Duygular Hakkında Neden Konuşamıyorsunuz?

Duygularınız hakkında konuşmayı zor ya da imkansız mı buluyorsunuz? Peki bunun nedenini anlamak ister misiniz? Bu yaygın sorunun olası nedenlerini keşfetmek istiyorsanız, bugünkü makalemizi kaçırmayın.
Duygular Hakkında Neden Konuşamıyorsunuz?

Son Güncelleme: 16 Kasım, 2020

Neden duygular hakkında konuşmakta zorlanıyoruz? Hiç kendinize bu soruyu sordunuz mu? Duyguların yönetilmesi genellikle zor bir yetenek. Bazı insanlar nasıl hissettikleri hakkında konuşmayı ve duygularını başkalarıyla spontan bir şekilde paylaşmayı kolay bulabiliyor. Ancak, diğer taraftaki insanlar ise bunu yaparken çok zor anlar yaşıyorlar. Neden peki?

Bugünkü makalemizde, belirli kişilerin kendilerini ifade etmekte zorlanmalarının bazı nedenlerinden bahsedeceğiz. Ayrıca bu davranışın birkaç sonucunu da açıklayacağız. Eğer siz de aynı sorunu yaşıyorsanız, bu makalemizi kaçırmayın!

Yastığına sarılmış yalnız bir kadın

Neden duygular hakkında konuşamıyorum?

Bazı insanların hissettiklerini ifade etmesi neden bu kadar zor oluyor? Bu soruyu cevaplayabilmek için önce “duygu” terimini tanımlamak önemli. Fernandez, Zubieta ve Paez’e (2001) göre, duygu, birincil yönlere sahip ve dışavurumcu, motor ve fizyolojik bileşenleri olan karmaşık bir öznel fenomen.

Bu nedenle duygular, düşüncelerinizde, arzularınızda ve eylemlerinizde kendilerini gösteren karmaşık süreçler olarak tanımlanıyor. Duyguları yönetmek veya anlamak her zaman kolay değil. Bu nedenle, herkesin hissettiklerini nasıl ifade edeceğini veya açıklayacağını bilmediğini düşünmek mantıklı bir yaklaşım olacaktır.

Aşağıdaki bölümde, bu davranış tarzının yaygın nedenlerinden bazılarını sıraladık:

Duygular hakkında: duygusal baskı

Fernandez, Zubieta ve Paez (2001), duygusal anlamdaki baskının stres içerikli gerçeklerle yüzleşmemek adına gayret sarf etmeyi veya bunlardan kaçınmayı içerdiğini savunuyor. Psikologlar, ayrıca, bu durumun beynin duygusal tepki verme mekanizmasına da bir engel teşkil ettiğine inanıyor.

Duygusal baskının birçok farklı tetikleyicisi olduğundan bahsetmek bu noktada önemli olacaktır. Bunlardan biri, örneğin, hem iç dünyamızda hem de dış dünyamızda olanlarla başa çıkamamak.

Bir bakıma, bu mekanizma, geçici veya kalıcı olabilen bir başa çıkma mekanizması halini almış oluyor. Bu nedenle, duygularınız hakkında konuşmakta zorlanmanızın nedeni duygusal baskı olabilir. Peki duygusal baskıya ne sebep oluyor?

Girişkenlik veya iddialı olma eksikliği

Duygularınız hakkında konuşmanızın neden bu kadar zor olduğunu açıklayabilecek bir başka faktör de iddialı olmamanız. Caball0 (1983) tarafından alıntılanan çalışmalarında, Matson ve diğerleri (1980), Bornstein ve diğerleri (1977) ve Romano ve Bellack (1980) gibi yazarlar, bunun sosyal bir beceri olduğunu savunmakta.

Alberti ve Emmons (1978) gibi diğer araştırmacılar da, bu kavramı, bir kişinin kendi en önde gelen çıkarlarına göre hareket etmesine, gereksiz kaygılar olmadan kendini savunmasına, duygularını dürüstçe ve rahatça ifade etmesine ve başkalarının haklarına zarar vermeden kendi kişisel haklarını kullanmasına izin veren davranış olarak tanımlıyorlar.

Bu anlamda, girişkenlik veya iddialı olma eksikliği, duygularınızı ifade etmenizi engelleyebilir. Girişkenlik, diğer birçok psikolojik beceri gibi, uygulayabileceğiniz ve geliştirebileceğiniz bir şey. Sonuç olarak, bu anlamda destek alabileceğiniz bir psikoterapi süreci, sosyal becerilerinizi geliştirmenize yardımcı olabileceği için, sizin için harika bir seçenek olacaktır.

“Başkalarına ‘evet’ dediğinizde, kendinize ‘hayır’ demediğinizden emin olun.”

– Paulo Coelho

Aşırı derecede utangaç olmak

Utangaçlığın da birden fazla tanımı var. Pilkonis (1977), psikoloji alanında bunu “sosyal etkileşimlerden kaçınma eğilimi ve sosyal durumlara uygun şekilde katılamama” olarak tanımlamış.

Bu tanım faydalı bir tespit olsa da, utangaçlık sadece sosyal etkileşimleri etkilemiyor. Ayrıca duygularınız hakkında konuşma yeteneğinizi de etkiliyor.

Girişkenlik gibi utangaçlık da üzerinde çalışabileceğiniz bir şey. Kendinizi kabuğunuzu kırmak konusunda eğitirseniz, kendinizi daha iyi ifade edebilirsiniz. Utangaçlığınızı nasıl yöneteceğinizi öğrenirseniz, onunla yaşamanın çok daha kolay olduğunu göreceksiniz.

“Şimdiye kadar yer yüzüne gelmiş olan en utangaç insandım, ama içimde de susmayan bir aslan vardı!”

– Ingrid Bergman

Duygular hakkında konuşmayı reddeden güvensiz insanlar her yerde

Duygularınızı bastırmanın sonuçları

Psikolog Angela Corona’ya göre, duygularınızı bastırmak veya gizlemek genellikle sosyal anlamda izolasyona yol açıyor. Tüm duygularınızı içinizde saklamak, duygularınızın özgürce dışarıya doğru akmasını imkansız kılıyor ve bu da duygusal olarak engellenmiş hissetmenize neden olabiliyor.

Sağlık üzerindeki olumsuz etkileri

Öte yandan Kuzey Amerika Menopoz Derneği tarafından 2019 yılında 304 kadın katılımcı üzerinde yapılan bir araştırma, kendinizi durdurmanın ve duygularınızı bastırmanın fiziksel ve ruhsal sağlığı olumsuz etkileyebileceğini ortaya çıkardı. Bu yapı, kadınlarda felç geçirme riskini de artırabiliyor.

Elbette ki her durumun kendi iç dinamikleri farklı olacaktır. Bu nedenle de, bu konuda da herhangi bir genelleme yapmamak önemli. Yine de, herkes için en sağlıklı şeyin duygularını ifade etmenin, yönetmenin ve kanalize etmenin bir yolunu bulmak olduğunu belirtmenin de önemli olduğunu düşünüyoruz. İdeal anlamda, ister sanat, ister edebiyat, ister sözlü iletişim veya bedensel ve fiziksel ifadeler vb. yoluyla olsun, her birey bir şekilde kendini anlatmanın yolunu bulacaktır.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • Caballo, V. (1983). Asertividad: definiciones y dimensiones. Estudios de Psicología, 13: 53-62.
  • Fernández, I., Zubieta, E. y Páez, D. (2001). Emocionarse en Latioamérica. Sociotam, XI, 1.
  • Matson, J.L., Kazdin, A.E. y Esveldt-Dawson, K. (1980). Training interpersonal skills among mentally retarded and socially dysfuncional children. Behavior Research and Therapy, 18: 419-427.
  • Pilkonis, P.A. (1977a). Shyness, public and private, and its relationship to other measures of social behaviour. Journal of Personality, 45: 585-595.

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.