Büyükbabamın Mirası: Ebedi Bir Bağ
Dedemin bana bıraktığı miras, parayla pulla, maddi şeylerle, siyah beyaz fotoğraflar ya da durmuş eski saatlerle anlatılamaz.
Dedemin bana bıraktığı miras beraber geçirdiğimiz zamandır. Okuldan eve dönerken, sonbahar yapraklarına basa basa yürüdüğümüz yollar, her zaman cebinde duran çikolatanın tadı ya da yazın deniz kıyısında geçirdiğimiz ve gerçek ile hayal arasında gidip gelen hikayelerini anlattığı zamanlar…
Büyükanne ve büyükbabalarımız, bizlere, kuşakları bir arada tutan o güçlü bağı sunarlar. Duygu ve deneyimleri ile bizi eğitir ve öğrenmemiz gereken değerleri aktarırlar. Onlar hem oyun arkadaşlarımız, hem sırdaşlarımız, hem de akıl hocalarımızdır ve yerine getirdikleri birçok görevleri vardır.
Büyükanne ve büyükbabalarımızın sorumlulukları arasında öğretmek de olmasına rağmen anne ve babalarımızdan biraz faklı bir durumdadırlar. Bir büyükanne ya da büyükbaba zaten kendi anne ve babalık zamanlarını doldurmuş, şimdi ise farklı rollere bürünmüş ve hatta kendi çocukluklarını yeniden yaşama arifesindeki insanlardır.
Onlar, gölgesinde yeni kuşakların barınabileceği birer hayat ağaçlarıdır.
Büyükanne ve büyükbabalarımızın, bu göreve istekli olup olmadıklarını hiçbir zaman bilemeyiz. Torunlar, bu dünyaya sevilmek ve desteklenmek için güven içerisinde gelirler. Her çocuğun çevresindeki kişilerle güçlü bağlar kurması gerekmektedir. Anne ve babalarımız kadar, büyükanne ve büyükbabalar da önemlidir.
Büyükanne ve büyükbabalarımızın da kanları damarlarımızda akıyor ve biz de bir sonraki kuşağa onların mirasını aktarıyoruz. Bununla birlikte, aramızdaki bu ilişkiyi sadece genetik bir kod olmaktan daha öteye taşıyan birçok başka yön de vardır.
Büyükbabalar: zamanın efendileri
Zamana hükmetme yeteneğini birçok büyükbabada gördünüz değil mi? Büyükbabanız sizi okuldan alıp eve geldiğinizde, artık öğleden sonranın daha yavaş ve rahat bir şekilde geçeceğini bilirsiniz. Ayrıca, büyükanne ve büyükbabalarımızın, bizim aracılığımızla kendi çocukluklarına dönmek isteyip istemediklerini de hiç bilemeyiz. Ama bir şekilde, bunu yapmak için hep yanı başımızda olurlar.
Oyunlarımızı, bulmacalarımızı paylaştılar bizimle. Günümüzde ise araları teknoloji ile oldukça iyi. Torunları ile güzel zamanlarını ve sırlarını paylaşmaktan geri kalmazlar. Anne ve babalarımızdan farklı olarak, yoğun duygular ile bezenmiş dakikalar yaratırlar.
Büyükanne ve büyükbabalarımız bizi azla azarlamaz. Biraz daha özgürlükçüdürler ve dinlemeyi bilirler. Bize ayıracak bolca vakitleri vardır. Daha da önemlisi, torunları için zamana hükmedebilirler.
Bir büyükanne ile büyükbabanın rolü
Burada ilginç bir gerçek vardır. Yaşlılık bilimi ve aile psikolojisi üzerine yapılan birçok çalışmaya göre, bir büyükanne ile bir büyükbabanın farklı rolleri vardır.
Büyükanneler özveri, özen ve dikkat emsalledir. Beslenme ve sağlıklı bir birey olmamız konularında çok titizdirler. Bir bakıma, yarar sağlayabilmek adına daha gerçekçidirler. Büyükbabalar ise, çocukların şaşkınlık içerisinde dinlediği binlerce hikayeleri ile, geçmişten edindikleri bilgeliklerini ve kişisel bir miraslarını torunlarına aktarırlar.
Çocuklar, hikayeler dinlemeyi, nereden geldiklerini bilmeyi ve dünyayı, büyükanne ve büyükbabalarının gözleriyle görmeyi severler. Kuşaktan kuşağa aktarılan, asla unutulmaması gereken benzersiz bir bilgeliktir bu.
Kriz anlarındaki can simitlerimiz
Büyükanne ve büyükbabalarımız hem mutlu mesut zamanlarda hem de sıkıntılı dönemlerde, tüm ailenin sığınabileceği hayat ağaçlarıdır. Ergenler mesela, kendi anne babaları ile aralarında bir tampon görevi gören büyükanne ve büyükbabaları ile beraberken bu mutlu huzurun tadına varırlar.
Büyükanne ve büyükbabalar, çoğu zaman, kendi çocuklarından ziyade, torunları için olumsuz bir şey söyleyememeleri, biraz yanlı davranmaları ve çok fazla hoşgörülü olmak ile eleştirilirler. Büyükanne ve büyükbabalar, hayatlarındaki belirli bir bölümden sonra, anlaşmazlıkları bir kenara bırakıp, her şeyden önce duygusal değerleri ve ailelerini ön plana çıkarlar.
Benim dedem sadece hikayeler anlatmazdı. Hem evimizin sessiz olmasına dayanamaz hem de kavga ve gürültüye gelemezdi. Dedem, zor zamanlardaki sakin ve sığınılacak bir limandı. Ne yapar eder bir şekilde sorunları hallederdi. Onun sayesinde mutlu ve huzurlu bir çocukluğum oldu.
Çocukken bana anlattığı korsan hikayelerindeki hazinelerden daha değerli mirasların ve hediyelerin kaldığı dolu dolu bir çocukluk…
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.