Cesur Olmak Bir Anlığına Dengeyi Kaybetmek Demektir
Cesur olmak, her zaman içerisinde biraz iyimserlik barındırır ve olağanüstü bireylerden oluşan direnişin bir parçası olmaktan geçer. Bu kişiler, yaratmak ve ilerleme kaydetmenin öncüleridir. Buna karşın cesur olmamak, sahne bile almadan defalarca prova yapmaya benzer.
Cesurluk dengeyi kaybetmek demektir. Bu yüzden işin ucunda risk, korku veya tehlike bile olsa cesur olmalı ve peşinde koştuğumuz hedefler için kararlar almalıyız. Bu riski almadığımızda kendimizi kaybetmeyi ve kendimizi tanımamayı göze almış oluruz. Korku faktörü, bize gördüğümüz şeyleri olduğundan farklı yansıtır ve bu yüzden de bakış açımızı değiştirir.
Başarmak istediğimiz her şey dışarıda bir yerdedir çünkü içimizde olanlar zaten bize ait olanlardır. Kendi konfor alanımızın dışına çıkmak için cesur olmalıyız çünkü yalnızca bu sayede hayatın bize sunduğu muhteşem hazineleri keşfedebiliriz. Bunu herkes başarabilir, yalnızca cesur olmak yeterlidir, aksi takdirde er ya da geç düşündüğümüz şeylere dönüşürüz.
Birçok durumda marifet yalnızca cesur olmaktır
Eğer korkunun sizi yönetmesine izin verirseniz sizi kölesi haline getirir. Dahası, bunu öyle sessiz ve derinden yapar ki farkettiğinizde artık çok geç olur. Burada anahtar cesur olmak; hatta bazı durumlarda cüretkar olmak ve kendinize ve yapabileceklerinize olan inancınızı yitirmemektir. Korku, bize kıyıyı göremeyecek kadar denize açılmaya cesaretimiz olmadığını düşündürür.
Hepimiz hayatımızda en az bir kere birtakım şeyleri riske atıp cesur olmak ile yerimizde oturup diğerlerini izlemek arasında kaldığımız seçimler yapmak zorunda kalmışızdır. Bunun yanı sıra hepimiz, işin başına oturduğumuzda onu başarmanın, zorlukların üstesinden gelmenin ve bundan keyif almanın hissettirdiği umut ve korku duygularına aşinayız.
Günümüzdeki bütün gelişmeleri zamanında cesaret göstererek farklı olabilen insanlara borçluyuz. 18. yüzyılda ilk buhar gücü ile çalışan motorları düşünün; Nicolas-Joseph Cugnot bu fikri ortaya atacak kadar cesaret gösterene dek kimse bu fikre inanmadı. Yalnızca gerçekleşene dek delice olduğu öne sürülen fikirleri ve bu fikirlerden birini sizin ortaya attığınızı düşünün.
Eğer hayatımızın başlangıç safhalarında kalsaydık bunların hiçbirinden haberdar olmazdık. Modern şiir edebiyatının kurucularından biri olarak görülen Amerikan şairi Robert Lee Frost hayat hakkında deneyimlerini şöyle özetler; “Hayatta öğrendiğim her şeyi üç kelimeyle özetleyebilirim: hayat devam ediyor”.
Motivasyon düşlerinizi gerçeğe dönüştürmek için vardır
Psikoloji öğretmeni ve motivasyon uzmanı olan Fernandez Abascal, motivasyon, neden başkalarının değil de bizlerin belirli bir şekilde davrandığını tam olarak açıkladığını savunur. Araştırmacılar da motivasyonun davranışı aktive eden, yönlendiren ve sürdüren bir kavram olduğunu onaylıyor.
Bir çok dahi için, kendilerinin dahi olduğunu düşünmelerinden veya çevreleri tarafından dahi olarak gösterilmelerinin verdiği motivasyondansa tam tersi cesur oldukları için dahi oldukları düşünülür. Bunun yerine, eyleme geçmekte motive oldukları için bunu başarırlar. Yapılan çalışmalara göre hedeflerine ulaşamayan insanlar için disiplinsizlik ve hedeflerinden kolay vazgeçmek ortak karakteristik özellik olarak belirlenmiştir. Bir çok durumda zorluklarla başa çıkmak sağduyu gerektirir fakat aynı zamanda inanç eksikliği asıl zorluktur.
Hayat cesaret gerektiren bir macera ya da hiçbir şeydir ve güvenlik batıl bir inançtır, doğada güvenlikten söz edilemez. Motivasyon veya motivasyon eksikliği, davranışlarımızı tetikleyen sebeplere anlık bir pencere açar. Bize neden bu şekilde davrandığımıza dair cevaplar bulmaya çalışır ve bu yüzden cesur olmak dengeyi kaybetmek anlamına gelse bile, bu ödenmesi gereken bir bedeldir. Tekrardan dengemizi sağladığımızda durduğumuz yer eskisine göre çok daha sağlam ve daha heyecan verici olacaktır. Bu yüzden derinlerde, hepimizin bir görevi var: gerçekleştirmek.