İlişkilerde Yıkıcı Davranışlar
Romantik ilişkiler genellikle iki insan arasındaki bağı içerir. Bu bağ her gün üzerinde çaba göstermeniz gereken bir şeydir. Bu, birbirinizin etrafında zaman geçirmeniz anlamına gelir, ki bu da çatışmalara yol açabilir. Ancak partnerlerden biri veya ikisi de yıkıcı davranışlar gösteriyorsa bu durum ilişkiyi yok edebilir.
Dr. John Gottman romantik ilişkiler üzerine yapılan çalışmalardaki öncülerden biridir. Yıllar boyunca sayısız çift üzerine çalıştıktan sonra bir ilişkinin başarısız olacağını doğru bir şekilde tahmin edebilecek bazı yıkıcı davranışlar olduğunu belirtir.
Ancak, bazı ilişkiler harika görünür. Bu, ilişkinin ne kadar süreceğini ve kadar iyi olacağını tahmin etmeye yarayan bir dizi spesifik durum ve davranış kalıpları ile ilgilidir. İlişkinin tipi ne olursa olsun arada saygı, sevgi, güven ve iletişim olmalıdır.
Eğer kendinizi bunları içeren bir ilişkide bulursanız büyük ihtimalle mutlu olursunuz. Ara ara tartışma veya çatışmalar yaşasanız bile bunlar ilişkinizi çok fazla sarsmayacaktır. Diğer yandan, eğer bu şeylerden herhangi birinin eksik olduğu fikrindeyseniz partneriniz ile birlikte bu şeylerin üzerinde çalışmak isteyebilirsiniz.
“Sevgi doğal bir şey değildir. Onun yerine disiplin, konsantrasyon, sabır, inanç ve narsisizmin üstesinden gelmeyi gerektirir. Bir his değil, bir egzersizdir.”
– Erich Fromm
İlişkide Yıkıcı Davranışlar
Yukarıda da bahsettiğimiz üzere yıkıcı davranışlar içeren davranış kalıpları bir ilişkinin uzun sürmeyeceğinin işaretçisi olabilir. Bu yazımızda özellikle alakalı görünen ve sağlıklı bir ilişkiyi ayakta tutan temel unsurları direkt olarak etkileyen şeylerden bahsedeceğiz: saygı, sevgi, güven ve iletişim.
Hor Görmek
Partnerinizi hor görmek onları kendinizden daha aşağıda olarak görmek anlamına gelir. Bu partnerinizi aşağılamak, eleştirmek, ona hakaret etmek ve basitçe saygı göstermemek gibi diğer davranışlara da yol açabilir.
Eğer birisi size karşı sık sık bu şekilde davranıyorsa buradaki dürüst gerçek bu kişinin sizi sevmediğidir. Bu senaryoda kendinize bu ilişkide kalıp kalmamanız gerektiğini sormanız gerekir.
Görmezden Gelmek
Bu varolan en yıkıcı davranışlar arasındadır. Bir tartışma içerisindeyken partnerinizi görmezden gelmek iddiaya göre seviyor olduğunuz bu insanın iletişim kurmaya ve desteğinizi hissetmeye ihtiyacı olduğu gerçeğini yok saymak demektir.
Görmezden gelinmek bir kişinin fena halde aşağılanmış hissetmesine yol açabilir. Bu durum uzun vadede kişinin benlik saygısını etkiler. Hatta kişi yanlış bir şey yaptığı için partnerinin dikkatini hak etmediğini düşünmeye bile başlayabilir.
Bireyselliklerini Yok Etmek
Eğer size kim olmanız gerektiğini, neyi sevmeniz gerektiğini ve kiminle arkadaş olmanız gerektiğini söyleyen bir partner ile beraberseniz bu o kişinin sizin bireyselliğinizi yok etmeye çalıştığı anlamına gelir.
Birini sevdiğiniz zaman onları oldukları gibi kabul edersiniz. Bundan dolayı, eğer partneriniz sizi değiştirmeye çalışıyorsa sizi gerçekten sevmiyor demektir.
Karşılıklı Bağımlılık
Karşılıklı bağımlılığa işaret edebilecek davranışlara dikkat etmek gerçekten önemlidir. Bazı insanlar bir ilişkiden kurtulamazlar çünkü karşılarındaki insana ihtiyaçları olduğunu düşünürler. Yalnız kalmaktansa bu kişinin onları sürekli eleştirmesine ve ilgisiz davranmasına katlanırlar.
Ancak bu diğer partner için de bir teşvik görevi görür çünkü diğer insanın onlara ne kadar bağlı olduğunu görürler. Bu en yıkıcı davranışlar arasındadır ve bir ilişki için tahrip edici olabilir.
Hiç Efor Göstermemek
Partnerinize karşı her zaman samimi olmalı ve etraflarındayken gerçekten olduğunuz kişi olmalısınız. Ancak bazen pes etmeniz gereken zamanlar da vardır. Örneğin, eğer partneriniz sizin onunla beraber bir etkinliğe katılmanızı istiyorsa bunu çok istemeseniz ya da etkinliği o kadar ilginç bulmasanız bile onlarla gitmelisiniz. Partneriniz de aynı şeyi sizin için yapmalı. Bu şekilde ikiniz de birbirinizi sevdiğinizi göstermiş olursunuz.
İnsanlar Neden Toksik İlişkilerde Kalmaya Devam Ediyor?
İnsanlar genellikle kendilerini yıkıcı davranışlara çok uzun süreler boyunca maruz bırakırlar. Ancak, hatırlamalısınız ki bazen herkes hata yapar, bundan dolayı partnerinize karşı esnek ve hoşgörülü olmanız iyi olacaktır.
Problemler bu tekrar eden bir problem ve ilişkinizi tanımlayan bir şey haline gelirse ortaya çıkar. Durun ve ikinizi çizecek olsanız nasıl çizeceğinizi düşünün. El ele tutuşuyor mu olurdunuz? Ya da öpüşüyor? Veya kavga ediyor? Aklınıza gelen görüntü ilişkiniz ile ilgili çok fazla şey söyleyecektir.
Eğer partnerinizde en küçük toksik davranışı bile fark ederseniz onların artı ve eksilerini tartmalı ve gerçekten gerekli ise ilişkiyi bitirmeye hazır olmalısınız.
Çoğu durumda insanlar ilişkilerini bitirmekte zorlanırlar çünkü yalnız olmaktan korkarlar. Etraflarında onları destekleyecek bir sürü insan olsa bile yine de insanlar tamamen yalnız kalacaklarına inanmaya eğilimlidir.
“İnsanlar yalnız kalmaktan neden kaçınır? Çünkü çok az insan kendi kendilerine kaldıklarında kendilerine iyi gelecek insanlardır.”
– Carlo Dossi
Ayrıca, insanlar kendilerini partnerleri ile birlikte kalmak üzere kandırmak için belirli düşünce kalıplarına da başvururlar. Bu düşünce kalıplarından bazılarına örnekler şunlar olabilir: “Eminim değişecek,” ya da “Eğer ondan ayrılırsam eminim kendisi için daha iyi olan başka bir kişi bulacak”.
Bu tip düşünceleri görmezden gelmeye çalışmalısınız. Bu düşünceler sadece sizin derin terk edilme ve yalnız kalma korkunuzun ürünleridir.
Yapabileceğiniz en iyi şey kendinizi kandırmayı bırakıp olaylara objektif bir açıdan bakmaktır. İlişkinizi gözlemleyin. Bir kere bunu yaptığınızda ilişkide kalmak ya da ilişkiyi bitirmek üzere kesin bir karar vermeyi deneyebilirsiniz.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Agencia Española de Medicamentos y Productos sanitarios (2018). Ficha técnica. Valdoxan. [Online] Disponible en: https://cima.aemps.es/cima/pdfs/ft/08499003/FT_08499003.pdf
- San, L., & Arranz, B. (2010). Agomelatina: un nuevo enfoque antidepresivo para una remisión de calidad. Revista de psiquiatría y salud mental, 3, 15-20.
- Martínez, L. C. (2009). Ritmos biológicos, sueño y depresión: agomelatina en el tratamiento de la depresión. Archivos de psiquiatría, 72(1), 28-49.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.