Logo image
Logo image

Bir Mağdurun Toparlanma Gücü

3 dakika
Bir Mağdurun Toparlanma Gücü
Son Güncelleme: 19 Mart, 2018

Toparlanma kavramı biraz karışık olan ve çeşitli uygulamalara sahip bir kavramdır. Bunlar arasında mağdur biliminin yeri önemlidir. Bu dalda bir suç mağduru olan kişiler üzerinde çalışmalar yürütülür. Başka bir deyişle mağdurlar üzerinde.

Bir defa travmatik bir olay deneyimlediğimizde, örneğin bir suça ilk elden tanıklık ettiğimizde, yapılması gereken en doğru şey hayata kaldığımız yerden normal bir şekilde devam etmektir. Ancak bu her zaman söylediğimiz kadar kolay olmayabilir.

Araştırmacılar insanların travmanın üstesinden gelebilmesi için çeşitli yöntemler üzerinde çalıştılar. Başka bir deyişle mağdurun toparlanma kapasitesi üzerinde çalışmalar yaptılar.

Mağdur bilimi nedir?

Yazarlar bu disiplinin nereye uyduğu konusunda ayrılır. Bazıları suç biliminin bir parçası sayılması gerektiğini söylüyor. Suç bilimi yani kriminoloji suç, azmettiriciler ve mağdurlar üzerinde geniş araştırmalar yapılan bir alandır.  Aynı zamanda, yukarıda bahsedilen taraflar ve durum arasındaki etkileşimi inceler.

Şahsen ben bu düşünce üzerinden gitmeyi tercih ederim. Ancak elbette bu konunun ayrı bir dal olduğunu söyleyen başka yazarlar ve uzmanlar da var.

Bu tartışmanın yanı sıra aslında önemli olan mağdurun tanımlanmasıdır. Genelde mağdur bu suç dünyasındaki araştırmalarda unutulan taraf oluyor.

Fakat bu mesele üzerinde yapılacak çalışmalar mağdurlara yardım ederken gelecekteki muhtemel suçları da önleyebilir.

Some figure

Mağdur bilimi kavramı ilk kez 1973 yılında İsrail, Kudüs’te düzenlenen ilk Uluslararası Mağdur Bilimi Sempozyumu’nda ortaya atılmıştır. Bu sempozyumla birlikte mağdur bilimi ismi verilen bu bilimsel disiplin pekişmiş oldu.

Bu çalışma alanındaki ilk evrelerden biri “mağduriyet sürecidir”. Bu basitçe kişinin mağdur olmasına ya da kendisini mağdur olarak düşünmesine yol açan dönüşümdür.

Bu olay konuya cevabı belirleyecek çeşitli faktör ve sebepleri kapsar. Çünkü bir travmanın algılanış şekli gerçekten de çok kişisel bir süreçtir.

Bu nedenle bahsettiğimiz bu süreç her birey için aynı olamaz. Bu kişisel, sosyal ve kültürel nedenler gibi faktörlere bağlı olarak değişir.

Mağduriyet süreci

Aslında konunun önemini göz önünde bulundurursak toparlanma kavramı üzerinde gerekli çalışmaların yapıldığı bir alan değil. İki ana fikre dayanıyor: kazaya direnç göstermek ve kendini yeniden onarmak.

Janoff Bulman gibi bazı araştırmacılar kişinin dayanıklı olup olmadığını belirleyen bir ölçek geliştirdi. Bu ölçeği oluşturan maddeler öz saygıyı ve çelişme kapasitesini analiz eden bir dizi cümle ve ifadedir.

Kişinin her bir cümleye ne kadar katılıp katılmadığı ölçekte 1’den 5’e kadar değerlendirilir. Böylece araştırmacılar konuya dayanıklılığı değerlendirir.

Some figure

Mağdurların toparlanması

Mağdur kişilerin toparlanması, o kişilerin başına gelen travmatik olayları atlatması olarak tanımlanır. Bu kapasite onlar için travmatik olayın günlük hayatlarını negatif şekilde etkilememesi anlamına gelir.

Konuyla ilgili farklı yazarlar farklı tanım ve bakış açıları sunuyor. Bununla ilgili iki ana uç düşünce bulunduğunu söyleyebiliriz:

  • Fransızlar bu kavramı travma sonrası büyüme ile ilişkilendiriyor. Buna insanın başına gelen kötü olaylardan ders alması ve büyümesi ihtimalinin analizi ve çalışması denebilir.

Bunu “yaşadıkça öğrenirsin” olarak da özetleyebiliriz. Olumsuz bir olaydan olumlu bir sonuç yaratmak da denebilir. Basitçe negatif bir olayı alıp bundan pozitif ve faydalı bir sonuç çıkarmış olursunuz.

  • Amerikalı yazarlar ise bu süreci mücadele süreci olarak adlandırıyor. Bu kişinin travmadan önceki yaşamına dönme gayretidir.

Mağdurlar olaydan sonra toparlanmaya başlar. Bu dinamik bir sürecin getirdiği bir yetenektir. Araştırmacılar toparlanmayı tetikleyen muhtemel etkenleri ve kökenini araştırdı.

Çevremizdekilerin belli başlı özellikleri kadar kişisel karakteristik özellikler de toparlanma süreci üzerinde etki sahibidir. Ancak en önemlisi kendi algımızdır. Kendimizi ne kadar olumlu algılarsak toparlanma kapasitemiz o kadar artar.

Some figure

Bu kesinlikle sadece dirençli insanların başına gelen travmaları atlatabileceği anlamına gelmez. Ancak elbette bu da yardımcı bir etken. Bu nedenle bu alanda araştırma yapmaya devam etmek gerekiyor.

Hangi etkenlerin direnci ve toparlanma sürecini olumlu etkilediğini öğrenmemiz gerekiyor. Böylece toparlanmayı teşvik edecek yolları bulabiliriz ve travmatik olaylar yaşamış mağdurlar mümkün olduğunca az acı çekerek bu dönemi atlatabilir.