Hayattaki En Önemli Değerler: Sevgi ve Dostluk
Şu söz birçok kişiye çok cüretkar gelebilir: sadece hayata bakış açınıza önem veren insanlarla asla tartışmayın. Belli bir konuyla ilgili bir inancınızı paylaşmadığı için birisinin size uzak olduğuna inanmayın.
Sadece kendi fikirlerinin daha önemli olduğunu veya sürekli haklı olduklarını göstermeye çalışan insanlarla ucu bucağı olmayan tartışmalara girmeyin. Fikirlerinin, sizin fikirlerinizi tehdit edeceği inancı yüzünden, ruhunuzu göremeyen insanlarla aranıza güvensizlik duvarları örmeyin.
Hayat ile ilgili fikirleri sizinkinden farklı diye size zararı olmayan bir arkadaşlığı parçalamayın. Çünkü buna değmez. Siz boşuna nefesinizi harcıyor ve duruma içerleniyorken, bu farklılıkları yaratanların, aslında bir gülümsemeyle yeni fırsatlar sunduğu gerçeğini göremiyorsunuz.
Dünyayı algılayabilmenin en iyi yolu, hayatınızda iz bırakan insanlara dair beslediğiniz sevgi ve bağlılık duygularından geçer.
Diyelim ki bir başkası ile dünyaya bakış açısı nezdinde farklı düşünceleriniz var. Yine de, birbirinizi sever ve birbirinize saygı duyarsanız ve yaşamınıza renk katan insanların dostluğundan keyif alıyorsanız, bu arkadaşlıkları başkalarıyla aranıza mesafe koyan görünmez bir çukur için yok etmeye değip değmediğini bir düşünün.
Hayattaki en iyi değerler, eylemlerinize ve bu eylemlerin sizin hakkınızda ne söylediğine dayanır
Konu iletişime geldiğinde hemen herkesin yaptığı bir hata vardır. Bu hata, duyduğunuz her şeyin doğru olduğuna ve tüm içtenlikle kalpten söylendiğine inanmaktır. Sözcüklerin sadece iki dudak arasından çıktığını, her zaman gönülden gelmediğini görememe tuzağına düşmek çok kolaydır.
Bazen siz bile hiç düşünmeden bir laf edersiniz, sadece konuşmuş olmak için, cahilce konuşma gafletinde bulunursunuz. Bu şekilde davranarak etrafımızdakilerden onay alacağımızı düşünmek gayet normaldir.
Kimi zaman ise en basit ifadelerin ve jestlerin altında başka bir mana arar olursunuz. Belki de duyduğunuz her şeyi kişisel algılar, başkalarının fikirlerini kendi hayat tecrübelerinizle eşleştirmeye çalışırsınız.
Arkadaşlarınız ile bir çok konu hakkında fikir alışverişinde bulunmak gerekli bir eylemdir. Diğer insanların fikirleri ile kendi kültürünüzü de geliştirmiş olursunuz. Bu durumun etkisi aynı zamanda sizi stresten kurtarıp, daha başka bakış açıları kazanmanıza da yardımcı olur.
“Kelimelerin gücünü bilenler konuşmalara çok dikkat ederler. O sözcüklerin meydana getirdiği tepkilere bir bakın. ‘Bir etki yaratmadan eski hallerine dönülemeyeceğini’ bilirler.”
-Florence Scovel Shinn
Gerçek bir konuşma, kavgaya dönüşmemesi gereken bir sanattır, özellikle de muhatabınız, çok sevdiğiniz ve takdir ettiğiniz biri ise. Yaşanan iletişimsizlikler, doğru ses tonu ile çözümlenebilir. Karşıdaki insana fikrinizi kabul ettirmeye çalışmadan ve güzel bir şekilde dinleyerek, anlaşmazlıkları tatlıya bağlayabiliriz.
Bazen sade bir diyalog gerçek bir tartışmaya dönüşebilir. Bu durum sevdiğiniz biri ile başınıza geldiği zaman, artık o kişiden adım adım uzaklaşmaya başlarsınız. Sözcüklerin uçup gittiği fikrini asla unutmamalısınız. Yalnızca eylemler ve gerçek olaylar bir insanın niyetlerini ve gerçek yaşam değerlerini gösterir.
Bazen siz de kendinizi söyledikleri bir sözden ötürü sevdiğiniz bir insana kızarken bulabilirsiniz; oysa daha önce davranışlarıyla defalarca sözlerinin tam tersini ifade etmişlerdir. Sizin bakış açınızdan, sözlerden ötürü gözünüzden düşmektedirler ama eylemleri sizi asla yarı yolda bırakmamıştır.
Belki de o kişi de sözlerinizden hayal kırıklığına uğradığını hissetmiştir, belki siz de onu sözlerinizle incittiniz. Bu, rahatsız edici ve stresli bir durum olabilir, özellikle de hep birbirinize yardım ettiyseniz ve asla birbirinize zarar vermediyseniz.
En büyük gerçek sevdiklerinizin sevgisidir
Her ne kadar başkalarının fikirlerini ve düşüncelerini baştan çıkarıcı bulabilsek bile, hiçbiri sizi seven birisinin sözlerindeki anlayışta gizli olan sevgi ve rahatlığın yerini alamaz.
“Bazen arkadaş olmak, zaman sanatının efendisi olmak demektir. Sessizliğe adanmış anlar vardır. Vazgeçme zamanları, ve başkalarının hayatlarıyla ne isterlerse yapmalarına izin verme zamanları vardır. Ve her şey bittiğinde parçaları toplamaya başlama zamanı vardır.”
-Gloria Naylor
Bir şeylere üzüldüğünüz zaman, arayıp, çağırıp konuşabileceğiniz herhangi bir ‘fikir’ yoktur. Hiç bir düşünce, sizi sakinleştirmek için sizinle konuşamaz. Kısılan sesinizden ve akan göz yaşlarınız arasından ne demek istediğinizi anlamaya çalışan bir değer yoktur.
Uzun bir süreden sonra eve döndüğünüzde, annenizin size sıkı sıkı sarılmasının yerini hiç bir sözcük, fikir ya da ideoloji alamaz. Hiçbir düşünce ya da felsefe sevdiğinizin öpücüğünün ya da rahatlatıcı bakışının yerine geçemez.
Bu yüzden bir düşünce uğruna birini kaybetmeden önce, sizi güçlü, mutlu ve huzurlu kılanın ne olduğunu bir düşünün… çok geç olmadan.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.