedikodu yapan insanlarla ilgili en ilginç şeylerden biri dedikodu yapmayı sevdiklerini nadiren itiraf etmeleridir. Genellikle dedikodu yaptıklarının farkında değilerdir.
Dedikodu faydalı mıdır? İyi bir şey midir yoksa zararlı mıdır?
Prensip olarak insanlar dedikodu konseptini gereksiz ve uygunsuz bilgiyle ilişkilendirirler. Bazen gerçekten öyledir. Ünlülerle ilgili duyduğumuz, bizim hayatımızı hiç etkilemeyen dedikoduları düşünün.
Ancak diğer zamanlarda, bireysel bir bakış açısıyla bakıldığında, dedikodu faydalı olabilir. Çok soru sorduğunuzda size yeni fırsatların kapılarını açabilecek önemli bilgiler edinebilirsiniz. Ancak bu tür davranışlar fırsatçı olarak damgalanmanıza sebep olabilir. Bunun yanı sıra itibarınıza da zarar verebilir.
Psikoloji, en iyi seçeneğin ölçülü davranmak olduğunu varsayar. Sevdiğiniz insanlara ilgi göstermeniz iyi bir şeydir. Ancak ilgi göstermek onların hayatlarına müdahale etmek veya başkalarıyla onlar hakkında dedikodu yapmak demek değildir. Bunun yerine, doğru soruları sormayı, onları dinlemeyi ve saygılı olmayı bilmek demektir.
Yani, onları sürekli rahatsız ediyor, işlerine burnunuzu sokuyor ve hayatlarına (ve evlerine) gizlice sızıyorsanız, bu aşırı ilginize pozitif bir şekilde karşılık vermeyeceklerdir.
Biri sizinle dedikodu yapmak istediğinde nasıl davranmalısınız?
Eğer arkadaşınızın bir dedikoducu olduğunu düşünüyorsanız, ilk yapmanız gereken şey onu gözlemlemek. İkinci adım kendinize şu iki soruyu sormak: Bu kişi neden bana bunu anlatıyor? Bunu bana anlatma amacı nedir? Hatta uygun olduğunu düşünüyorsanız, bu soruları doğrudan o kişiye de sorabilirsiniz. Cevabına göre, söylediklerini ciddiye alıp almama konusunda fikir sahibi olabilirsiniz.
Normalde, dedikodu sizin hakkınızda değilse, çok dikkatli bir şekilde dinlemezsiniz. Ancak unutmayın, bir dahaki sefere hakkında dedikodu yapılan kişi siz olabilirsiniz. Bu yüzden kimsenin incinmemesi için yapabileceğiniz en iyi şey onu yaymamaktır. Böylece dedikodu veya söylenti sizde son bulmuş olur.
Öte yandan, birisi size çok fazla soru sormaya kalkışırsa, bundan rahatsız olduğunuzu veya konuşmak istemediğinizi karşınızdaki kişiye doğrudan belli etmeniz en iyisidir. Bu insanlardan kurtulmak için herhangi bir bahane uydurabilirsiniz. Söz konusu olan özgürlüğünüz ve özel hayatınızdır. Bu yüzden kendinizi koruyun.
Başkaları hakkında çok fazla şey bilmesi bir insanı güvenilir yapar mı?
Kesinlikle hayır. Güven, sağduyu ve anlayışla kazanılır. Bir kişinin başkalarıyla ilgili sahip olduğu bilgilere bağlı değildir. Eğer bir kişi sizinle, ona başka birinin söylediği bir sırrı paylaşıyorsa, bu kişiye kendi sırlarınız konusunda güvenebileceğinizi düşünür müsünüz? Başkalarının sırlarını saklamıyorlarsa, sizin sırlarınızı neden saklasınlar?
Başka insanların sırlarını ifşa etmekle kalmazlar. Bir de hikayeye biraz dram katmaya yatkındırlar. Bunu da, yalan söyleyerek veya en azından hikayeyi daha ilginç hale getirmek için gerçekleri yarım yamalak söyleyerek yaparlar.
Bir noktada, hepimiz başkalarının hayatlarıyla ilgili bilgi sahibi oluruz. Sorun, onların hayatlarından sürekli kompülsif bir şekilde bahsetmek, tevazu göstermeyip onlara saygı duymamaktır. İç dünyanıza bir göz atın ve kendi işinize bakın.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.