Kapsayıcı Eğitim Ne Anlama Gelir?
Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas
Eğitim psikolojisi bakış açısıyla, “tümleşik” kelimesini kullanmaktan “kapsayıcı” kelimesini kullanmaya geçtik. Kapsayıcı eğitim, terimin sadece modernleştirilmiş bir hali midir yoksa değerler ve uygulamalarda bir değişimi de belirtmekte midir?
Bir kelimeyi bir başkasıyla değiştirmenin pek bir önemi olmadığını düşünebilirsiniz. Fakat, dünyamızı kavramlar üzerinden tanımlıyoruz ve terim değiştirmek, bakış açısı değiştirmek anlamına da gelmektedir.
Herhangi bir okula gidip öğrencilerinin tümleşik olup olmadığını sorarsanız tüm dürüstlükleriyle evet diyebilirler. Farklı etnik köken, ana vatan veya sosyo-ekonomik durumlardan öğrencilerin isimlerini göstereceklerdir. Okul size hepsinin iyi bir eğitim aldığını söyleyecektir. Şimdi onlara öğrencilerinin okula kendilerini dahil hissedip hissetmediklerini sorun. Verecekleri cevap büyük ihtimalle gerçeği yansıtmayacaktır.
Tümleşik ve kapsayıcı arasındaki farklar
Tümleşik eğitimden bahsettiğimizde sosyal olarak dezavantajlı öğrencilerin diğer öğrencilerle eşit bir eğitim alıp almadıklarına bakarız. Bir kişinin eğitim içeren bir ortam içinde olup olmadığını sorgular. Diğer yandan, kapsayıcılık hem o anlama gelir hem de çok daha fazlası. Bir öğrencinin sosyal ve kişisel refahı buradaki en önemli faktördür.
Kapsayıcı eğitim, öğrencilerin eşit bir biçimde, şefkatle ve benzersiz oluşlarına karşı saygıyla davranılıp davranılmadığıyla ilgilenir. Ayrıca okulun “ekosistemi” içerisinde kendilerini rahat hissedip hissetmedikleri de önemlidir. Yani, okul içerisindeki hayatlarının bir parçası olan arkadaş edinmekle ilgili sorunları olup olmadığına önem verir.
İki terim arasındaki temel fark, birinin evrensel diğerinin ise seçmeli oluşudur. Tümleşik eğitimden bahsederken damgalanmış bir grubun “normal” bir eğitim almasına odaklanırız. Öte yandan, kapsayıcı modelde her öğrencinin kişisel durumunu göz önünde bulundururuz ve okulun onları dahil etmelerini amaçlarız.
Damgalanmış bir gruba mensup olmasa da herhangi bir öğrenci kendini dışlanmış hissedebilir. Örneğin, arkadaş edinmekte zorlanan çekingen bir çocuk veya cinsel yöneliminden endişe duyan bir başka öğrenci. Büyük ihtimalle bu iki öğrenci de kendilerini dahil hissetme konusunda zorlanıyordur. Tümleşik model bu çocukları ihmal eder ve bu bazen felaket sonuçlara neden olur.
Kapsayıcılığın nedenleri
Kapsayıcı eğitim için ana sebep “herkesin diline dolanan” kelimeler olduğu için öğrencilerin sosyal ve kişisel refahını gözetmek değildir. Bundan daha derin düşünmeliyiz. Kapsayıcılığın amacı öğrencilerin eğitim ve öğretiminde belirgin bir iyileşmedir. Önemli olan şey tüm öğrencilerin engeller olmaksızın tam potansiyellerini oluşturmaktır.
Bunun mümkün olması için bir öğrencinin sosyal ve kişisel refahı hayatidir. Zira, sosyal ve kişisel sorunları olan bir kişi kaynak eksikliği duyacaktır ve bu da eğitimlerinde son derece büyük bir engel oluşturacaktır.
Tümleşik modelin bir parçası olarak “Özel Eğitim” sınıfları buna bir örnektir. Normal sınıfların hızına yetişemeyen öğrencilere özel hazırlanmış talimatlar sunarlar. Fakat bu destek mekanizmasından çok dışlama mekanizmasına dönüşmüştür. Öğrencileri “normal olmayan” olarak etiketlemektedir ve bu da onların sosyal ve kişisel refahı için sonuçlara neden olmaktadır.
Eşitlik, dayanışma ve ayrımcılık yapmama ile eğitim vermek istiyorsak temel bir başka nokta ise örnekle yol göstermemizdir. Okul, bu değerleri takip eden bir kapsayıcı modele dayalı değilse, bu değerlerin eğitimi vermemiz mümkün değildir.
Kapsayıcı eğitime sahip olmak için ne yapabiliriz?
Herhangi bir başarısızlığa baktığımızda onu düzeltecek teoriler yaratmak kolay gibi görünür. Fakat bunları pratiğe dökme vakti geldiğinde hedef biraz daha karmaşıklaşır. Doğal olarak, kendimizi içinde çalışması zor olan bazı politik, ekonomik ve sosyal durumlar içerisinde buluruz. Yine de her zaman, kapsayıcı eğitimin teorik modeline mümkün olduğunca yaklaşmak için adımlar atabilirsiniz.
Kapsayıcı eğitim üzerine araştırmalar doğru yolda ilerlememiz için bize yardımcı olabilecek ilkeler sağlar. Bu stratejiler içerisindeki en etkili ve önemli olanları ise şunlardır:
- Sınıfların gözlemlenmesi, takibinde gözlemlenen şeyle alakalı yapılandırılmış bir tartışma.
- Meslektaşların çalışmalarının video kayıtları üzerine grup tartışmaları.
- Öğrenciler ve ailelerine söz hakkı tanımak. Kendi ihtiyaçları ve sorunlarından bahsedebilirler.
- Öğrenciler ve öğretmenlerin ortaklaşa bir biçimde dersleri planlaması. Ayrıca sonuçları birlikte değerlendirmek.
- Okul ders programının gözden geçirilmesi. Öğrencilerin özel ihtiyaçlarına göre üzerinde değişiklikler yapılması.
- Okullar arası işbirlikleri yapılması, bilgi toplamaya yardımcı olmak için komşu okullara ziyaretler düzenlemek dahil.
Bu fikirlerin birçoğunda öne çıkarılan kilit nokta kendini değerlendirmektir. Kapsayıcı bir eğitim istiyorsak okullarda olanları sürekli bir şekilde teftiş etmeliyiz. Bu değerlendirmeden sonra ise kapsayıcılığı aksatacak sorunları çözmek için tedbirler almalıyız.
Kelimenin tam manasıyla kapsayıcı bir okul bir ütopyadır. Fakat bu, ondan vazgeçeceğimiz anlamına gelmemelidir. Aslında tam tersi. Ütopyalar izleyeceğimiz yolu göstermek için oradadırlar. Bir ideal bir hedeftir, eylemlerimizi motive ederek onlara yol gösterirler.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.