Duygularınız Sizi Daha Çekici Kılar
Dış görünümümüze çok fazla zaman ayırıyoruz. Bizi çekici ve arzu edilir kılan bir imaj yansıtmak için uğraşıyoruz. İlla cinsel anlamda çekicilik değil bahsettiğimiz ama birlikte olmaktan hoşlanılan, bulunduğu her sosyal ortama bir şey katan biri olarak görülmek istiyoruz.
Dışımızın güzel ve çekici gözükmesine çok fazla odaklanıyor ama iç gelişimimizi unutuyoruz. Bu durum, yansıttığımız imaj ve gerçek kişiliğimiz arasında uyumsuzluğa, sonunda başkalarının da fark edeceği bir rahatsızlık kaynağı olacak bir çelişkiyle sonuçlanır.
Edebiyat, film ve televizyonun popülerleştirdiği fikir de bu tavrın ardında yatıyor. Bu inanış, belli bir gizem havasına sahip kişilerin daha çekici gözüktüğü düşüncesini vurguluyor. Bu düşünce, bilinmeyenin bizi doğal olarak çektiği ve sürprizleri sevdiğimiz fikrine dayanıyor. Bilin, bu mantığı sorgulamıştır ve işte biz de bundan söz edeceğiz.
“Öncelikle, güdüler gibi romantik çekicilik de güçlüdür; söndürmesi çok güçtür. Diğer yandan duygularr, gelip geçicidir. Sabah mutlu olup öğlen öfkeli olabilirsiniz.”
– Helen Fisher
Duyguları daha kolay okunan insanlar daha çekicidir
National Academy of Sciences tarafından yürütülen bir bilimsel çalışma gösterdi ki insanlar, duygusal olarak kolay okunan kişileri daha çekici buluyor. Sonuçlar, gizemli bir havaya sahip olan, duygularını ayarlamaya çalışan ve anlaşılması güç kişilerin aslında daha az çekici olduğunu göstermiştir.
Araştırmacılar, bir grup katılımcıdan altı farklı erkek bir kadın resmini incelemelerini istiyor. Ardından fotoğrafta gördükleri kişinin ne hissettiğini tahmin etmeleri ve aynı zamanda kişinin çekiciliğini değerlendirmeleri isteniyor.
Kişi kendini ne kadar ifade ederse, o kadar çekici algılanır
Sonuçlar, duygularını fazla göstermeyen ya da gizemli bir havaya sahip insanların, katılımcılarca çekici bulunmadığını göstermiştir. Yani kişi duygularını ne kadar çok ifade eder ve hislerini okumak ne kadar kolaylaşırsa, o kadar çekici olarak algılanır.
Elbette bu, gizemli olmamaya çalışmanız gerektiği ya da duygularını belli etmeyen birinin çekici olmadığı anlamına gelmez. Önemli olan, duygularımızı sağlıklı bir şekilde ifade edebilmemizdir.
İfadelerimiz, bizim nasıl muhteşem insanlar olduğumuzu gösterir. Duygularınızın sizi başkalarına ve kendinize karşı daha çekici kıldığınız biliyorsunuz. Ama unutmayın kendinizi ifade etmek söz konusu olduğunda dengeyi bulmak daima en iyisidir. Kendi sınırlarınızı koyun ve sağlıklı ilişkiler kurmak istiyorsanız başkalarının yanında duygularınızı abartılı bir şekilde de ifade etmeyin.
“Arzu’nun manevi tutkusuyla karşılaştığımızda, tüm kaynaklarımızı -entelektüel, fiziksel, yaratıcı hayvani ve ruhani kaynaklarımızı- tutup işliyoruz demektir. İngilizce ‘arzu’ anlamındaki desire kelimesi, de-sidere ‘yıldızından uzak’ manasındaki kelimeden gelir. Kaynaktan uzaklaşma ve tekrar kaynağa dönmek için duyulan güçlü istek anlamına gelir… Aşk, sevdiğinizden uzak ve ona yakın olma arasında bir yankılanma, iki ve bir olmak arasında titreşimli, uyumlu bir çınlamadır.”
– Stephen Nachmanovitch
Duygusal olarak zeki olmak, bize büyük bir avantaj sağlar. Belki ilişki ilk başladığında biraz gizem duygusu, kıvılcımı canlı tutabilir. Ama bilimin ortaya koyduğu gibi ilk karşılaşmada kendimizi açıkça ifade eder ve duygularımızı gösterirsek daha çekici gözükürüz.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.