Beyin Anomalisi Sizi Psikopat Yapabilir mi?

Patrick Nogueira amcası, teyzesi ve kuzenlerini İspanya’nın Pioz kentinde evlerinde öldürdü. İnsanlar bunu, bilişsel becerilerini bozan bir beyin anomalisi yaşadığı için yaptığını söyledi. Bununla birlikte, jüri onu suçlu buldu. Patrick’in ne yaptığını tam olarak bilen bir psikopat olduğuna inanıyorlardı.

Bir beyin anomalisi veya yaralanması aniden insanları cinayet işleme yetisine sahip psikopatlara dönüştürebilir mi? Kötülük biyolojik terimlerle açıklanabilir mi?

İspanya’da bu olay dikkat çekiciydi, çünkü ilk defa bir suçlu savunma ekibi bir suçu haklı çıkarmak için nörogörüntüleme kullandı. Bununla birlikte, Amerika Birleşik Devletlerinde, suçluların neden yıllarca bu kadar sınırlı bir öz kontrolü olduğunu açıklamak için beyin taramaları kullanılmıştır. Adalet sistemi, bu taramaları, bir kişinin cezaevinde mi yoksa psikiyatri hastanesinde mi cezasını çekeceğine karar vermek için kullanır.

Adalet sistemindeki beyin anomalileri

Örneğin, Amerikan Hakimler Derneği bu tür çalışmaları 27 yıldan uzun bir süredir kanıt olarak kabul etmektedir. En meşhur dava, 1992’de karısını boğmak ve bir balkona atmakla suçlanan Herbert Weinstein’dı. Weinstein’ın beyin taramalarına baktıktan sonra jüri, araknoid zarındaki bir kistin ona bunları yaptırmış olabileceğine karar vermiştir.

Bununla birlikte, birçok psikolog, psikopatların sadece zihinsel hastalıkları olan insanlar olmadığını belirtmektedir. Bir psikopat, doğru ile yanlış arasındaki farkı bilir. Dahası, psikopatlar eylemlerinin ahlaksız olduğunu anlarlar ama yine de yaparlar. Karar alırken dikkate almadıkları şey, diğer insanların acı çekmesidir.

“Canavarlarla savaşan kendisinin de bir canavara dönüşmemesine dikkat etmelidir. Uzun süre uçuruma bakarsan, uçurum da sana bakar.”

– Friedrich Wilhelm Nietzsche

Nörobilimin beyin anomalisi ve şiddet içeren davranışlar hakkında görüşleri

Doktorlar Pioz katili üzerinde farklı nörolojik testler yaptılar. PET taraması sağ temporal lobunun farklı alanlarında düşük nöral aktiviteye sahip olduğunu gösterdi. Patrick Nogueira bunun gençliğinde kafasını vurması nedeniyle olduğunu açıkladı. Ayrıca hakime 10 yaşından beri alkol içtiğini ve okulda zorbalığa maruz kaldığını söyledi.

Psikiyatristler bu tür beyin atrofisinin sosyopatinin açık bir işareti olabileceğini söyledi. Belirli nörolojik hasarların net davranış tepkilerinin olduğunu söylediler. 1997 yılında Dr. Adrian Raine ve Monte Buchsbaum, beyin anomalileri ile şiddetli davranış arasında korelasyon gösteren bir çalışma yaptı. Diğer çalışmalarda da aynı korelasyonu buluyoruz.

Phineas Cage vakası

Tıp tarihindeki en ünlü vakalardan biri Phineas Cage’dir. Psikiyatristler ve sinirbilimciler de, vakasını referans olarak kullanırlar. 13 Eylül 1848’de Gage, Vermont merkezli Rutland ve Burlington şirketi için demiryolu inşa eden bir ekiple çalışıyordu.

Takım büyük bir kayayı bölerken, çok uzun bir demir çubuk patlamada koptu ve Phineas Cage’in kafatasına girip orada sıkışıp kaldı. Çubuk başının sol tarafına girdi, gözünün arkasından geçti ve sol yanağından çıktı.

• Cage asla bilincini kaybetmedi. Normal olarak konuştu ve hareket etti. Demir çubuğu çıkardıktan sonra onu gözlem altına alan Dr. John Martin Harlow’u görmeye gitti. Harlow olanlardan çok etkilendi.
• Yaklaşık iki ay sonra, Phineas Cage normal hayatına döndü. Gözünü kaybetmesinin yanı sıra, olayla ilgili başka yan etki yaşamadığı görülmüştür.
• Ancak, Dr. Harlow gelecek yirmi yıl boyunca Cage’i takip etmeye devam etti. Kazadan sonra genç Cage’in asla psikolojik olarak aynı olmadığını anlattı. Doktora göre, saldırgan, dürtüsel, kaba, ahlaksız ve sorumsuz oldu.
• Phineas Cage farklı bir insan oldu. Bir işten diğerine geçti ve hatta sirke katıldı. Hayatının son yıllarında, yoğun epileptik nöbetler geçirdi. 38 yaşında öldü.

Ünlü nörolog Antonio Damasio, Cage vakasını en fazla inceleyen uzmanlardan biridir. Cage’in ön lobunun yaralanmasının kişiliğini, duygularını ve sosyal etkileşim yeteneğini değiştirebileceğini belirtti.

Psikologların beyin anomalisi ve davranış üzerindeki etkisi hakkında görüşleri

Pek çok psikolog, beyin anomalisinin her zaman davranışı etkilemediğini belli bir noktada itiraf eder. Başka bir deyişle, birini belirli bir davranış biçimine yatkınlaştırabilir, ancak bu kesin değildir.

Kriminoloji uzmanı ve psikolog Vicente Garrido, bir beyin kusurunun veya yaralanmanın, insanları otomatik olarak katillere çevirmediğini açıklıyor. Beyin taraması bize birinin düşüncelerini ve yapabileceklerini gösteremez.

Birçok belirleyici faktör vardır. Üstelik, psikopatların sadece küçük bir yüzdesi cinayet işler. Bunun nedeni oldukça basit: doğru ya da yanlış davranmak arasında seçim yapabilirler.

James Fallon vakası

Psikopat nörobiyolojisinin en ilginç vakalarından biri James Fallon’dur. California’daki Irvine Üniversitesi sinirbilimcisi, sosyopatlar konusunda önde gelen uzmanlardan biridir. Açıkçası, bu kişi bir katil değildir, herhangi bir şiddet eyleminde de bulunmamıştır.

Bununla birlikte, Dr. Fallon hakkında garip bir şey var. Beyninde psikopat geni ve sosyopat kişiliğiyle yüzde yüze karşılık gelen anatomik bir anomali var. Sadece bu değil, aynı zamanda soy ağacında ailesini öldürerek parçalara bölen meşhur Lizzie Bordon da dahil olmak üzere en az yedi katil var.

James Fallon normal bir hayat yaşıyor ve hiç suç işlememiş. Tüm dünyada psikopatlar, sosyopati ve kendi hikayesinden bahseder.

Bundan ne gibi sonuçlar çıkartabiliriz? Bir beyin anomalisi sizi psikopat yapabilir mi? Pioz’daki cinayet gibi ağır suçlar işlenmenize yol açabilir mi? Günümüzde buna net bir cevabımız yok. Bununla birlikte, bir şey oldukça kesindir: bir beyin anomalisi bizi belli davranışlara yönlendirebilir, ancak doğrudan acımasız suçlara yol açacağı kesin değildir.