Logo image
Logo image

Çocuklarla Arkadaş Olmak - Neden Yapmamalıyız?

4 dakika
Ebeveyn olmak, arkadaş olmakla ilgili bir konsept değildir. Açıkçası, arkadaşlık ve ebeveynlik, biyolojik bağlantının ötesinde, tamamen farklı iki ilişki türüdür. Bu iki tür ilişkiyi karıştırdığımızda, arkadaş olduğumuzda, çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılamayacağımızı bilmemiz gerekir. Bugünkü yazımızda, çocuklarımızla neden arkadaş olmamamız gerektiğini öğrenin!
Çocuklarla Arkadaş Olmak - Neden Yapmamalıyız?
Son Güncelleme: 21 Aralık, 2022

Sizce neden çocuklarla arkadaş olmak konusunda son derece dikkatli davranmalıyız? Pek çok ebeveyn, gençlerle veya küçük çocuklarla arkadaş olmak fikrinin ne iyi ne de tavsiye edilemez birşey olduğu söylendiğinde yine de şaşırıyor.

Bunun ana nedeni, onların akranları haline gelerek üzerlerindeki etkimizi kaybetmemizdir ve bu da bizi hem onlar hem de bizim için çelişkili, rahatsız edici ve ters etkilere sebep olabilecek bir pozisyona sokar.

Ancak, birçok ebeveyn, farkında olmadan, tam da bunu yapmaya çalışır. Anneler, aynı zamanda en iyi sırdaşı olmayı umarak kızlarının en iyi arkadaşı olmak ister. Ebeveynler ayrıca en iyi oyun arkadaşları olabilecek, her şey hakkında konuşabilecekleri ve şakalaşabilecekleri bir arkadaş olabilecek çok yönlü bir figür olmak isterler.

Elbette bütün bunlar olumlu ve zenginleştirici faktörler. Ancak bazı sınırlar asla aşılmamalıdır. Ebeveynler çocukları ile aynı seviyede olamazlar, çünkü böyle yapmak onların otoritesini zayıflatabilir.

Statünün bu seviyeye çekildiği an, kuralların gücü sona erer, artık sınır kalmaz ve çocuk her şeye izin verilebilir olduğunu düşünmeye başlayabilir. Herkesin arkadaş olduğu bir dünyada kurallara uymak için hiçbir sebep yoktur.

Şimdi bunun üzerinde biraz düşünelim.

Some figure

Çocuklarla arkadaş olmak – neden böyle bir şey yapmamalıyız

Yazarlar Jean Twenge ve W. Keith Campbell, Asrın Vebası – Narsisizm İlleti (The Narcissism Epidemic) adlı kitaplarında bu konu üzerinde derinlemesine analizler yapıyorlar. Onlara göre, toplumumuzda giderek daha fazla narsistin olmasının nedenlerinden biri, ebeveynler ve çocuklar arasındaki ilişkilerin eşitlenmesiyle ilgilidir. Kendimize neden çocuklarımızla arkadaş olmamamız gerektiğini sorduğumuzda, konunun bu yönü, yanıtın önemli bir parçası olarak görünmektedir.

Onlara bir arkadaş gibi yaklaşmak için yapılan bu girişimde, otoritemizi kaybetmek bizim için son derece kolay olacaktır. Gelişimlerini tanımlamaya yardımcı olacak sınırlar koymak için daha sonra bu otoriteye ihtiyacımız olacaktır.

Evet, ebeveynliğimizin yakın ve şefkatli olması gerekir, ancak otoriteyi nasıl koruyacağımızı da bilmemiz gerekir, çünkü bu, çocuklarımızın gelişimine katkıda bulunacaktır. Bunun neden böyle olduğuna isterseniz birlikte bakalım.

Arkadaşlığın ve anne-baba olmanın tanımları

Neden çocuklarımızla arkadaş olmamamız gerektiğini cevaplamaya çalışmadan önce, her iki terimin tanımlarını incelemek faydalı olacaktır.

Birinin arkadaşı olmak, iki veya daha fazla kişi arasında tarafsız ve özverili bir duygusal bağ sürdürmek anlamına gelecektir. Bu ilişki aynı zamanda hiç kimsenin diğerini kontrol etmediği bir mutlak eşitlik duygusuna da dayanmaktadır.

Bu noktada, ebeveyn olmak, daha genç birini sevmek, eğitmek, korumak, rehberlik etmek ve ona değer vermek demektir. Bütün bunlar bir otorite konumundan gerçekleştirilir. Bu dikkatin geçerli ve zenginleştirici olması için bir dizi kuralın uygulanmasını gerektirir. Bu kurallar çocuğa güvenlik sağlar çünkü onlara her an kendisinden ne beklendiğini hatırlatır.

Bu şekilde, sadece çocuklarının en iyi arkadaşı olmayı arayan kişi, çocuklarıyla olan ilişkisinde, ebeveynlik anlamında, yüksek derecede ihmal gösterecektir.

Psikolojik sıkıntılar ve ebeveynlerin arkadaş gibi davranması

Illinois Üniversitesi’nde Dr. Susan Silverberg tarafından yapılan bir araştırmada bazı ilginç bulgular vardı. Bazı boşanmış anneler, ergenlik çağındaki kızlarını en iyi destekleri olarak görebilirler, hatta en yakın arkadaşları olmayı arayacak kadar ileri de gidebilirler. Bu, çocuklarıyla paylaşmaya uygun olmayan konularla ilgili endişeleri veya kaygılarıyla ilgili onlara sık sık başvurdukları anlamına gelir.

Örneğin, bu araştırma, birçok annenin gençlik veya ergenlik öncesi kızlarıyla finansal sorunları, işteki iniş çıkışları veya yeni partnerleriyle olan duygusal sorunları hakkında düzenli olarak konuştuğunu gösterdi. Bununla birlikte, fark etmedikleri şey, bunun, kızlarının içlerinde yüksek düzeyde psikolojik sıkıntı yaratmasıdır.

Çocukların endişelerimizi ve kaygılarımızı yansıtmak için “terk edilmişler için arkadaşlar” haline geldiği bu tür bir yakınlık, oldukça ters etki yaratır. Görevimiz, temelde, çocuklarımızın sıkıntı çekmesini önlemek, onu yoğunlaştırmak değil.

Çocuklara güvenin, evet, ama “hiçbir şey kendiliğinden olmaz”

Çocuklarımızla bir güven bağı kurmaya gelince, “her şey yolunda” kesinlikle tutunacağımız kural değildir. Belirli sınırlar koyma yetkimizden ödün vermeden, iletişim hatlarını açık tutmamızı ve yakın bir ilişki sürdürmemizi sağlayan akıllı stratejiler vardır. Bu konudaki anahtar nokta tam olarak bu olmalı.

  • Bir sıcaklık, güven, mutlak şefkat ve arkadaşlık bağı kurmanız tavsiye ediliyor, ancak aynı zamanda sınırlar koymayı da unutmamak gerekir.
    Çocuklarımızla kurduğumuz güven ilişkisi, onlarda sorumluluğu, kendini tanımayı ve duygusal olgunluğu teşvik etmeye yönlendirmelidir. Unutmayın ki, çocuk, hiç bir zaman bizim eşitimiz değil. Bizim bakım ve korumamız altındalar ve olgun ve bağımsız bireyler olmalarına yardım etmeliyiz.
  • Belirli şeyleri kendimize saklamamız her zaman için tavsiye edilen bir şey. Bir çocuk, ebeveynlerinin endişelerine, korkularına veya duygusal anlamdaki kaygılarına destek olmak veya katlanmak zorunda değildir.
Some figure

Çocuklarla arkadaş olmak – bunu yapmamalıyız çünkü bu güvensiz bir bağlılık ortamı yaratır

Çocuklarımızla neden arkadaş olmamamız gerektiğini kendimize sorarsak, bunun için ikna edici başka bir neden daha var. Ebeveynler ve çocuklar arasında iyi bir bağ, her iki tarafın da güvenli bağlanma stilleri olduğunda daha kolaydır.

Çocuklar bizi ihtiyaçlarını karşılayabilen, onlara rehberlik edebilen, her zaman erişilebilir olan ve her zaman onlar için en iyisini arayan insanlar olarak görmelidir.

İlişkiyi arkadaşlığa dayandırırsak, bunun yoğunluğu, zaman içerisinde seyrelir. Çocuk veya ergen bizi eşit, kendileriyle aynı konumda olan ve kendileriyle aynı güvensizliklere ve ihtiyaçlara sahip olabilecek biri olarak görecektir.

Bütün bunlar güvensiz bağlanmaya ve sürekli bir çelişki ortamına yol açar. Başarıya ulaşmadan bu dünyadaki yerlerini bulmaya çalışırken, içerisinde bulundukları ilişkileri barları olmayan bir hapishane odası gibi hissedeceklerdir. Bunu her zaman için mutlaka aklımızda tutalım.

Hoşumuza gitsin ya da gitmesin, bir çocuğun yetiştirilmesi ve eğitimi, çocuklarımızı her zaman mümkün olan en iyi şekilde destekleyebilmek için bu ilişkideki konumumuzu bilmemizi gerektirir.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • Bednar DE and Fisher TD. 2003. Peer referencing in adolescent decision making as a function of perceived parenting style. Adolescence 38(152):607-21.
  • Borawski EA, Ievers-Landis CE, Lovegreen LD, and Trapl ES. 2003. Parental monitoring, negotiated unsupervised time, and parental trust: the role of perceived parenting practices in adolescent health risk behaviors. J Adolesc Health 33(2):60-70.
  • Barbeta Viñas, M. (2019). La educación y la autoridad paternas: una exploración cualitativa. Política y Sociedad56(3), 713–736. https://doi.org/10.5209/poso.57358
  • Miller JM, DiIorio C, Dudley W. 2002. Parenting style and adolescent’s reaction to conflict: is there a relationship? J Adolesc Health. 31(6):463-8.
  • Navarrete Acuña, L., & Ossa C., C. (2013). Estilos parentales y calidad de vida familiar en adolescentes con conductas disruptivas. Estilos Parentales y Calidad de Vida Familiar En Adolescentes Con Conductas Disruptivas7(1), 47–56. https://doi.org/10.22235/cp.v7i1.1177
  • Koerner SS, Wallace S, Lehman SJ, and Raymond M. 2002. Mother-to-Daughter Disclosure After Divorce: Are There Costs and Benefits? Journal of Child and Family Studies 11(4): 1062-1024 .

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.