Carl Jung'un Kara Kitapları Tüm İnsanlık İçin Bir Mesaj İçeriyor

Yazan ve doğrulayan psikolog Valeria Sabater

Son Güncelleme: 21 Aralık, 2022

2009’da Jung’un Liber Novus’unun (Kırmızı Kitap) yayımlanması, son derece önemli, merakla beklenen bir kültürel olaydı. Ancak, Jung’un Kara Kitapları: Dönüşümün Defterleri‘nin sonraki sürümü beklenmedik bir sürpriz olarak geldi. Bunlar, ünlü İsviçreli psikiyatrist tarafından 1913 ve 1932 yılları arasında yazılmış defterlerdir.

Bu kitapların ne hakkında olduğunu merak ediyor olabilirsiniz. Etkilerini anlamak için daha önce yayınlanmamış eserler olduklarını anlamanız gerekir. Aslında, başlangıçta bunlar, Jung’un bir kendini keşfetme alıştırmasını yansıttığı bir dizi el yazısı günlüklerdi. Bu onun bilinçaltıyla yüzleşmesini içeriyordu.

Kitaplar, onun uyanık fantezilerinin ve vizyonlarının bir analizidir. Günlük olmalarına rağmen, bir yandan da Jung’un çeşitli zihinsel durumları ve tanımladığı kozmolojiyle olası ilişkileri hakkında hassas, kapsamlı ve titiz bir araştırma çalışmasıdır.

“Rüyalarla geçen geceler, gündüzün unuttuğu mitleri anlatır.”

– Carl Jung

Jung’un Kara Kitapları ne içeriyor?

Gerçekte, Jung’un Kara Kitapları‘nın yayınlanması, Kırmızı Kitabı veya Liber Novus‘u daha önce yayınlanmamış olsaydı mantıklı olmazdı. Nitekim, ikincisi belki de İsviçreli psikiyatristin en tartışmalı eseridir. Öyle ki, ölümünden sonra ailesi bu el yazmasını Zürih’in banliyölerinde Küsnacht’ta bir eve kilitledi.

Gerçekten de bu tuhaf, karmaşık ve samimi kitapta yazılanları kimsenin okumasını istemiyorlardı. Bununla birlikte, Kırmızı Kitap’ın, ruhunu kurtarmak için yeraltı dünyasına seyahat etmeye çalışan ayrıcalıklı bir zihnin muhteşem bir simya egzersizinden fazlası olmadığı söylenir.

Birinci Dünya Savaşının sona ermesi ve Jung’un Sigmund Freud ile olan anlaşmazlıkları onu derin bir hayal kırıklığına uğrattı. Bu, onu manevi, kehanet ve hatta mistik olanda gezinmeye teşebbüs etmeye teşvik etti. Görünüşe göre, son zamanlarda en şiddetli ve mantıksız tarafını ortaya koyan bir dünyada cevaplar ve anlam bulmayı çok istiyordu.

Bu nedenle, Liber Novus’u yazarken zamanının bir kısmını siyah defterleriyle geçirdiğini bilmek ilginç. Aslında, birincisinin malzemesi ikincisini detaylandırmasına yardımcı oldu.

Rüyalarıyla bağlantı kurmak ve onları Kırmızı Kitap‘ta anlatmak için meditasyon yapıp psikanalitik tekniklere kendini kaptırırken, kara kitaplarda ise en sistemli ve kapsamlı analizleri yapıyordu.

Özel bir yayın

Philemon Vakfı, Jung’un Kara Kitaplarını yayınladı. O sırada Liber Novus‘u düzenlemekle görevlendirilen Sonu Shamadasani tarafından titizlikle hazırlanmış ve hazırlanmış yedi ciltlik zarif bir baskıdan oluşuyorlar.

Jung’un Kara Kitapları’nın gün ışığına çıkması 20 yıl aldı.

İlk cilt, sonraki altısı için bir rehber görevi gören bir giriştir. İkincisinde ise canlı çizimlerin eşlik ettiği bir dizi yazı bulunmaktadır. Görünüşe göre Jung, bilinçaltını vizyoner hayal gücü, yazı ve resim yoluyla keşfetmeye çalışıyordu.

Kendi psikolojik gelişimi ve analitik psikoloji teorisinin evrimi üzerine de yansımalar var. Ayrıca bu kitapların sayfalarında okuyucu, Jung, eşi Emma ve Toni Wolff arasındaki üçlü ilişkiyi öğrenebilir.

Antonia Anna Wolff önce hastasıydı ve daha sonra Jungian sevgilisi ve analisti oldu. Ayrıca, günlük işlerinde onun için vazgeçilmez bir dayanaktı. Ayrıca, bu genç kadın, Amazon, anne, fahişe ve medyum arketiplerini içeren, kadın ruhu üzerine ilginç makaleler yayınladı.

Jung’un Kara Kitapları, içeriye bir yolculuk

Jung’un Kara Kitapları, İsviçreli psikiyatristin mitolojik varlıklarla yaşadığı vizyoner karşılaşmaları ortaya koyuyor. Bunların arasında yıldız tanrı Phanes, büyücü Ha (onun için belirleyici bir figür) ve onun iç gurusu haline gelen bilge büyücü Philemon vardı.

Bu canlı, yaratıcı ve rüya gibi deneyimler, Birinci Dünya Savaşı sırasında yoğunlaştı.

Carl Jung, yaşadığı her şeye bir anlam bulmaya çalıştı. Bunu yapmak için, uyanık haldeyken bilinçli olarak belirli bir fanteziyi uyandırır ve sonra ona girerdi. Sanki biri soyut bir resme girip gerçeküstü sembolizmini anlamaya çalışıyor gibiydi.

Büyük iş başlıyor. Ne büyük işi? Şimdi yapılması gereken iş. Bu büyük ve zor bir iştir. (…) Uzun süredir baygınsın. Şimdi daha yüksek bir bilinç düzeyine gitmelisin. Ben hazırım. Nedir? Söyle bana! Dinlemelisin: Artık Hristiyan olmamak çok basit. Ama sonra ne olacak? Pekala, daha fazla şey olmalı. Her şey seni bekliyor. Peki sen? Sessiz kalıyorsun ve söyleyecek bir şeyin yok. Ama konuşmalısın. Neden vahiyi aldın? Bunu saklamamalısın. (…) Ama benim amacım nedir? Yeni din ve ilanı.

– Carl Jung, Kara Kitaplar

İnsanlığa mesaj veriyorlar

Carl Jung’un bu kitaplarda bize nasıl bir mesaj bıraktığını merak edebiliriz.

Analitik psikolojinin babası Jung ve onun bilinçdışı teorisi hakkında anladığımız yadsınamaz bir gerçek var. Bilinçaltımızda yaşayan ve insan olarak hepimizi birleştiren sadece hafızamız ya da onun kolektif mirası olmadığı gerçeğidir. Aslında bilinçaltımız yaratıcı ve dönüştürücü tohumlar içerir.

Bu ne anlama geliyor? Bu, içsel dönüştürücü yolculuğunda Jung’un evrimleşmek, aydınlanma ve dolayısıyla özgürlük bulmak için cevaplar bulmak istediği anlamına gelir. Gerçekten de, çalkantılı ortamında bilgeliğin, anlamın ve aşkınlığın özlemini çekmiştir.

Bu kitapların zamanın bu özel anında yayınlanması son derece önemlidir. Jung’un mesajı basit ve açık. Daha yüksek bir bilinç düzeyine ulaşmalıyız. İnsanlar olarak daha iyi bir dünya inşa etmeliyiz.