Mutlu Olmaktan Korkuyor Musunuz?
tarafından incelendi ve onaylandı. psikolog Sergio De Dios González
İnsanların fobileri olması normaldir. Örneğin, birçoğumuz örümceklerden veya yükseklikten korkan birilerini tanırız. Bununla birlikte, mutlu olmaktan korkmak normal bir şey değildir. Ve mutluluğu “geri çevirmek”, bireyin sağlığı ve refahı için ciddi sorunlara neden olabilir.
Mutlu olmaktan korkmak birkaç şeyden kaynaklanır. Katı koşullar altında geçen bir çocukluk, çok fazla sorumluluğa sahip olmak veya yalnızlık birtakım muhtemel nedenlerdir. Bu yazıda, bu korkuyu aşmanıza yardımcı olması adına birkaç stratejiyi sizinle paylaşmak istiyoruz.
Kendi mutluluğunuzu sabote etmeyi nasıl durdurabilirsiniz
1. Kendinize zarar verici alışkanlıklarınızı tanımlayın
Öncelikle, bireyin kendine zarar verici alışkanlıklarını tanımlaması gerekir. Bunlar, rutin olarak yaptığınız şeyler veya arada bir yaptığınız ancak ardında kalıcı etki bırakan şeyler olabilir.
Belirli bir duygudan ötürü kendinizi suçlu veya bunalmış hissettiğiniz zaman, bu duyguya neden olan durumun ne olduğunu not almak yararlı olabilir. Bu şekilde, o an geçtikten sonra, durumu tekrar gözden geçirebilir ve yeniden biçimlendirebilirsiniz. Bunu yaptıktan sonra, aynı duygunun hoş bir anı mahvetmek için tekrar geri gelmesi daha az olasıdır.
2. Kendine karşı mücadele korkuyu besler
Bazı insanlar huzurdan sanki o bir fırtınaymış gibi kaçarlar. Endişesiz bir yaşam kavramını anlayamazlar. Şimdiki zamanda hakkında endişelenecek bir şey bulamazlarsa, böyle şeyleri gelecekte aramak için tabiri caizse dürbün kullanırlar.
Barış, sakinlik ya da sessizlikle ne rahat ederler, ne de bunlar onlar için tanıdık kavramlardır. Sadece geceleri uyurken dinlenirler. Onun haricinde sanki her zaman büyük bir olaya hazırlanıyormuş gibi yaşarlar.
Genel olarak, “önlem en iyi ilaçtır” deyimini aşırı derecede ciddiye alan insanları kastediyoruz. Potansiyel bir tehlikeden uzak durmak adına sürekli bir mücadele içindedirler ki bu durumun bizzat kendisi tehlikelidir. Çünkü böyle bir yaşam tarzı insan sağlığına sonsuz bir saldırı demektir.
3. Sınırları önleyin ve reddedin
Bazen kendimize sınırlar koyarız. Bunlardan bir tanesi ne düşündüğümüzü ve ne hissettiğimizi ifade etmemektir. Eğer kendinize bu kuralı koyar ve buna uyarsanız, başkalarının sizi tanıması ve anlaması çok zorlaşır.
Dahası, bu duygusal ifade eksikliği sadece öfke veya üzüntü gibi olumsuz duygularla sınırlı kalmaz. Birçok insan için, olumlu duygular bile bu bariyeri aşamaz. Mutlu olduklarını yansıtmak onlar için en basit haliyle günah işlemek demektir. Hatta bu fikir, Umberto Eco’nun en çok bilinen kitabı Gülün Adı‘nın ana temasını oluşturur.
4. Mutluluğunuzun tadını çıkarın
Akılda tutulması gereken başka bir şey, mutlulukla adalet arasında çok az ilişki olmasıdır. Bir şey için ne kadar çok çalışırsanız çalışın, yine de hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz. Öte yandan, bazen hayat sizi “hak etmediğinize” inandığınız beklenmedik sevinçlerle şaşırtır. Bu nedenle, en önemli olan şey karşınıza çıkan her şeyden zevk almaktır.
Mutlu olmaktan neden korkuyorsunuz?
Bir kez bu korkuyu aşabileceğinize inandıktan sonra, kaynağının ne olduğunu anlamaya çalışın. Bu duygusal durumu besleyen şeyler nelerdir? Bunları tanımlamak birincil hedefiniz olmalıdır.
1. Terapi korkunun üstesinden gelmek için yararlıdır
Bu sorunu, bir türlü içinden çıkamadığınız bir kara delik gibi mi görüyorsunuz? Ne zaman mutlu bir an yakalasanız kendinizi daha mı kötü hissediyorsunuz? Cevabınız evet ise, profesyonel bir terapistten yardım almak, sorunun kökenini daha objektif bir açıdan analiz etmenize yardımcı olabilir. Ayrıca, muhtemel çözümleri bulmak için uzman yardımına ihtiyacınız olabilir.
Yardım istemekten utanmayın. Fiziksel bir probleminiz olduğunda doktora gitmekten utanıyor musunuz? Zihinsel sağlığınızın da fiziksel sağlığınız kadar önemli olduğunu unutmayın.
2. Sevdiğiniz insanlardan yardım alın
Bir probleminiz olduğunda aileniz ve arkadaşlarınız büyük destek kaynağıdır. Onlar, çözüm bulmanıza yardımcı olabilir, fikirleriniz karşısında bir ses tahtası görevi görebilir ve size yeni bir bakış açısı kazandırabilir. Sizi seven insanlardan içten bir destek ve fikirler almak harika bir yaklaşımdır. Bu nedenle, duygularınızı arkadaşlarınızla veya ailenizle paylaşmak, sorunlarınızı farklı bir bakış açısıyla görmenin harika bir yoludur.
Dahası, başkalarının desteğine ve görüşlerine sahip olmak sizi yalnız hissetmekten alıkoyacaktır. Bu nedenle, mutlu olmaktan korkma ihtimaliniz daha azdır. Üstelik bu tür bir destek genellikle karşılıklıdır. Birilerinden yardım isterseniz eğer, diğer insanlar da muhtemelen karşılığında sizden yardım isteyecektir. Sonuç olarak, bir parçası olan herkese fayda sağlayan, karşılıklı destekleyen ilişkiler kurarsınız.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
Schopenhauer, Arthur (2018). El arte de ser feliz. Disponible en: https://books.google.es/books?hl=es&lr=&id=7H1JDwAAQBAJ&oi=fnd&pg=PT3&dq=miedo+a+ser+feliz&ots=wAUXF6GqKh&sig=gbENCQlJZP7yagkR26RPwR4Nbc8&redir_esc=y#v=onepage&q=miedo%20a%20ser%20feliz&f=false
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.