Hayatınızın Dizginlerini Elinize Almak Zamanı
Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas
Çoğu insan bir sabah uyandığında tüm problemlerinin sihirli bir şekilde çözülmesini umar. Bu hepimizin istediği bir şey olsa da, düşünmenin işlevsel bir yolu değildir. Bu nedenle, yapabileceğiniz en iyi şey kendi hayatınızın dizginlerini elinize almak olacaktır.
Kaç kez “Bir gün her şey daha iyi olacak” gibi şeyler söyledik? Gariptir ki, hayatta bazı şeyler yolunda gitmediğinde, bazı dış etkenlerin bunu değiştireceğini düşünme eğilimindeyiz. Bir şeyin aniden hayatın gidişatını değiştireceğine ve her şeyin iyileşeceğine inanıyoruz.
Tüm sorunlarımızın kendiliğinden çözüleceğine ikna olmuş gibiyiz. Ancak işler aslında bu şekilde yürümez. Bu nedenle, hayatınızın tamamen size bağlı olduğunu hatırlamanız önemlidir.
“Mutluluk hazır bir şey değildir. Kendi eylemlerinizden gelir.”
– Dalai Lama
Harika bir sır
Hayatınızın dizginlerini elinize almak söz konusu olduğunda bir diğer büyük sır ise yaşamdaki sorunların kendi başına çözülmediğidir.
Kendi hayatınızın dizginlerini elinize almak istiyorsanız, işe koyulmanız gerek. Birçok kişi eşinden ayrılmak ya da rahatsız edici bir durumdan kurtulmak istiyor ancak bu kararı verme cesaretini gösteremiyorlar.
Bazı insanlar hayatlarının ne kadar korkunç gittiğinden tekrar tekrar şikayet ediyorlar ancak kısmen suçlu olduklarını göremiyorlar.
Mağduriyet kendimizi çevremizdeki her şeyin kurbanı olarak gördüğümüz anlamına gelir. Durumumuzu değiştirmek için kendi yaşamlarımız üzerindeki gücümüzün farkında değiliz.
Hayatımızda yanlış giden her şey için diğer insanları suçlarız. Bu, şüphesiz yapabileceğimiz en zarar verici şeylerden biri.
Hayatınızın dizginlerini elinize almak: Kim olmak istediğimizi seçen biziz
Bunu yapmaya devam edersek, hayatımızda asla söz sahibi olamayız. “Başıma yalnızca kötü şeyler gelir” gibi ifadeler yapıcı mantralar değildir.
Herkes üstesinden gelmesi gereken zor durumlardan geçer. Bazen, olumlu durumları ve diğer zamanlarda ise olumsuz şeyleri arka arkaya deneyimliyoruz.
Hayatımızın büyük bir kısmı, ne kadar olumsuz olursa olsun koşullarla nasıl başa çıkacağımıza bağlı. Bazı insanlar her zaman zor durumlarda gülümser, bazıları ise bu zor zamanlarda yalnızca kendilerine ve başkalarına karşı olumsuz davranır.
Tüm bunların en iyi yanı, ne tür bir insan olmak istediğinizi seçebilmenizdir. Hayatınızdaki her küçük şey konusunda endişe yerine huzur seçme gücünüz var.Değişim başlasın
Budizm’de karma olarak bilinen sebep ve sonuç yasasını tanımlayan bir terim vardır. Karmaya göre, eğer pozitif tohumlar ekerseniz, pozitif meyveler alırsınız.
Peki bunun yaşamımızda değişiklik yapmakla ne ilgisi var? Hayatlarının değişmesini isteyenler harekete geçmek zorunda. Hiçbir şey sizi kendinizden kurtaramaz. Daha iyi bir hayat hayal ederek boşa harcadığınız tüm bu enerjiyi daha iyi bir hayata adım atmak için kullanabilirsiniz.
Başka bir deyişle, kendi hayatınızın dizginlerini elinize almak için harekete geçebilirsiniz. Böylece, değişimi gerçekleştirebileceksiniz.
Değişim kolay değil. Çaba gerektirir ve herkes bunun için çalışmak istemez. Ancak davranış biçimimizi değiştirmeden hayatımızı değiştiriyormuş gibi yapamayız.
Davranış kalıpları düşmanımızdır
Yıllar boyunca edindiğimiz davranış kalıplarından dolayı belli bir şekilde davranmaya meyilliyiz. Bu ne anlama geliyor? Bu, aynı davranışları tekrarlayarak sorunlarımızı çözmeye çalışıyoruz demektir. Bunu, sorunlarımızı çözmenin doğru yolu olmadığını fark etmemize rağmen yapıyoruz.
Bütün gün çalışarak geçirmelerine rağmen sınavlarını geçemeyen bir sınıf arkadaşınız oldu mu? Çoğumuz, iyi sonuçlar elde etmemesine rağmen aynı yöntemleri tekrarlamakta ısrar eden birisini tanıyoruz. Sadece yeterince çalışamadıklarına inanıyorlar. Ancak sorun bu değil. Asıl sorun yöntemlerinde yatmaktadır. Çabalarımızı bu noktaya odaklamalıyız.
Bize istediğimiz sonuçları vermeyen metodolojiyi değiştirmek için çalışmalıyız.
Kendi hayatınızın dizginlerini elinize almak eylem ve çaba gerektirir.
Kendi hayatınızın dizginlerini elinize almak için atmanız gereken ilk adımlar
Kendi hayatınızın dizginlerini elinize almak için atmanız gereken ilk adım, değiştirmek istediğiniz şeyleri analiz etmektir. Kendimize karşı samimi olmak önemlidir.
Hatalarımızı tanımlamaktan kaçınmak amacıyla sık sık kendimize yalan söyleme eğilimindeyiz. Bu büyük bir hata. Samimiyet, dahili olarak uygulayacağımız bir şeydir ve istemiyorsak bunları başkalarıyla paylaşmamıza gerek yoktur.
Bir sonraki adım, şu ana kadarki durumumuza yol açan şeyleri analiz etmektir. Hangi stratejileri uyguladık? Neden hep aynı durumları yaşıyoruz? İstediğimiz yönde bir değişikliği nasıl yaratabiliriz?
Eylemlerimizi analiz etmeli ve stratejimizin aynı şeyi tekrar etmekten ibaret olup olmadığını görmeliyiz. Bu durumda, değişim zamanı gelmiş demektir.
Sonra ne yapacağız?
Kendi hayatımızın dizginlerini devralmamıza yardımcı olacak üçüncü adım belki de en önemlisidir. Bu adım korkularımızı geride bırakmaktan ibarettir. Korku, tehlikeli durumlarda hayatta kalmak için gerekli olan temel duygudur.
Ancak günlük hayatımızın bir parçası olursa sorun olabilir. Bu duygu bizi felç etme ve bizi rahatlık bölgemize hapsetme eğilimindedir. Değişimden ve bazı şeylerden vazgeçmekten korktuğumuz için kötü durumumuzu yeni bir şeyler denemeye yeğliyoruz.
Rahat bölgenizde oturup bir şeylerin hayatınızı değiştirmesini beklemek yerine harekete geçmelisiniz. Kendinize güvenin. Bunu yaptığınızda, asla hayal edemediğiniz sonuçları görmeye başlayacaksınız.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.